Başkent Beyrut farklı bir şehir olmakla beraber tarihÎ, kültürel ve turistik anlamda çok doyurucu değildir. Yeterli zamanınız varsa Beyrut dışına da çıkmanızı öneririz. Jeita Grotto, Harissa ve Byblos üçlü gezi noktası olarak standart hale gelmiş. Türk rehberimiz Barbaros sabah otelimizden bizi alıyor. Beyrut'un dışına çıkıyor ve kuzeye doğru yol alıyoruz.
İlk durağımız Jeita Grotto. Jeita Aramice "kükreyen su" ve grotto ise "mağara" demek. MağaraLübnan'ın en turistik yeri. 2009 yılında yapılan Dünyanın Yeni 7 Harikası Listesi'ne aday olmuş ancak listeye girememiş. Jeita Grotto farklı zamanlarda ve tesadüfen bulunan, 2 katta yer alan, 2 galeriden oluşuyor. Salı-pazar 09.00-17.00 arasında geziye açık ve giriş 12 €. Fiyata mağara girişleri ve alt mağaradaki tekne turu dahil, bu nedenle gezi boyunca biletinizi atmayın.
Biletimizi alıyor ve üst mağara girişine yöneliyoruz. Burada fotoğraf makinaları ile cep telefonlarını dolaba bırakmanızı istiyorlar çünkü içeride çekim yasak. Keşfedilmiş alanın yaklaşık 750 metrelik kısmı ziyarete açılmış. Karstik kireç taşlarından yıllar içinde oluşmuş devasa sarkıtlar, dikitler ile güzel zaman geçiriyoruz ancak fotoğraf çekemediğimiz için bu güzellikleri size gösteremiyoruz. Fotoğraf çekimi yapamadığımız için internetten aldığımız görüntüyü paylaşıyoruz. Bu güzel mağaranın bir benzerinin de ülkemizde bulunduğunu belirtmek isteriz. Tokat'ın Pazar ilçesinde bulunan "Ballıca Mağarası"nı tüm gezginlere öneririz.
Makinalarımızı alıp üst mağaradan çıkıyoruz. Alt mağaraya isterseniz yürüyebilirsiniz veya bizim gibi trenimsi aracı kullanabilirsiniz. Mağara girişinde Dr. Nabil Haddad'ın kireç taşı heykeli yer alıyor. Girişte tekrar makinalarımızı koyup içeri giriyoruz. Mağaranın tabanı su ile dolu ve yaklaşık 10 dakika süren tekne turu yapılıyor. Su ve ışıklandırma gerçekten çok güzel ama yine bu güzellikleri sizlere gösterme şansımız bulunmuyor.
Jeita Grotto'dan sonra istikametimiz Harissa. Kısa bir sürüşten sonra Jounieh'e geliyoruz. Biletimizi alıyoruz (9 $) ve teleferiğe biniyoruz. Teleferik nerede ise binaları teğet geçerek, bizi 660 metre yükseğe, Harissa Tepesi'ne çıkarıyor. Tepede Rio'daki İsa Heykeli'nin Meryem Ana versiyonu (Our Lady of Lebanon) ve yan tarafında modern yapılı Maronit Katedrali bulunuyor. Beyaz renkli bronz heykel, 15 ton ağırlığındadır ve Lübnan'ın koruyucusu olduğuna inanılıyor. Biz önce harika Jounieh Koyu manzarasını seyrediyoruz. Manzara seyrettikten sonra Meryem Ana Heykeli'nin fotoğraflarını çekip geldiğimiz gibi teleferikle aşağı iniyoruz.
Harissa'dan sonra 3. ve son gezi noktamız Byblos (Jbeil) Antik Kenti. Kentin tarihi milattan önce 7000'e kadar gidiyor. Kesintisiz yaşamın günümüze kadar sürdüğü dünyanın en eski şehri olduğu düşünülüyor. Şehrin bir diğer önemli özelliği ise Finike alfabesinin doğduğu yer olması. O dönemde de önemli bir liman şehri, ticaretle uğraşıyorlar ve ticareti kolaylaştırmak için alfabe üretip yazıyı kullanmışlar. Liman yakınlarında aracımızı park edip, limandan başlayarak çarşısını (The Old Souq) ve sokaklarını geziyoruz. Kiliseler, camiler, kale, Fosil Müzesi (Byblos Fossil Museum) gibi görülecek birçok yeri olan şehri keyifle gezebilirsiniz. Biz de güzel anılar ve görüntülerle Beyrut'a dönüyoruz.