Bhutan – 2: Uzaklarda Bir Başkent Thimpu

Lonely Planet Bhutan’a göre; Dünyanın en sıra dışı ülkesinin 50 yıllık Başkenti Thimphu’nun ülkenin doğal muhafazakârlığını zorlayan genç bir taşkınlığı var. Gerçekten de caddelerinde geleneksel Kira’larını giymiş kadınların otomobilleriyle bir yerlere gittiği, Gho giymiş her kesimden erkeğin, kırmızı giysili Keşişlerle birlikte gündelik koşuşturmacalarının içinde fotoğraf makineli turistlere karıştığı bir yaşam var. Koşuşturmaca dedim ama aslında bizlerin alıştığına kıyasla yaşam oldukça “yavaş” bu yaklaşık 80 bin nüfuslu şehirde.

Thimphu’daki ilk durağımız; National Memorial Chorten. Bu Tibet tarzındaki Stupa 1974 yılında 3. Kral Jigme Dorji Wangchuck anısına inşa edilmiş. Burası günün her saatinde ibadetlerini yerine getiren şehir sakinlerini görebileceğiniz önemli bir tapınak. Stupa’nın etrafında saat yönünde, zaman zaman ellerindeki Dua Çarklarını çevirerek dönen yaşlı insanları izlemek oldukça ilginç. Tabii ki fotoğraflamak da bir o kadar keyifli…

Bir sonraki durağımız Buddha Viewpoint. Henüz tamamlanmamış olsa da 50 küsur metre yüksekliğindeki devasa bir Buda heykelinin Thimphu vadisini adeta “Big Brother“ gibi izlediği, tepelere kurulmuş geniş bir alan burası. Buradan şehrin gerçekten etkileyici bir manzarası var. Ayrıca Thimphu şehir merkezinden de her kafanızı kaldırdığınızda bu devasa heykeli görebiliyorsunuz.

Ardından öğle yemeğimiz için şehir merkezindeki Bhutan Kitchen isimli restorana geçtik. Kent merkezindeki en merkezi kavşakta yer alan Restoranımıza girerken Bhutan’ın en “meşhur” trafik polisi ile de karşılaştık. Kavşağın tam ortasındaki Polis Memuru dünyanın trafik ışığı olmayan bu tek Başkentinin en kalabalık kavşağında (Norzim Lam Caddesi üzerindeki Traffic Circle'da) kendine özgü el ve kol hareketleriyle araçları yönlendiriyordu.

Thimpu’da trafik ışıkları olmaması ile ilgili birtakım rivayetler mevcut. Birincisi; Birkaç yıl önce Thimphu’nun bu önemli kavşağına trafik ışıkları konmuş. Fakat Majesteleri Kral; ışıkları görüp de “Zaten trafik falan yok, Neden böyle lüzumsuz şeylere para harcıyorsunuz?”  diyerek kızmış ve ertesi gün hepsi kaldırılmış. Bir diğer rivayete göre; Thimphu sakinleri zaten pek de trafik olmayan Başkentlerine konulan trafik ışıklarına bir türlü ayak uyduramamışlar ve kimse bizim kırmızı-sarı-yeşil renkleri ciddiye almamış. Yetkililer de Işıkları kaldırmışlar. Fakat nedeni ne olursa olsun trafik ışıkları yerine, kendine özgü el ve kol hareketleriyle araçları yönlendiren bu Polis memuru başkente gelen Hemen tüm turistlerin ilgisini çekiyor…

Kim bilir belki de Bhutan’ın Oxford’da eğitim görmüş, ülke turizmini geliştirmek isteyen genç Kralı, Thimphu’ya ait “Dünyanın trafik ışıkları olmayan tek Başkenti”  unvanını korumak istemiştir…

Thimphu’daki öğle yemeği sonrasında ilk olarak Budda Viewpoint’den kuşbakışı gördüğümüz Başkenti bu kez de şehrin diğer tarafından, Sangay Gang tepesinden seyretmeye gittik.

Sangay Gang tepesinin özelliği panoramik Thimphu manzarasının yanı sıra çevrenizdeki binlerce Dua Bayrağı… Dua Bayrakları Bhutan’da neredeyse her köşe başında karşınıza çıkıyorlar. Beşli bir seri olmak koşuluyla mavi, yeşil, kırmızı, sarı ve beyaz renkteler ve sırasıyla 5 elementi, yani; su, tahta, ateş, toprak ve demir’i simgeliyorlar. Bayrakların üzerinde basılı dua metinleri var. Ahşap bloklar oyuluyor, kutsal metinler üzerine yazılıyor ve bu el yapımı damgalar kullanılarak bayrakların üzerine baskı yapılıyormuş… Bir de genellikle bambu kamışlar üzerine dik olarak yerleştirilmiş daha büyük Dua Bayrakları var. Genellikle 108 adet dikilen Manidhar denilen bu daima beyaz bayraklar ölmüşlerin anısına dikiliyorlar.

Ardından; mini hayvanat bahçesindeki (Motithang Takin Preserve) Bhutan’ın ulusal hayvanı Takin’i görmeye gittik. Gnu başlı bizon gövdeli Bhutan’a özgü nadir görülen bu hayvan Himalayalarda ve 4000 metrenin üzerinde yaşıyormuş.

Takin’i görüp aracımıza dönerken ilginç de bir an yaşadık. Karşıdan gelmekte olan turist grubunun arasından bir bayan yanındakilere dönüp Takin’i kastederek ve Türkçe “Şu gelenlere bir sorsak, görmüşler mi acaba?” dedi. Ben de “Gördük…” diye Türkçe karşılık verince eğlenceli bir karşılaşma oldu. Bu Fest Travel grubu Bhutan’da karşılaştığımız tek Türk grubu da değildi üstelik. Birkaç gün sonra, Paro’da  Sevgili Dostum Aykut Semerci ve acentası NarGezi'den bildik dostlarla aynı otelde konakladık. Bhutan’da bu kadar Türk aynı anda; kim demiş ki Türkler az seyahat eder diye?

Sonrasında Ulusal Geleneksel Tıp Enstitüsü, Tekstil ve Kültürel Miras Müzesi, Güzel Sanatlar ve Resim Okulu gibi turistlerin klasik olarak ziyaret ettiği yerleri gezdikten sonra Thimphu pazarında bir süre mola verdik. Konaklamamız kent merkezinin biraz dışındaki Peaceful Resort Hotel’deydi.

Bu arada bir hekim olarak ayrıca paylaşmak istediğim bir gözlemim var;  Ulusal Geleneksel Tıp Enstitüsü’nde bu alanda kullandıkları aletler ve bitkilerin tanıtıldığı bir müzenin dışında geleneksel tıp uygulamalarının ücretsiz olarak sunulduğu bir merkez de var. Koridorda sıra sıra Poliklinikleri ve her bir poliklinik içinde önlüklü Doktorların olduğu bir merkez. Hatta bir Laboratuarları bile vardı. Burada yalnız geleneksel tıp uygulamalarıyla tedavi hizmeti veriliyormuş…

(http://www.erozgen.blogspot.com 'daki yazılarımdan derlenmiştir)

Devamı gelecek...

Çağlar Erözgen

Yazar Hakkında

Çağlar Erözgen

Antalya'da yaşayan bir İzmir'li. Hekim. Gezmek için çalışan bir seyahat bağımlısı. Fotoğraf çekmeye pek meraklıdır. Kitap okur, film izler ve naçizane blogunda yazar.