Benim gibi İç Anadolu’dan geliyorsanız ve zeytin ağaçları yol aldıkça sıklaşıyorsa bilin ki zeytinin başkentlerinden Kuzey Ege’ye yaklaşıyorsunuzdur. Kuzey Ege, zeytin cenneti ama bu bolluğun yanında çok leziz tatlara da ev sahipliği yapıyor. Ege’nin kuzeyinde ilk akla gelen yerlerden biri tabii ki Ayvalık’tır. Kalitesine ve lezzetlerine güvendiğimiz Ayvalık lezzet gezimize başlayalım.
Ayvalık’ta leziz ve besleyici kahvaltıyla güne başlamak isteyenlerinilk aklına gelmesi gereken yerlerden biri Artizan Bakkal olmalıdır. Buraya ilk girdiğimizde nefis ekmek kokuları geliyordu. Ancak gelen kokular klasik bir pastane veya fırından ibaret değildi çünkü Artizan Bakkal’da üretilen ekmek ve poğaça gibi hamur işleri atalık tohum buğdaylardan öğütülen unlardan veya organik unlardan yapılıyor ve tabii ki ekşi maya kullanılması ürünleri daha da özel kılıyordu. Alışverişle birlikte Fransız baget ekmeği ve karakılçık buğdayı unundan yapılan ekmeğimizi alıyoruz. Ayrıca Artizan Bakkal’a gelip özel bir kahvaltı yapabilir ve leziz organik kahvelerinden içebilirsiniz. Satışta bulunan ürünlerin büyük bir çoğunluğunun hikâyesi olan doğal ürünler olduğunu öğrenince mekâna dair sempatimiz bir kat daha artıyor. Ayvalık merkez’de bulunan Artizan Bakkal tek şubeli butik bir yerdir. Doğal ürünlerin peşine takılarak burayı ziyaret etmelisiniz.
İkinci durağımızda, Artizan Bakkal’dan yaklaşık 450 metre uzaklıkta olan ve yürüyerek rahatlıkla ulaşılabileceğiniz tatlı bir yere gidiyoruz çünkü damla sakızı bizi çağırıyor! 1924 kuruluş tarihli İmren Pastanesi Ayvalık’ın tarihi pastanelerinden biri. Çeşitli ürünleri olmasına rağmen benim ziyaret nedenim, lor tatlısı ile birlikte sunulan sakızlı dondurmaları. İmren’in sakızlı dondurması, Ayvalık’ta yediklerimin en iyisi çünkü yoğun sakız tadı var, yanındaki lor tatlısı ise ağızda hemen dağılıp gidiyor. Fiyatların çok uygun olduğu bu pastanede ikinci porsiyonu söyleyeceğinize şimdiden eminim.
Karınlar biraz acıkmış olabilir. O zaman sizi sanat köyüne yönlendirerek, zihinleri renklendirirken midenizde lezzetin tonlarına sahip olma şansını kaçırmamanızı ısrarla öneririm. Eski adıyla Yeniçarohori, yani Küçükköy’de Balkan lezzetleri sizleri bekliyor. Eski bir Boşnak köyü olan bu yerde Boşnak mutfak kültürü karşınıza çıkıyor. Lala’nın Börek Evinde Boşnak böreği, Suho Meso(Boşnak kuru eti), Soka(Boşnak mezesi) ve trileçe gibi lezzetleri tavsiye edebilirim. Boşnak böreği ile soka ikilisini mutlaka birlikte tüketin!
Yemeğin üzerine dondurmaya ne dersiniz? Kendi bahçelerinden topladıkları karadutlardan harika bir dondurma yapan Güler Tatlıhanesi’ne gitmenizi öneririm. Ayvalık Merkez’de bulunan Güler’in önünde her daim sakızlı kurabiye alma sırası olduğunu da ayrıca not düşeyim.
Şimdi Ayvalık’tan araçla 10 dakikalık uzaklıkta bir yere gidiyoruz. Alibey Adası, herkesin bildiği adıyla Cunda Adası’na vardığımda leziz ve farklı tatların olduğu bir yer olan Kesebir Mandıra’da soluğu alıyorum. Kesebir, bölgenin tarihini ve lezzet kültürünü yansıtan bir mandıradır. Zeytin ve reçel ürünlerine ek olarak, peynir çeşitleri kesinlikle bir bir tadılmalı.
Kesebir Mandıra’da tatmanız gereken peynirlerden öncelikle Rum kültüründen bizlere kalan damla sakızlı saganakiyi öneririm. Sakızlı saganakiyi kahvaltılık beyaz peynir olarak veya hellim peyniri gibi kızartarak tüketebilirsiniz. Tuzlu ve tuzsuz lor peynirini ise ısrarla tavsiye edeceğim. Birçok farklı yerin lor peynirini yedim ancak Kesebir Mandıra’nın loru çok farklı bir tada ve kıvama sahip. Farklı damak tatlarına açık olanlara önerim, unutulmaya yüz tutmuş “kirli hanım peyniri.” Kalıplarda mühürlenerek ve bekletilerek hazırlanan bu peynir ne yazık ki her zaman bulunamıyor. O nedenle, denk gelirseniz tatmayı unutmayın.
Ayvalık lezzetlerinin tadımını yaptığımıza göre, Kesebir Mandıra’dan hemen 15 metre uzaklıktaki Taş Kahve’de elle dövülen Türk kahvesinden içerek gezinizin yorgunluğunu atabilirsiniz.
Afiyet olsun.