Kardeşliğin ve birlikteliğin şehri olarak bilinen Hatay Türkiye’nin en güneyinde, Akdeniz Bölgesi’nin doğu kıyılarında yer almaktadır. Nüfus bakımından ülkemizin en kalabalık on üçüncü şehri olan Hatay’da 2017 nüfus verilerine göre yaklaşık 1.575.226 kişi yaşamaktadır. Hatay’ın toplam yüz ölçümü 5.524 km2 olup rakım 100 metredir. Merkez ilçe Antakya başta olmak üzere İskenderun, Dörtyol, Arsuz, Belen, Defne, Erzin, Hassa, Kırıkhan, Reyhanlı, Yayladağı, Samandağ, Altınözü ve Payas Hatay’ın 15 ilçesi arasındadır. Nüfus bakımından en kalabalık ilçe Antakya olurken Kumlu en az nüfusa sahip ilçedir. İnsanlığın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Hatay farklı kültür ve inanışların bir arada yaşadığı birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bölgede yapılan araştırmalarda MÖ 100.000 ile 40.000 yılları arasındaki bulgulara rastlanmıştır. Tunç Çağı’ndan itibaren Akat Beyliği’nin hakim olduğu topraklara MÖ 17. yüzyıl sonlarında Hititler yerleşmiştir. Sonrasında Urartu, Asur ve Perslerin istilasına uğrayan bölge Makedonya Kralı İskender’in Anadolu’yu ele geçirmesi ile Makedonların hakimiyetine girmiştir. İskender’in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu generalleri tarafından paylaşılmış, Birinci Selevkos Asya İmparatorluğunu kurarken oğlu Hatay civarında Antakya’yı kurmuştur. MÖ 300 senesinden itibaren 26 yıl Asya İmparatorluğu’nun başkenti olan Antakya Roma ve İskenderun’dan sonra dünyanın en büyük üçüncü şehri olmuş ve hızla gelişmiştir. Daha sonraları Roma İmparatorluğu’nun eline geçen bölge MS 395’te imparatorluk ikiye bölününce Bizanslıların olmuştur.
Yaklaşık 243 yıl boyunca Bizans ve Sasaniler arasında el değiştiren Antakya Hıristiyanlığın dinî merkezi haline gelerek önemini korumayı başarmıştır. 877 yılında Tolunoğulları’nın hâkimiyetine giren bölge Ihşitler ve Hamdaniler’in işgaline uğramış, 966 yılında tekrar Bizans topraklarına katılmıştır. Haçlı Seferleri sırasında önemli bir konumda bulunan şehir 1268 senesinde Memlûkler tarafından ele geçirilmiştir. Yavuz Sultan Selim tarafından 1516 yılında fethedilen Antakya önceleri Halep’e bağlı bir sancakken sonrasında kaza olarak yönetilmeye başlanmıştır. I. Dünya Savaşı sonrasında İngilizler tarafından işgal edilen Antakya sonrasında Fransızlara devredilmiştir. 4 Temmuz 1938 yılında Hatay, Türk ordusu tarafından alınmıştır ve 29 Haziran 1939 yılında Hatay Türkiye’nin ili olmuştur.
Hatay ilinin ekonomisi tarım, hayvancılık ve sanayiye dayanmaktadır. İl topraklarının %20’ye yakın kısmı tarıma elverişlidir. Buğday, arpa, pirinç, pamuk, domates, patlıcan, soğan en çok yetiştirilen ürünler arasında yer alır. Portakal, mandalina, kavun, karpuz, incir, üzüm, kayısı ve erik şehirde verimli olarak yetişebilen meyvelerdendir. Modern tarım aletlerinin yaygın olarak kullanıldığı Hatay’ın AmikOvası en verimli tarım arazilerinin başında gelmektedir. Altınöz ilçesi başta olmak üzere il zeytin üretiminde de önemli bir paya sahiptir. Koyun, kıl keçisi ve sığır şehirde en çok yetiştiriciliği yapılan hayvanlar arasındadır. Arıcılığın da gelişme gösterdiği kent orman varlığı bakımından da zengindir. İl topraklarının %38’i ormanlarla ve makilerle kaplıdır. Defne, mersin, kekik ve lavanta ilde en çok rastlanan maki türlerindendir. Kayın, meşe, kızılcık, kavak, çınar Hatay’ın yüksek kesimlerinde yetişen ağaçlar arasında sayılabilir. Asi Nehri Hatay’ın en önemli akarsuyu olup Nil Nehri ile birlikte ters akış yönüne sahip olan iki akarsudan biridir. İl genelinde altın, alüminyum, dolomit, demir, krom, manyezit gibi maden rezervleri bulunmakla birlikte İskenderun’daki krom yataklarında üretim yapılmaktadır. Sanayi sektörünün giderek gelişme gösterdiği Hatay bu konuda önemli bir potansiyele sahiptir. İskenderun Körfezi günümüzde en büyük demir çelik işleme ve üretim merkezi konumundadır. Dokuma, giyim, deri, metaleşya ve ormanürünleri Hatay’daki sanayi kollarından birkaçıdır. İskenderun Limanı ülkemizin en büyük üçüncü limanı olma özelliğine sahiptir. Hatay’ın en önemli sanayi kuruluşlarının yer aldığı İskenderun hem şehir hem de ülke ekonomisine büyük oranda katkı sağlamaktadır.
Köklü tarihi, kültürel özellikleri ve doğasının yanı sıra dillere destan Hatay mutfağı ile de misafirlerine unutulmaz deneyimler sunan şehirde pek çok şair, sanatçı ve bilim insanı yetişmiştir. İslam, Hristiyan ve Musevi inancına sahip olanların bir arada kardeşçe yaşadığı hoşgörü kenti Hatay’ı ziyaret ettiğinizde kültür birikiminin izlerini şehrin birçok yerinde görebilirsiniz. İnanç turizminin önemli merkezlerinden biri olan Hatay camileri, kiliseleri, kaleleri, çarşıları ve tertemiz sahilleriyle yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği şehirlerden biri olmaya devam etmektedir. Turistler İskenderun otellerinde ve merkez otellerde kalarak çok keyifli vakit geçirebilir.
Tanıtım Videosu: