İlk duyduğumda birbirinden farklı iki kutbun yan yana nasıl kullanıldığına şaşırmadım değil. Bir tarafta Almanlar, diğer tarafta karnaval… Evet! Köln Karnavalı’ndan haberim olduğunda ağzım bir karış açık kaldı. Ama iyi oldu. Bir önyargımdan daha kurtuldum. Yani Almanları öyle sokaklarda 10’ar, 20’şer gruplar halinde eğlenirken göreceğimi hiç düşünmemiştim. Almanya’nın Köln kenti; her yıl, 11. ayın 11’inde, saat gündüz 11.11’de karnavalın startını veriyor.
Karnavalın başlayacağı gün resmi tatil olmasa da sokaklar sabahın erken saatlerinde kostümleri ile dolaşan insanlarla hareketleniyor. O gün sadece Köln’deki insanlar değil, komşu kentlerdeki insanlar da Kölner Dom yani Köln Katedrali’nin çevresine akın ediyor. Almanya dışından gelenler de var tabii ki… Karnavalın, Latin kültürü ile özdeşleştiğindendir herhalde ellerinde İspanya, Brezilya ve Portekiz bayrakları ile eğlenen Almanlar da var.
“Karnaval” denince tabii ki de kostüm ve hayal gücü devreye giriyor. Tabii ki kostüm partilerinde ve karnavallarda görmeye alıştığımız; gemi kaptanı, hemşire, rahibe, Arap şeyhi ve Mickey Mouse kadar seçtikleri kostümlerde hayal güçlerini zorlayanlar da var. Kostümleri taşıyanların gözleri kamaştırması da var. Hani sizi korkutacak bir kostüm ile kimsenin karşınıza çıkacağını sanmıyorum, sanki herkes bir melek burada.
Belki de hiç bu kadar uzun süre Almanca şarkılar dinlememiştim. Karnaval süresince geleneksel Almanca şarkılar, her sokağın başında kurulan eğlence alanından yükseliyor. Söylenen şarkılardan biri de ilginç olarak; “19 numaralı tramvay İstanbul'a gider”. Tramvay beklerken İstanbul'a gitme hayali kuran bir Kölnlünün hikâyesini anlatan şarkı, bölgenin çok kültürlü yapısını yansıtan önemli bir öğe olarak da görülüyor.
Noel döneminde ara verilen festival dönemi, Şubat ayında kaldığı yerden çok daha renkli bir şekilde devam ediyor. Hristiyan geleneklerine göre belirlenen kilise takviminde 7-13 Şubat tarihleri arasında 7 festival günü daha var. Köln festivalleri hakkında bilgi almak için tıklayın.