Ayvalık Marmara Bölgesi’nde bulunan Balıkesir şehrinin Ege Bölgesi kıyısında yer alan şirin bir beldesidir. Yemyeşil ormanları, taş evleri, mavi bayraklı plajları ile sadece Türkiye’den değil yurt dışından da binlerce misafir ağırlayan Ayvalık turizm potansiyelini her geçen yıl ilerleten beldelerden biridir. Midilli Adası’nın tam karşısında yer alan Ayvalık unutulmaz bir tatil geçirmek için en ideal yerler arasındadır. Balıkesir’e ortalama 1 saat 50 dakika,İstanbul’a 5,5 saat uzaklıkta olan Ayvalık geçmişin izlerini hala yaşatan, bozulmamış bir yapıya sahiptir. TÜİK’in 2016 verilerine göre Ayvalık’ta 68.457 kişi yaşamaktadır. Yaz aylarında beldeye olan talepten dolayı nüfusu küçük şehirlerin nüfusunu geçmektedir. Tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Ayvalık Antik Çağ’da ayva anlamına gelen Kidonia adı ile anılmaktaydı. Bölgeye ilk yerleşenlerin Midilli’nin Kydona köyü ile Girit’in Kydonies bölgesinden geldikleri tahmin edilmektedir.
Antik Çağ’da Ayvalık’ta yer alan adalar Hekatonisa Adaları olarak bilinmekteydi. Bu ismin Nasos Antik Kenti’nin baş tanrısı olan Apollon’un takma adı Hekatos’tan geldiği ileri sürülmektedir. Apollon Adaları olarak da geçen adaların en büyüğü Nesos’tur. Nasos Antik Kenti’nden adını alan ada yıllar içerisinde Nesos’a dönüşmüş, sonra sırasıyla Moshonisi, Cunda ve Alibey olmuştur. Chalkis, Pordoselene, Kydonia; Apollon Adalarında yer alan diğer yerleşim yerleridir. Chalkis ve Pordoselene günümüze ulaşamamış, Kydonia Ayvalık, Nesos ise Alibey (Cunda) olarak değişmiştir. Geniş çaplı bir arkeolojik kazı çalışması yapılmasa da Kydonia olarak düşünülen alanda Antik Çağ’a ait birçok çanak ve çömlek parçalarına rastlanmıştır. Bu doğrultuda bölgede Helenistik ve Roma Çağlarında yerleşiminin olduğu tespit edilmiştir. En parlak dönemini Roma Çağı’nda yaşayan Kydonia Bizans dönemine doğru eski ihtişamından uzaklaşmaya başlamıştır. Bizans döneminde yerleşimin İlkkurşun Tepesi’ne doğru yöneldiği düşünülmektedir. 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girmiş, bugünkü Ayvalık da 1430’lu yıllarda kurulmuştur. İlk kez bu dönemde Alibey Adası’na deniz üssü kurulmuş ve bölgeye Rumlar yerleşmeye başlamıştır. 1789 yılından itibaren gayrimüslimlerin yaşadığı özerk bir bölge olan Ayvalık 1821 Yunan Ayaklanması sonrası boşaltılmış ve sonrasında Karesi Sancağı’na bağlı bir ilçe olmuştur. Sonrasında anlaşma yapılarak Rumların bölgeye geri dönmesine izin verilmesine rağmen Ayvalık eski günlerine bir türlü kavuşamamıştır. I. Dünya Savaşı sonrasında İzmir’in işgal edilmesi ile birlikte Yunan hakimiyetine giren Ayvalık’ta işgal 15 Eylül 1922’ye kadar sürmüştür. Lozan Antlaşması’nın imzalanması sonrası nüfus mübadelesi ile Makedonya, Girit ve Midilli Türkleri Ayvalık’a yerleştirilmiş, 19 Mayıs 1928 yılında ise Ayvalık ilçe ilan edilmiştir.
Ayvalık ilçesine bağlı olan 22 tane ada bulunmaktadır. Bu adalardan en büyüğü Alibey Adası olarak da bilinen Cunda Adası’dır. 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası’na oradan da ilçeye bağlanmış, bu sayede bölgenin en gelişmiş adası olma özelliğine sahip olmuştur. Cunda Adası’na bağlanan köprü Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşımaktadır. Cunda Adası dışındaki diğer adalar Milli Park ilan edildiği için yerleşim yapılması yasaktır. İlçe ekonomisi büyük ölçüde zeytinciliğe bağlıdır. Türkiye’nin en önemli zeytin merkezlerinden biri olan Ayvalık ülke ekonomisine de büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Zeytinyağı üretiminde de zirvede bulunan ilçe sadece Türkiye’ye değil yurt dışına da açılarak adını dünya ülkeleri arasına yazdırmayı başarmıştır. Pamuk, mandalina, çam fıstığı yetiştiriciliğinde de önemli paya sahip olan Ayvalık; üzüm ve bal üretiminde de ilk sıralarda yer almaktadır. Bağyüzü köyünde yetiştirilen Kozak üzümü ve Kozak çam balı meşhurdur. Balıkçılık bir diğer geçim kaynağı olurken özellikle yaz aylarında turizm sayesinde ilçe ekonomisi canlanmaktadır. Gün batımlarının en güzel adreslerinden biri olan Şeytan Sofrası, Ayvalık’ın akciğeri olarak bilinen Kozak Yaylası, 22 adet plajı ile tatilcilerin uğrak noktası Sarımsaklı ve tarihî dokusuyla kendisine hayran bırakan Cunda Ayvalık’ta ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer almaktadır. Karayolu ve denizyolu ile ulaşımın kolay olmasının yanı sıra büyükşehirlere yakınlığı ile Ayvalık sadece yazın değil bahar ve kış aylarında da ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil deneyimi sunar.