Sinasos, şimdiki adıyla Mustafapaşa, Nevşehir’e bağlı Ürgüp’e beş kilometre uzaklıkta şirin ama gizli kalmış bir yer. Kapadokya bölgesindeki Göreme, Avanos, Uçhisar gibi yerlerin popülerliğinden uzak olmasına rağmen eşsiz Rum - Türk kültürüyle kıymet bilinmesi gereken toprak güzelliğindeki bu köye gelmelisiniz.
‘Sinasos’ ismi hakkındaki rivayet; köyün adının bir yerden kovulup tekrar aynı yerden birleşen kişiler anlamına geldiğini iddia eder. Öyle ki yerel halk da burayı “güneşin şehri” olarak benimsemiştir.
Aslında Sinasos eskiden beri Kapadokya bölgesinin gözdesiydi. Eski Sinasosluların İstanbul ile kuvvetli bağlantıları varmış. Sinasoslular, Karadeniz’den ve Marmara’dan toplanan havyarların ticaretini yaparmış. Ayrıca İstanbul’da çalışan neredeyse bütün boyacıların Sinasoslu olması da İstanbul ile bağı güçlendirmiş. Demek ki eski mimari yapıların üstündeki renkli işlemelerin güzel sırrı böylelikle ortaya çıkmış oldu.
Sinasoslular hem tüccar hem zanaatkârdı. İstanbul’da ticaret yapan bu zengin Kapadokyalılar, özellikle Fransız mecmualarından Avrupa sanatını takip eder ve kopyalarını memleketlerinde yaptıkları konaklara çizdirirlerdi. Konaklarda sık sık karşınıza çıkan Avrupalı yaşam tarzını yansıtan çizimler işte hep bu tüccarların Frenk merakından!
Sinasos - Mustafapaşa, 1924-1925 mübadele dönemiyle değişime başlar. Bölgede birlikte yaşayan Türk ve Rumların ayrılığı, mübadeleden önce birkaç kez yaşansa da mübadele kararı ile demografik yapı tamamen değişir. 1890 yılından 1924 yılına kadar yapılan sayımlarda Rum nüfusunun çok daha fazla olduğu, hatta köyün Anadolu’da Rumca dilinin konuşup yazıldığınadir yerlerden biri olduğu bilinmektedir. Köydeki konaklarda Rumca yazılmış dualar, hane isimleri vb. duvar yazıları hala durmakta.
Mübadeleden sonra Selanik’ten bölgeye göç eden yeni ailelerin bölgeye alışmakta zorluk çekmesi ve ekonomik uyumda zorlanması ise bölgeyi durağanlığa sokmuştur.
Bölge halkının geçmiş zamandan, Rum ve Türk kültüründen kalma hurafe, büyü,sihir, tılsım, adaklar vb. inançlarının günümüzde azalsada sürdüğü bilinmektedir.19. yüzyıldan kalan bu konakların gizli geçitlerinin bulunması bir tesadüf olmasa gerek!
Mustafapaşa’nın büyüklüğüne göre şaşırtıcı derecede çok sayıda butik otel vardır. Bu otellerin bölgenin mimarisini göz önünde bulundurarak inşa edilmesi ve daha da önemlisi yüzyıldır var olanları korumaları köye değer katmış. Kapadokya bölgesinde kafa dinlemek isteyenler, konaklama için kesinlikle Sinasos’u tercih etmelidir. Yükseklere kurulmuş konaklarda köyün manzarasını tercih etmenizi öneririm. Unutmayınız ki en görkemli konaklar, en güzel tepelere inşa edilmiş ve köyün en saygın aileleri tarafından kullanılmıştır.
Sinasos’a geldiğinizde yürüyerek gezmenizde fayda var. Özellikle ağustos ayının sonunda bölgeyi ziyaret etmenizi ve bölgede çokça yetişen üzümleri dalından kopararak tatmanızı öneririm. Tabii ki bölgede yetiştirilen üzüm, şarap ve pekmez yapımında kullanılmaktadır. Sonbaharın ilk aylarında köyde gezinirken pekmez kaynatan Mustafapaşalılar size zaten üzüm ikram edecektir.
Yemek içmek demişken, Mustafapaşa’nın geleneksel yemekleride anılmalıdır. Muhacir mantısı ve pidesi, koripaparoni, maznik, fasulnik, peravi, şekerli pirinç pilavı, tandır fasulyesi, tranenik ve tatlı yahni gibi lezzetleri ile Balkan mutfağı Kapadokya’da. Zaten tüm bu isimlerden anlaşılacağı üzere köy, Rum ve Türklerin en büyük ortak kültürel mirası olan mutfağı temsil ediyor. Balkan yemeklerini bilenler bilir: Dünyanın en güzel hamur işi Balkan böreğidir!
Mustafapaşa’nın son yıllardaki hareketliliği büyük oranda köyde kurulan üniversite sayesinde gerçekleşmiştir. Zaten üniversitenin neredeyse bütün binalarında mimari miras korunmuş ve köyün yeniden ön plana çıkmasına destek olmuştur.
Kapadokya Sanat Tarihi Müzesi, Aziz Nikola Manastırı, Mehmet Şakir Paşa Medresesi, Aziz Kostantin - Eleni Kilisesi gibi yapıların ziyarete açık olmasının yanı sıra yapının ruhuna uygun etkinliklere de ev sahipliği yapması önemlidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun inşa ettirdiği son medrese, burada üniversite tarafından kullanılmaktadır. Eleni Kilisesi’nde de yılda bir kez atalarının köyüne ziyarete gelen Yunanlılar ayin yapar. Yine aynı kilisede denk geldiğim klasik müzik konseri, ortamın ambiyansıyla büyüleyen bir şölen gibiydi.
Dahası da var: Yeni bir müze yapılıyor. Sinasos - Mustafapaşa’ya gelip gezmek için nedenler artıyor.
Faydalanılan kaynaklar:
- Mustafapaşa’nın Sosyo-Ekonomik, Fiziksel ve Kültürel Gelişimi, Mustafapaşa Belediyesi, 2005.
- Evangelia Balta.Sinasos: Mübadeleden Önce Bir Kapadokya Kasabası,2007.
- Zafer İlbars& Belkıs Temren. Kültürel Boyutuyla Mustafapaşa (Sinasos), 2003.