Ljubljana Gezilecek Yerler

Tüm turistik yerlerin yürüme mesafesinde olduğu kültür şehrinde şehrin simgesi durumuna gelmiş ejderhalar ilginizi çekecektir. Ljubljana nehrinde bir tekne turu gezinize güzellik katacaktır.

Ljubljana Kalesi

Ljubljana Kalesi, şehrin en çok ziyaret edilen noktalarından birisidir. Şehrin doğusunda, 375 metre yükseklikte bulunur. Yeşil bir tepede bulunmakta olan bu kale mimari olarak oldukça dikkat çekicidir. Yıl içerisinde çeşitli organizasyonlara ve kutlamalara da ev sahipliği yapar. Ljubljana'daki çoğu bina 16. ve 17. yüzyıllara dayansa da bu kale bu binalardan daha eskidir. Kaleye çıkmak için birkaç alternatif vardır; bunlar fünikelerle veya yürüyerek çıkmaktır. Müzeye giriş ücreti yetişkinler için 7,5 Euro'dur. Kaleye füniküler kullanarak ulaşmanın bedeli ise 10 Euro kadardır.
 
Tepeye ilk kalenin 11. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Kesin olmamakla birlikte bu kalenin ahşap bir Orta Çağ kalesi olduğu da düşünülmektedir. Günümüzdeki kale zaman içerisinde değişikliğe uğrayarak gelmiş olsa da ilk taş kaleden 13. yüzyıldan kalan yazma ve kitaplarda bahsedilir. 1278'de Habsburg hanedanlığının kaleyi ele geçirdiği bilinmektedir. 15. yüzyıla gelindiğinde duvarlarından surlarına kale neredeyse tamamen yenilenmiştir. Açılır kapanır köprü de bu dönemde inşa edilmiştir. Bu dönemlerde Osmanlı saldırılarına karşı koyabilmek için sağlamlaştırılmıştır. 17. yüzyıldan sonra ise herhangi bir hükümdar veya soylu insan kalede yaşamadığı için kale adeta terk edilmiştir. Bu dönemlerde hapishane olarak kullanılmıştır. 

Gözcü Kulesi, Aziz George Şapeli, kukla tiyatrosu, Sloven Tarihi Sergisi müzede dikkat çeken noktalardır. Gözcü Kulesi 19. yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir. Havanın açık olduğu günlerde kulenin manzarası çok güzeldir.

Ljubljana Köprüleri

Ljubljana şehrinde, Ljubljana Nehri üzerinde pek çok köprü bulunur. Bu köprüler şehrin tarihi ve doğasıyla çok güzel bir uyum içerisindedir. Köprülerden en popülerleri Zmajski Most yani Ejderha Köprüsü ve Tromostovje yani Üçlü Köprü'dür.

Üçlü köprü Preseren Meydanı'na açılır şekilde konumlanmış ve adını üç köprü şeklinde olmasından dolayı almıştır. Ljubljanica Nehri üzerinden geçerek Preseren Meydanı'nı kalenin de bulunduğu Eski Şehir bölümüne bağlıyor. Çoğu kişi tarafından şehirdeki en güzel nokta sayılır. Buluşma noktası olarak klasikleşmiş, yaya ve bisiklet ulaşımına açık olan köprülerdir. Önceden asfaltla kaplanan köprüler 2010 yılında granitle kaplanmıştır.

Ejderha adeta Ljubljana şehrinin bir simgesidir. Güç, cesaret ve büyüklüğü temsil ediyor. Görmeden dönmemeniz gereken yerlerdendir. İki yanında da yeşil ejderhaların bulunduğu köprü araç trafiğine de açıktır ve anlatılan birçok efsanesi vardır. Ejderha Köprüsü 20. yüzyılın başında, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. Üçlü köprünün ve Ljubljana pazarının yakınında bulunur. Üzerinde şehrin sembolü olan dört tane ejderha heykeli vardır. Ejderha motiflerini şehrin başka noktalarında da görmek mümkündür.

Ejderha Köprüsü'nün yerinde bulunan köprü 1895 yılındaki depremde ağır hasar görmüştür ve yerine bir köprü yapılmasına karar verilmiştir. Ancak maddi olanaksızlıklar nedeniyle taş bir köprü yerine betonarme bir köprü yapılmıştır. Betonarme köprülerin en güzel örneklerinden biridir.
 

Tivoli Parkı

Tivoli Parkı, doğallığı sevenler ve yeşille iç içe olmak isteyenlerin tercih edebileceği bir mekandır. Ljubljana'nın en büyük parkıdır ve Šiška, Rožnik, Vič ile merkez mahallelerinin kesişim noktasında bulunur. Şehir Fransız egemenliği altındayken 1813 yılında Podturn Manor ve Cekin malikanelerinin bahçelerinin birleştirilmesiyle Tivoli Parkı ortaya çıkmıştır. Zaman içerisinde farklı mimarların çalışmalarıyla park günümüze ulaşmıştır.

Yeşilliği ile ün yapmış ülkenin bu güzel parkı aynı zamanda Tivoli Göleti, Cekin ve Podturn Malikaneleri, gül bahçesi, elindeki balığın ağzından su fışkırtan heykel gibi kültürel mekan ve eserlere de ev sahipliği yapıyor. Podturn Manor, 17. yüzyılda Rönesans'a uygun olarak inşa edilmiştir. 19. yüzyılın ortalarında Avusturya İmparatorluğu generali Joseph Radetzky tarafından neoklasik anlayışla baştan sona yenilenmiştir. 1864 yılında malikanenin önüne dört tane demir köpek heykeli yaptırılmıştır.

Cekin Malikanesi ise parkın kuzey tarafında bulunur ve günümüzde Çağdaş Slovenya Tarihi Müzesi olarak hizmet vermektedir. 1720 yılında barok mimariye uygun olarak inşa edilmiştir. Parkın güneybatı tarafında ise Tivoli Göleti bulunur. Gölet 1880 yılında yaptırılmıştır ve dikdörtgen bir şekle sahiptir. Çeşitli balık ve kuş türleri gölet içerisinde ve çevresinde yaşamaktadır. İnşa edildiği yıllarda gölette sadece yerli balık türleri bulunmaktaydı ancak yapılan yanlış yenileme çalışmaları nedeniyle yerli olmayan balık türleri de gölette yaşamaya başlamıştır. Huzur veren manzarasıyla Sloven sanatçılarının en sevdiği noktalardan birisidir.

Keyifli vakit geçirmek için ilk tercihiniz olabilecek Tivoli Parkını kimliğinizi bırakma karşılığında kiralayacağınız bisikletlerle gezebilirmini golf sahasını değerlendirebilir, bol oksijenli atmosferinden yararlanabilirsiniz. 

Prešeren Meydanı

Prešeren trg veya Prešeren Meydanı, şehrin ana meydanıdır. Meydan geniştir ve Üçlü Köprü'den geçerek ulaşabileceğiniz bir noktadadır. Turistik bölgelerin başında geldiğinden genellikle kalabalıktır. Özellikle Fransizkan Kilisesi meydandaki en gösterişli yapıdır. Meydanın adı Sloven ulusal şairi France Preseren'den geliyor. Meydanın bir köşesinde şairin heykeli de bulunmaktadır.

Üçlü Köprü'nün çıkışında, eski şehir bölgesinde bulunan meydan şehrin en işlek noktalarından birisidir. Ljubljana Nehri, şehrin doğası ve tarihi binalarının buluştuğu bir noktadır. Ljubljana'nın festival, yürüyüş gibi önemli etkinliklerinin düzenlendiği yerdir. Meydanın en dikkat çeken binası ise Fransizkan Kilisesi'dir. Aziz Francis'in kurduğu Fransizkan tarikatının öncülüğünü yaptığı kilise tarikatın geleneğine uygun olarak somon pembesi renginde yaptırılmıştır. 1646-1660 yılları arasında inşa edilmiştir. Daha sonra 1700'lerin başında ön cephesi barok mimariye uygun olarak yenilenmiştir.

Meydanın doğu tarafında meydana adını veren Sloven şair France Prešeren'in bronz anıtı bulunmaktadır. Anıt 1905 yılında yapılmıştır. Anıtın arkasında ise Ljubljana merkez eczanesi bulunmaktadır. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen yapı Neo-Rönesans özellikler taşımaktadır. Binada bulunan cafe Sloven sanatçılarının buluşma noktası olmuştur. France Preseren Meydanı'ndaki Ulusal KütüphaneZale Mezarlığı ve Tivoli Parkı'nı da gezebilirsiniz. Meydan ayrıca birçok eğlence organizasyonu, sokak sanatçıları ile genç müzik severler için çekici bir alandır. Meydandan Čop, Miklošič ve Stritar gibi caddelere geçip şehrin pek çok noktasına ulaşabilirsiniz.

Slovenya Ulusal Müzesi

Slovenya Ulusal Müzesi, Narodni muzej Slovenije, Slovenya'nın en eski ve en büyük müzesidir. Şehrin merkezinde, Tivoli Parkı'nın yanında bulunur. Taş Devri'nden Roma dönemine farklı dönemlerden kalma tarihi eserlerin sergilendiği müzede 400,000'den fazla tarihi obje bulunur. Müzenin nümizmatik departmanında bulunan eski paralar çok değerlidir. Slovenya tarihini merak edenler için uğranması gereken bir noktadır.

Müze 1821 yılında kurulmuştur. İlerleyen yıllarda Avusturya İmparatoru Francis müzenin gelişmesini bizzat desteklemiştir ve bu dönemde müzenin koleksiyonuna pek çok eser eklenmiştir. Yugoslavya döneminde müzenin ismi değiştirilmiştir ve koleksiyonunun bir kısmı Ulusal Galeri'ye transfer edilmiştir. Arkeoloji, nümizmatik, baskı ve çizimler, tarih ve uygulamalı sanatlar olmak üzere dört departmanı bulunur. Müzenin binası ise 1883-1885 yılları arasında Neo-Rönesans tarzda inşa edilmiştir. Slovenya Parlamentosu, Ljubljana Opera Binası, Slovenya Dışişleri Bakanlığı gibi binaların yakınında bulunmaktadır. 

Müzenin zengin koleksiyonunda başta Keltik, Roma, Rus, Japon, Batı Avrupa ve Taş devirlerinden ve kültürlerinden olmak üzere pek çok eser bulunur. Taş Devri'nden kalma kemikten yapılmış flüt dünyanın ilk müzik enstrümanı olarak bilinir. Slovenya'da bulunan Roma dönemi cam ve mücevherleri de göz alıcıdır. Bronz Çağı'nda nadir olarak görülen altın takılar müzede sergilenmektedir. Slovenya'nın tek mumyası ve tabutu da müzede bulunmaktadır.