Avanos'u Görmenin Tam Zamanı

“Kör de bilir Avanos’un yolunu / Testi bardak kırığından bellidir” Avanos’u gezerken sık sık karşımıza çıkan bu satırlar, çömlekçiliğin yöre için anlamını en veciz şekilde anlatıyor. 19. yüzyıl halk ozanlarından Aşık Seyrani’nin dizelerine de yansıyan bu kadim gelenek, Avanos’a, Hititlerden mirastır. Hitit dilindeki anlamıyla Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya’nın en görülesi yerlerinden olan Avanos deyince akla önce çömlek sanatı gelir. Avanos’un usta çömlekçilerinin elinde çeşitli toprak ürünlerine dönüşen bu sanatının hammaddesi, Avanos’un içinden de geçen Kızılırmak’a kızıl rengini veren killi topraktır. 

Avanos’ta çömlekçilik öylesine önemli ki çömlek yapmasını bilmeyene kız verilmediği söyleniyor. Ancak Avanos’un turistik zenginlikleri çanak çömlekten ibaret değil. Avanos’u gezmeye başlamadan ve çömlek bahsini kapatmadan önce kısaca ilçenin tarihine de bir göz atalım. 

Geleneksel çarklardan çağdaş bir müzeye 

Antik dönemlerden başlayarak günümüz kadar Venessa, Nenassa, Zuwinassa, Evenez, Uvenez gibi adlarla anılan Avanos’un ne zaman kurulduğu bilinmiyor ama tarihinin en az 5 bin yıl geriye gittiği düşünülüyor. Asur, Hitit, Roma, Bizans ve daha sonra Osmanlı ve Selçuklu egemenliklerini yaşayan Avanos’ta çanak çömlek ustalığı her dönemde önemli olmuş. Halen de (yüzyıllar öncesinde olduğu gibi) çark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgâhlarda elle şekil verilerek çeşitli tabaklar, testiler, küpler, vazolar vb toprak eşyalar üretilmeye devam ediyor. 

Avanos’ta çanak çömlek geleneği bugün elli civarında işlikte sürdürülüyor ancak ne yazık ki giderek artan fabrikasyon üretim, hem güzel bir sanatın, hem de ilçe ekonomisinde önemli bir yeri olan bu geleneğin unutulmasına neden oluyor. Bununla birlikte çömlek geleneğine sahip çıkan Avanoslular yok değil. 

Böylesi köklü bir geleneği yaşatan bir yörede bir çömlek ve seramik müzesinin eksikliğini dikkate alan Avanos’un en eski çömlekçilerinden Güray Ailesi’nin kurduğu Kapadokya Yeraltı Seramik Müzesi (Güray Müze), yerin 20 metre altında ve tamamı kayalardan oyulmuş gizemli atmosferiyle dünyada bir ilk. Üç ana bölümden oluşan müzenin birinci bölümünde antik toprak eserler, ikinci bölümde çağdaş seramik sanatçılarının yapıtları sergileniyor. Aynı zamanda çeşitli konser, kokteyl gibi etkinliklerin düzenlenebildiği bu salonlardan başka sergi salonu, kütüphane, kafe şeklinde düzenlenen üçüncü bölümüyle Güray Müze bir kültür merkezi işlevi de görüyor. 

Aşıklar Köprüsü, Dertli Dolap... 

İçinden nehir geçen kentler bir başka güzeldir. Kızılırmak da Avanos’a ayrı bir güzellik verir. İlçenin iki yakasını birleştiren tarihi taş köprü ve ahşap asma köprü arasında kalan kesim Avanos’un merkezidir. 1900’da açılan 150 metre uzunluğundaki 11 ayaklı taş köprü araç, 1973 yılında açılan 180 metre uzunluğundaki asma köprü ise yaya trafiğine açık. Daha çok sallanan köprü olarak anılan asma köprü, benzerlerini Avrupa ülkelerinden gördüğümüz bir uygulamayla şimdiden “aşıklar” köprüsü olmuş bile. Birlikteliklerinin sonsuza kadar devamı için, üzerine adlarını yazdıkları asma kilitleri, köprünün korluluklarına kilitledikten sonra anahtarını Kızılırmak’a atmak üzere Avanos’a gelenlerin sayısı hiç de az değil... 

Avanos’un, her zaman popüler bir gezinti ve dinlenme yeri olan Kızılırmak kıyısında tasarım harikası ahşap bir su dolabı da bulunuyor. Yunus Emre’nin Dertli Dolap şiirinde ölümsüzleşen bu eseri basitçe; suyun akıntısından aldığı kuvvetle dönerek Kızılırmak’tan aldığı suyu oluğuna boşaltan ve böylece tarım alanlarının sulanmasını sağlayan bir sistem olarak tarif edebiliriz. Bir zamanlar sayılarının 16 olduğu belirtilen ancak zamanla teknolojiye yenik düşen geleneksel su dolaplarından bir örnek Belediye’nin olanaklarıyla yeniden inşa edilerek Avanos’un tarihi mirasına da sahip çıkılmış. Çalışırken çıkardığı sesleri dinlerken Yunus’un dizelerini hatırlamadan edemeyeceksiniz. “... Suyum alçaktan çekerim / Dönüp yükseğe dökerim / Görün ben neler çekerim / Derdim vardır inilerim / Yunus bunda gelen gülmez / Kişi muradına ermez / Bu fanide kimse kalmaz / Derdim var inilerim.” 

Taşköprü’nün yanından başlayan ve Cumhuriyet Meydanı’na kadar uzanan Atatürk Caddesi boyunca yer alan çarşıda; kafe ve restoranlar ile turizm acenteleri başta olmak üzere çeşitli hediyelik ve anı eşyası satıcıları gibi turistlere yönelik işyerleri çoğunlukta. Bu arada sırası gelmişken Avanos’tan alınabilecek hediyelik ve anı eşyaları arasında toprak işlerinden başka halı kilim çeşitlerini ve ev yapımı şarapları not edelim. 

Avanos’un geleneksel mimari örneklerinden olan ve bir çok TV dizisinin çekildiği (tarihi taş köprünün karşısındaki) Hacı Nuri Bey Konağı turizm danışma bürosuna dönüşürken restore edilen Mustafa Erdil, Hikmet Çingi, İhsan Balta, Tevfik Körükçü, Ahmet Benzer ve Mehmet Nuri Yazgan evleri, günümüze ulaşabilmiş 19-20. yüzyıl yapıları arasında sayılabilir. 

Avanos’un mesken tutan büyük sanatçı 

Avanos’un sokak aralarında bir kısmı metruk olarak duran bir kısmı da pansiyon olarak restore edilen daha pek çok tarihi Avanos evi bulunuyor. Ziyaret Dağı’nın eteklerinde, Kızılırmak’a yukardan bakan güzel bir manzaraya sahip bu evlerden kimileri ünlü isimlere ev sahipliği yapıyor. Bu isimlerden biri de uzun yıllardır Avanos’u mesken tutan büyük sanatçı Edip Akbayram. Eğer şansınız varsa Akbayram ile tanışmak -bu satırların yazarı gibi sizin de- Avanos gezinizi daha bir unutulmaz kılacaktır. 

Avanos, turistler için düzenlenen yemekli Türk geceleriyle de Kapadokya’nın merkezi konumunda. Kayalara oyulmuş restoranlarda düzenlenen bu gecelerde yöresel şaraplarla sunulan Türk mutfağına Anadolu folklorundan örnekler eşlik ediyor. 13600 yerleşik nüfusa sahip olmasına rağmen Avanos’un nüfusu turistik sezonda en az iki katına çıkıyor. 

Kapadokya’nın başkenti 

Avanos’u, zengin turistik potansiyelinin yanı sıra merkezi konumuyla da Kapadokya’nın başkenti kabul edebiliriz. Öyle ki Kapadokya’nın gezilecek görülecek yerlerinin önemli bir kısmı Avanos’un yakın çevresinde bulunuyor. Bunlardan Avanos’a 1 km kadar batısındaki Dereyamanlı Kilisesi ile Çavuşin köyündeki Vaftizci Yahya ve Nikeforos Fokas kiliseleri Bizans Dönemi’ne tarihleniyor. Avanos’un Kayseri çıkışında ve ilçeye 5 km uzaklıkta yer alan Saruhan Kervansarayı ise tarihi İpek Yolu üzerinde, 13.yüzyılda yapılmış bir Selçuklu eseri olup halen turistik tesis olarak kullanılmaktadır. 

Avanos’a 5 km uzaklıktaki, Hıristiyanlığın eski dini merkezlerinden Zelve Açık Hava Müzesi ve Zelve Yolu üzerindeki yöreye özgü peribacalarının görülebileceği Paşa Bağları (eski adıyla Rahipler Vadisi) ile yine Zelve yolu üzerinde, kayalara oyulmuş Büyük Güvercinlik Kilisesi’nin bulunduğu Çavuşin idari açıdan Avanos’a bağlı. Bunlardan başka Avanos’un bir diğer kasabası olan ve dört katlı yeraltı şehri ile tarihi Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün bulunduğu Özkonak (Avanos’a 14 km) ile Özkonak-Avanos arasında kalan Belha Manastırı da yakın çevrede gezilebilecek başlıca yerler arasında sayılabilir. 

Avanos, kendi sınırlarındaki tarihi ve doğal zenginliklerinin yanı sıra bölgenin diğer turistik merkezlerine yakınlığı bakımından da Kapadokya’yı gezmeye başlamak için ideal bir konuma sahip. Örneğin Kapadokya’nın olmazsa olmazlarından balon turları Avanos’a sadece 5 km uzaklıktan gerçekleştiriliyor. Ayrıca bölgenin diğer turizm merkezlerinden Göreme, Uçhisar, Ortahisar, Ürgüp ve Mustafapaşa ile il merkezi Nevşehir, Avanos’a 7-16 km uzaklıklarda bulunuyor. 

Ankara, İstanbul ve Antalya’dan otobüs seferleri de düzenlenen Avanos; Kapadokya’ya en yakın üç havaalanından Nevşehir’e 50, Kayseri’ye 65, Ankara’ya ise (Kırşehir üzerinden) 275 km uzaklıkta. Ankara’dan Avanos’a, Aksaray üzerinden giden ve diğerine göre 40 km uzun bir yol daha var. Aynı yolu gidip gelmek yerine farklı yoldan geri dönmeyi tercih edenler; Aksaray üzerinden Tuz Gölü’nün emsalsiz günbatımını, Kırşehir üzerinden ise Anadolu’nun İnanç Turizmi merkezlerinden Hacıbektaşı ve Kaman yakınlarında yeni açılan Kalehöyük Arkeoloji Müzesi ile Prens Mikasa adına oluşturulan Japonya dışındaki dünyanın en büyük Japon bahçesini programlarını ekleyebilirler... 

Ve son bir not, Kapadokya’yı gezmek, her mevsim güzeldir ama özellikle kalabalık turist gruplarının azaldığı, hava sıcaklılarının gezi için ideal olduğu bu günler, Avanos’u görmenin tam zamanıdır.

TİMUR ÖZKAN

Yazar Hakkında

TİMUR ÖZKAN

1957 yılında Ankara’da doğdu, 1981’de Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Türkiye’de ve yurt dışında çeşitli şantiyelerde çalıştı.