Akdamar Adası : Tamara'nın Gözyaşları

Akdamar Adası Van'a 47 km, Gevaş İlçesine 7 km mesafede, sahilden 4 km uzaklıkta olan bir ada. Ada'ya deniz motorlarıyla 20 dakikalık zevkli bir yolculuktan sonra ulaşılıyor. Deniz motorları 15 kişilik ve bu sayı olunca hareket ediyorlar. Kafaya takmayın, her 20 dk'da bir deniz motoru doluyor. Turistler ve yerel halk'ın başlıca gittiği mekanlar arasında bulunuyor ada. Akdamar Adası üzerindeki Akdamar Kilisesi bir ermeni kilisesi olarak yılın belirli aylarında ibadete açık. M.S 915 ile 921 yılları arasında mimar Keşiş Manuel tarafından Kral I.Gagik'ın için inşa edilmiş.  


Akdamar Kilisesi
 


 

Kilisenin duvarlarında ise daha önce Gürcistan'da gördüğüm bantlar halinde taş kabartmalar ve bunları konu alan İncil ve Tevrat'tan alınan kutsal isimler ve av sahneleri yapılmış.
 


 

Kilisenin içerisinde ise yine aynı döneme ait resimler ve konular duvarlara resmedilmiş.


 

Akdamar Kilisesi'nin kulaktan kulağa anlatılan bir hikayesi var; Adada yaşayan Papazlardan birinin "TAMARA" adlı genç ve güzel bir kızı var. Tamara karşı kıyıda yaşayan bir kürt çobana aşık olmuş. Aşıklar haftanın belirli günlerinde gizlice buluşuyorlarmış. Tamara bu gence ışık yakıp adaya gelirken yön bulmasında yardımcı olurmuş. Babası bir gün bu genci öğrenmiş ve kızı bir odaya hapsetmiş. Kızından çoçuğun geleceği saati ve günü öğrenmiş. Çocuk yüzmeye başladığında onu ışıkla hep yanlış yere yönlendirmiş. Sonunda genç aşık yüzmekten çok yorulmuş ve gücü kalmamış. Genç aşık karaya çıkamadan yorgunluktan dolayı sulara batıp çıkmaya başlamış. Ve son nefesinde Ah…TAMARA diye bağırmış ve boğulmuş
.

Ada ilk önce AHTAMARA olarak adlandırılmış, sonraları yerel dil dönmesi ve şiveden dolayı AKDAMAR olarak değişmiş. Bu adada Van Gölü'nün muhteşem manzarası eşliğinde adayı turladık Sertan'la…Adada çay bahçesi var ve dinlenme yeri olarak çok güzel bir konumda bulunuyor. Genel olarak yerel halk'ta adaya gezmek, buluşmak, hafta sonlarını değerlendirmek için geliyor.
 


Akdamar Adası
 


 

Akdamar Adası'nı adım adım dolaştıktan sonra, birde üstüne bir yorgunluk çayı içince Sertan ve ben mayıştık iyice Güneş yavaş yavaş batıyordu ve bu muhteşem manzarayı fotoğraflayalım dedik.
 


 

Akdamar Adası sonrasında tatlı bir yorgunlukla eve döndük. Akşam kısa bir şehir turu yaptık. Van akşamları cıvıl cıvıl, tüm sokaklar dolu, hareketli. Özellikle çarşının bulunduğu konum çok hareketli. İnsanlar cafelerde, sokaklarda…Çok şaşırdım buna çünkü bana anlatılan, gösterilen Van bu değildi. Çok üzüldüm ve kendime kızdım, neden daha önce bu şehre gelmedim diye. Özellikle üniversite buraya ayrı bir canlılık getirmiş. Van o kadar modern bir şehir ki…Çok sevdim bu şehri ben.  

Ertesi sabah kalktığımızda Sertan'ın acil olarak Diyarbakır'a gitmesi gerektiği haberi geldi. İş yeri yeni bir bayi ziyareti yapması gerektiğini söyleyince bizde apar topar yollara düştük. Van için gezip görülecek başlıca 2 yeri görmüştüm ve bu bile büyük bir mutluluktu. Ve dedim ya, bu şehri çok sevdim ben En kısa sürede tekrar bir Van ziyareti yapmalıyım düşüncesiyle Diyarbakır yollarına düştük…