Akabe Cedar Pride Batık Dalışı

Akabe’de yer alan en önemli noktalardan biri olan Cedar Pride batık dalış alanı tüm dalgıçların uğrak noktası.

Ürdün Kralı Abdullah günümüzden 30 sene önce 16 Kasım 1985 tarihinde Akabe’nin hemen açıklarında eski bir gemiyi bilinçli olarak batırmış. Bu batık ise günümüzde Kızıldeniz’in en beğenilen batıklarından biri haline gelmiş.

Cedar Pride’ın hikâyesi şöyle; bu geminin açılışı ilk olarak “MONE DOS” adı ile 1964 senesinde İspanya’nın Gijon kentinde yapılmış. 74 metre uzunluğundaki ve 1.161 ton ağırlığındaki bu kargo gemisinin adı 1969’a kadar “PUERTO DE PASAJES” olarak anılmış ve Bilbao Naviera Anzar Gemicilik şirketine hizmet etmiş. 1978 senesinde ise adı “ST. BRUNO” olarak değiştirilmiş.  Daha sonra gemi Lübnan Cedar Pride gemicilik şirketi tarafından satın alındıktan sonra dördüncü kez yeniden adı değişmiş ve şirketin adı olan “CEDAR PRIDE” adını almıştır. Geminin Ürdün’de Akabe Limanı’na gelişi ise 1982 senesinin Temmuz ayına rastlıyor. 2 Ağustos’ta gemi bu limanda demirlemiş ancak bir yangın başlamış. Başlayan yangın hızla makine dairesine ve mürettebatı konakladığı alana yayılmış. Hatta bu yangında 2 mürettebat hayatını kaybetmiş. Bu yangın gemiye telafisi mümkün olmayan hasar vermiş. 3 sene boyunca denizde kullanılmadan öylece durmuş. Bu süre içinde gemicilik şirketi de liman vergileri ile ilgili sorumluluk kabul etmeyince, Ürdün kralının aklına dahiyane bir fikir gelmiş. Madem bu gemi şu an kullanılamaz durumda, o halde bunu her seviyeden dalgıcın dalabileceği bir batık haline getirelim demiş.

Kendisi de başarılı bir dalgıç olan Ürdün Kralı’nın aldığı bu karar ile 16 Kasım 1985 senesinde CedarPride, delikler açılarak kontrollü bir şekilde batırılmıştır. Günümüzde her seviye dalgıç için ideal olan, Kızıldeniz’in en iyi dalış enkazlarından biridir.

Ben ilk girerken oldukça ürktüm ancak bu muhteşem bir deneyim. Batık geminin direkleri üzerinde bile yumuşak mercan gelişimleri var. Geminin üzerindeki rengarenk balıkları izlemeye doyum olmuyor. Tabii ki ben çok deneyimsiz olduğum için sadece 12 metreye inebildim. Dolayısıyla geminin üst bölümünü görebilme fırsatım oldu. Ancak daha deneyimli dalgıçlar gemi enkazının dibine kadar inip çok daha müthiş bir deneyim yaşayabiliyorlar. Hatta geminin içine bile girmek ve gövdesi boyunca yüzmek mümkünmüş. Kim bilir belki kendimi geliştirir biraz da korkumu yenersem neden olmasın.

Daha önceki dalışım kardeşim Gökçe’nin eşliğinde Karadeniz’de 5-6 metreye idi ve heyecandan pek bir şey anlamamıştım. Ama bu kez çok başkaydı. Bu kadarını bile yapmış olmam kesinlikle insanlık için küçük olsa da benim için dev bir adımdı : )