Baton Rouge, Louisiana eyaletinin başkenti olsada eyaletin dünyaca ünlü şehri New Orleans (NOLA). Fransız, İspanyol ve İngiliz kontrolünde kalan şehirde en büyük etkiyi Fransızlar bırakmışlar ve bugün bile Cajun denen karma ama Fransız etkisindeki kültür şehre ve bölgeye egemen. Fransızca ile yerli dillerinin İngilizce ile harmanlanması sonucunda ortaya Creole dili çıkmış.

Pamuk ve tütün plantasyonlarında köle olarak çalıştırılmak üzere Afrika’dan gelen siyahların Cajun’larla etkileşimi yemek kültürüne ve sosyal gelişime ve adetlere yansımış. Özellikle kaçan kölelerin bölgedeki Kızılderililerle etkileşimi her yıl Mardi Gras festivali döneminde birbirinden renkli ve ihtişamlı kostümler giyen guruplarca canlı tutulmaya çalışılıyor.

Dini müzik olan Gospel’ın bir tür uyarlaması olarak çıkan ama esasen aşk acısı ile mutluluğu dile getirmek üzere bestelenen blues zamanla farklı bir tür olarak hayat bulmuş. New York ve Chicago blues'ın belli tarzlarını yaratmış olsada esas doğum yeri NOLA.

Mississippi Nehri'nin ikiye böldüğü şehrin güneyi yerleşim (uptown, garden district, business district ve downtown bölgelerini içine alırken), şehrin kuzeyi sanayiye ayrılmış durumda. Zenci nüfus NOLA’nın neredeyse % 70’ini oluşturuyor. Suç ortalaması Amerika’nın en yüksek oranında olmasına rağmen mistik ve farklı havası ile insanları kendine çeken bir şehir.

Her ay farklı temalarda en az 2 festival yapılan NOLA’da Mardi Gras ve Jazzfest dünyaca üne sahip festivaller. Festivallerin türüne göre gerektiğinde Tulane tıp fakültesi öğrencileri cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma yöntemleri hakkında bilgi notu ve bedava prezervatif dağıtıyorlar. Tüm Amerika’da plastik bardak ile sokakta içki içebileceğiniz tek şehir NOLA.

Mardi Gras bir diğer adı ile Fat Tuesday geceli gündüzlü sokak ve ev partilerinin yapıldığı, belirli temaların işlendiği festival yürüşünün yapıldığı tüm şehrin davetli olduğu 1 hafta süren bir festival. Beans adındaki plastik kolyelerden milyonlarcasının bu festival süresince dağıtılır, festival zamanı Bourbon Street'teki balkonlarda yer alabilmek için gecelik 4 bin 5 bin doların gözden çıkartmanız gerekiyor. Kadınların göğüslerini göstermekleri hoş karşılansada erkekler benzer şeyler yaptıklarında geceyi gözaltında geçirmeleri garantidir.

Bourbon Street, tüm turistlerce bilinen yaklaşık 19 paralel caddeden oluşan her türlü eğlence ve müziği bulabileceğiniz bir sokak. Son 9 paralel cadde genelde gökkuşağı renklerine sahip mekânlara ve eğlencelere ait. Bourbon Street’e gidenlerin mutlaka uğraması gereken yer ise Pat O’brian; iç avluda bulunan ateş şelalesine karşı Hurricane kokteylini yudumlamak NOLA adetlerinden biri.

Royal Street ise biraz daha müzmin eğlence mekânları ve antikacılar ile ön plana çıkıyor. Frenchman Street’te farklı blues ve jazz barları ile şehrin yerlilerinin gitmeyi tercih ettiği mekânları barındırıyor. Şehrin farklı yerlerine dağılmış olan onlarca konser salonu haftanın farklı gecelerinde müzik severler ile dünyaca ünlü müzisyenleri buluşturuyor.

Jazz severlerin mutlaka gitmesi gereken mekân ise dünyaca ünlü Preversation Hall, çoğunlukla klarnet ustalarının çaldığı Fritzel ise farklı bir mekân. House of Blues ise blues yanında rock konserlerine de ev sahipliği yapıyor.

Tur şirketleri plantasyon ve bataklık gezileri düzenlemekte. Bataklık gezilerinde timsah beslemek rutin bir eğlence iken plantasyon gezilerinde daha ziyade eski yaşam sergileniyor. Meraklılarına gece yarısından sonra mezarlık turları düzenleniyor. Uptown bölgesindeki Audubon Park güzel ve fazla sıcak olmayan havalarda insanların genelde piknik yaptığı bir park. Aynı adı taşıyan hayvanat bahçesi ve River Front yakınlarındaki akvaryum bol vaktiniz varsa görebileceğiniz yerler arasında.

Şehir merkezinde River Front AVM karşısında yer alan kumarhane özellikle hafta sonlarında oldukça kalabalık. Şehir merkezinin diğer tarafından French market ve flee market’e doğru giderken Jackson Square’den geçmeniz gerekiyor. Jackson Square, kilisesi ve etrafındaki küçük mağazalar ve restoranlar ile turistik bir merkez. Her çeşit sokak sanatçısı başta Jackson Square gelmek üzere tüm şehrin farklı noktalarına yayılmış durumda.

NOLA, New Orleans Hornets basketbol takımına ve Saints futbol takımına ev sahipliği yapıyor. NBA ve NFL maçları için önceden online bilet almak büyük kolaylık sağlar. Spor müsabakalarında 2 litreye kadar bira içmek serbest. Maça gidecekseniz yanınızda çanta olmamasına dikkat edin, güvenlik görevlileri genelde çantalıları içeri almıyor.

Meksika körfezinden gelen karides, kerevit, red fish, cat fish ve istiridye ile Cajun mutfağının ana yemekleri olan Jambalaya, fasulye ve sosis ile NOLA’da aç kalmanız mümkün değil. İstiridye barlarında çiğ ya da 3 farklı sosta pişirilmiş istiridyeyi Avrupa’dan çok daha ucuza yemeniz mümkün. Jackson Square’ın karşısında yer alan Cafe duMonde’da dünyaca beignet yemek ve kahve içmek için çoğu zaman uzun sıra beklemeniz gerekecek. NOLA’ya gidenlerin mutlaka denemesi gereken bir başka yemek ise Muffuletta sandwich. Market işleten İtalyan asıllı bir aile tarafından yaratılan bu sandviç İtalyan salamı, zeytinyağı, zeytin ve farklı peynir çeşitleri ile hazırlanıyor. Kızartma sevenler ise Po Boy’s sandviçleri deneyebilir. 

Başta siyahların gittiği okullar gelmek üzere, gençlerin bir müzik aleti çalmaya teşvik edildiği, Creole kültürünün etkisi mi bilmiyorum ama birçok Amerikan şehrinden çok daha Avrupalı bir yaşam sunan, müziğin yaşam tarzı olarak ön plana çıkartıldığı bir şehir.