Thimphu’da çok sayıda tapınak var. Budizm felsefesinde iyi bir emele ulaşmak için acı çekmek, yani günümüz tabiri ile çaba sarfetmek olduğundan olsa gerek, tüm önemli tapınakları kentin tepelerine inşa etmişler. Bu tepelerde kurulmasının bir diğer nedeni de şehirden biraz daha izole olmaları. Daha ufak ve günlük ibadetler için olan ibadet yerleri ise kentte neredeyse her köşe başında var. Şehirden izole olmuş bu önemli tapınaklardan biri de Changan La Kanga...
“La Kanga” aslen Bhutan’lıların dilinde tapınak, ibadet yeri anlamına geliyor. Bu tapınağın özelliği, yeni doğan çocukların kutsanma ve isim koyma törenlerinin yapıldığı yer olması. Bu yüzden tapınakta küçük çocuk sayısı çoktu.
Arabayı parkettikten sonra tepede kurulu tapınağa doğru, müthiş Thimphu manzarası eşliğinde çıkmaya başladık.
En tepeye varmak için yaklaşık 300 – 350 basamak çıkmak gerekiyor. Bu yol süresince kucağında ya da sırtında çocuğu taşıyan ve elindeki maniyi çevirmek kaydıyla tapınağa doğru çıkan çok sayıda kişi ile karşılaştık.
Tepeye çıktığımızda, beyaz - ahşap karışımı dikdörtgen şeklinde yapılmışbüyük bir tapınak ile karşılaşıyoruz. Tapınağın 4 duvarını çevreleyen bir sürü mani var. Gelen halk sırtlarında ve kucaklarındaki çocukları ile birlikte tapınağın etrafından bu mani’leri saat yönünde çevirerek tur atıyorlar.
Manilerin üzerinde bir de saçak var. Bu saçak üzerinde 40x60 cm ebadındaki taşların üzerine kabartma yazılarla yazılmış mantralar yer alıyor.
La Kanga’nın dışında fotoğraf çekilebiliyor ancak içerisinde kesinlikle yasak. İlk olarak iç avlusuna geçiyoruz. İç avluda ayrı bir odada “butter candle” dedikleri kandilleri yakarak dilek diliyorlar. Yağ olarak, ise kimi rehber bitkisel yağ kullandıklarını, kimi rehber ise yak yağı kullandıklarını söylüyor. Tabii tadına bakıp hangisi olduğunu anlamaya pek cesaret edemedim.
Tapınağın iç kısmına girmeden hemen önce, tütsülerin yakıldığı barbekü şeklinde bir alan bulunuyor. Bhutan’daki tüm tapınaklara girerken ayakkabı çıkartmak şart.
Tapınağın içinde yerde oturmuş sayısız monk vardı. Hepsi bir sırada dizilmiş önlerinde açtıkları kitaplardan mantraları okuyarak, dua ediyorlardı. Ortada daha yüksek bir yere oturmuş olan kişi ise monkların başı ve cüzi bağışlar karşılığında, gelenleri elindeki ucuna ip sarılmış bir çubukla kutsuyordu. Kutsama işlemini de elindeki çubuğu başlarına değdirerek yapıyordu.
Tapınağın içinde, yerlerde çok fazla pirinç tanesi vardı. Monklardan biri kutsanmak için tapınağa getirilmiş olan pirinçlerden yere saçılanları elindeki çalı süpürgesi süpürüyor, diğer monklar ise durmaksızın mantraları okuyorlardı. Oldukça ilginç bir tabloydu.
Tapınağın iç kısmında 2. bir bölüm var. Buraya kadınların girmesi yasak. Bu bölümde bulunan görevliye, yerel halk ellerindeki naylon poşetler içinde getirdikleri bisküvi, çikolata, şekerleri veriyor, küçük bir bağış yapıyor ve sonrasında naylon poşet içerisindekiler iç bölüme gidiyor, kutsanıyor ve getiren kişiye tekrar iade ediliyor. Bu şekilde bir çok tapınakta günde tonlarca yiyecek ve içecek kutsanıyor... Siz de Thimpu seyahatiniz sırasında şehir ve dağ manzaralı bir konaklama isterseniz Ariya Hotel ve Namseling Boutique Hotel otellerini tercih edebilirsiniz.