Viyana-Prag-Budapeşte turları içerisinde ekstra tur olarak Dresden (Almanya) ve Bratislava (Slovakya) da ekleniyor. Böylece 5 ülke birden görülüyor. Ama tabiİ yollarda canınız çıkmazsa! Prag’dan Budapeşte’ye geçerken durağım küçük Bratislava oldu. Başkent Bratislava, Viyana’ya oldukça yakındır. Turumuz esnasında adete geçerken Kadıköy’e uğrar gibi şehir merkezinde tur attık.
Avrupa Birliği’ne üye, Schengen vizesi ile giriş yapabileceğiniz ülkenin para birimi Euro’dur. Birinci Dünya Savaşı sonunda Avusturya-Macaristan’dan ayrılan ve Çekoslavakya’ya bağlanan ülke toprakları İkinci Dünya Savaşı sonunda 1948’de güçlenen Komünist parti döneminde Çekoslavakya’nın Doğu Bloğu’nun bir parçası olmuştur. Ülke 1989’da Kadife Devrim ile dağılmıştır. Bu süreden sonra 1993’de ise Çekler ve Slovaklar masada bir araya gelerek hiçbir sorun yaşamadan ayrılma kararı almıştır. Bu da Çekoslavakya’nın tarihten silinmesine neden oldu. Çek Cumhuriyeti bir yandan gelişirken Slovakya’da 2004’de Avrupa Birliğine katılmıştır. Günümüzde 6 milyonluk Slovakya’nın 500 bin nüfüslü küçük şehri Orta Avrupa turlarının uğrak noktası olmuştur.
Benim için Holosko ve İngiltere’de tanıştığım arkadaşlarımdan dolayı bilgiğim ülkeyi gezince kafamdaki bazı taşlar yerine oturdu. Gerçi Holosko’da bizden biri olduğu için ismi geçince sarımsak yendiğinde Holosko diyen tipler ve her takasta +Holosko esprisi yapanlar artık Solovakya’dan önce aklıma geliyor ya neyse... Gurbetçi Slovaklar içinse İngiltere’de sterling kazanıp burada harcamak çok keyifli olsa gerek. Çünkü ülke Euro kullanmasına ragmen yakınındaki Viyana kadar pahalı değil. İngiltere’de sıklıkla mağazalarda ve kafelerde çalışan Slovaklara rastlamak bu nedenle gayet normal gelmeye başladı.
2 saatlik rotamızBaşlangıç noktamız Tuna’nın üzerinden geçen Nový Most oldu. Tepesinde bulunan restoranı ile ufoyu andıran 1972 yapımı köprü şehrin uzaklarından dahi görülebiliyor. Ufo Köprüsü diye bilinen alandan ilerleyerek Veba Anıtı'na vardık. Bildiğiniz gibi veba geçmişte tüm Avrupa’nın baş belası olmuştur. Her büyük şehirde bir anıt mutlaka olur. Anıttan eski şehre doğru giderken duvar resmi, St. Martin Katedrali ve yanında günümüzde olmayan sinagogdan da bahsetmemek olmaz. Yine birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi İkinci Dünya Savaşı'nda yıkılan sinagogun yerine bugün onu hatırlatan bir resim çizilmiş. St. Martin diyerek de hızlıca geçmek olmaz; Maria Theresa ve bazı Avusturya-Macaristan impratorları burada taç giymiştir. Çok görkemli olmasa da manevi bakımından önemli bir kilisedir. Burasını başlangıç noktası sayarsak sıfır noktası diye bilinen alana kadar aşağıdaki yerleri görebilirsiniz:
Hviezdoslavovo Nám (meydanı) bir ucunda Slovak Ulusal Tiyatrosu ve diğerinde Hviezdoslav heykeli olan sakin bir meydan olarak gözüküyor. Sonbaharda gittiğimiz için yere dökülen sarı yapraklar arasında sokak satıcılarından hediyelik eşya alan kişilerle doluydu. Hviezdoslav 1849-1921 yılları arasında yaşamış Slovak şairdir.
Cumil (The Watcher): Kanalizayon işçisi heykeli en çok rağbet gören heykellerin başında gelir. İki farklı hikayesi var. Bir tanesi bana mantıklı gelmeyen, şehirde geçmiş dönemde rogar kapaklarından çıkarak kızları dikizleyen röngenci işçi olarak anlatılıyor. Diğerin de ise şehrin yeniden inşasını simgeleyen bir heykel olarak bahsediliyor.
Fransız Konsolosluğu’nun önünde yer alan Napolyon heykeli sırtını konsololuğa dönmüş olmasıyla ilgi çekiyor. Her gördüğümde yanında poz veren vardı.
Schöner Naci: Bu kişinin şehir için ayrı bir yeri var. Şehrin çapkını ve sevilen bir karakteridir. Sevgilisini kaybettikten sonra her gün tertemiz kıyafetleriyle yoldan geçen güzel kadınlara çiçekler sunarmış. Napolyon heykelinin karşısında yer alır.
Hlavné Nám: St. Micehael Kapısı' na giden Schöner Náci ve Napolyon heykelinin bulunduğu, ortasında süs havuzu olan şirin bir meydandır.
St. Micehael Kapısı turumun son noktası oldu. Altında yer alan 0 noktasından diğer önemli şehirlere olan mesafeler belirtilmiştir. En azından kuş bakışı olarak kilometrelerden nereye yakın olduğunuzu hissetmek mümkün. Hatta memleketim İstanbul’a bile :)
Sokak aralarını keşfederken Mozart’ın 6 yaşında konser verdiği devlet binasınının önünden geçiyoruz. Şu anda bir tabeledan fazlası olmasa da tarihteki yerini almıştır.
Son olarak Bratislava Kalesi… Bir şehre gidip de kalesini ziyaret etmemek olmaz! Çıkıp görmeye vaktimiz olmadı. Ama devasa haliyle gezimiz boyunca bizlere eşlik etti. Her ne kadar küçük bir şehir olsa da hayvanat bahçesi, botanik bahçesi gibi yerleri görmek için şehirde birden çok gün kalmak gerekiyor. Mavi Kilise ve Devin Kalesi de araştırdığım kadarıyla önemli noktalardan birkaçıdır.