Bu Bodrum Başka Bodrum

Doğal güzellikleri ve tarihiyle Ege’nin incisi, Halikarnas Balıkçısı'nın sevgili memleketi...

Masmavi denizlere, güzel koylara, yatlara ev sahipliği yapan, mavi yolculuklara yelken açılan liman...

Eğlence diyarı, aşıkların mekanı...

Güzel Bodrum'un Bilinmeyen Bir Yöresine Doğru

Bodrum’un güzellikleri, özellikleri saymakla bitmez. Hemen hepimiz bir kez olsun bu güzel tatil yöremize gitmişizdir ya da gitmek istemişizdir. Ama ben size bugün Bodrum’un bir başka güzelliğini, belki de birçoğumuzun bilmediği bir yöresini anlatmak istiyorum.

Bodrum’dan Turgutreis’e kadar giden ana caddenin 5. kilometresinde Konacık kavşağında sağda kahverengi bir tabela vardır. “Pedasa”. Kavşaktan sağa saptıktan sonra Pedasa tabelalarını ve okları takip ederek 3 km. sonra bu bölgeye ulaşabilirsiniz. Arabanızı park ettikten sonra merdivenleri çıktığınızda karşınıza müthiş bir antik kent, kuzey ve güney yönlerine baktığınızda ise harika bir manzara çıkacak, zira Pedasa territoriumu, Konacık’ın kuzeyinden başlar ve güneyde Torba Limanı’nı gören yarımadanın kuzey sınırına kadar ulaşır.

Pedasa Antik Kenti

Pedasa, Bodrum - Konacık bölgesinde, Gökçeler Mevki’de yer alan antik kent, Halikarnassos Yarımadası'nın en önemli yerleşimlerini oluşturan Leleg Uygarlığı'nın merkezi. Antik kent kazıları ve Arkeoloji Parkı projesi hala devam ediyor. M.Ö. 2000'lerde Luwi dilinde rastlanan Pedasa sözcüğünün anlamının "suyu bol" olduğu tahmin ediliyor.

Belgelerde adından sıkça söz edilen ve bu nedenle iyi tanınan Pedasa Antik Kenti, 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Muğla Üniversitesi tarafından başlatılan, Konacık Belediyesi ve bazı özel kuruluşlar tarafından desteklenen arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkmış. Bölgedeki şantiyelerden anladığım kadarı ile halen arkeolojik çalışmalar devam etmekte, bu ören yerimizin en kısa zamanda dünya turizmine açılması diliyorum.

Bu arada bölgeye gezerken onlarca çeşit orkidelere de rastlayabilirsiniz (Yeşilüzümlü yazımda bahsettiğim gibi Türkiye yüzlerce çeşit orkidenin vatanı).
 

Antik Kentin Tarihçesi

Kısaca tarihçesine değinirsek...

Pedasa kentinin de içinde bulunduğu “Karia Bölgesi”, Anadolu’nun doğu ve batı kültürlerinin buluştuğu güneybatı köşesinde, antik yerleşimler bakımından en zengin bölgelerinden biri. Homeros’a göre Troya Savaşı sırasında Karyalılar ile birlikte Troya yandaşı olan Leleg halkı, önceleri Pedassos şehrinde yaşıyorlardı ancak savaş sonrasında güneye inerek Halikarnassos civarına yerleştiler. Unutmadan söyleyeyim; Pedasa Halikarnassos üzerindeki tek kent.

Antik belgelere göre, Troya Savaşı sırasında ve sonrasında Lelegler, Karya Bölgesi’nde (bugünkü Bodrum Yarımadası’nda) sekiz kent kurmuşlar. Kurulan bu şehirlerin en önemlilerinden biri de Pedasa’dır. “Pedasesliler Halikarnassos’un ötesinde kıyıdan içeride oturuyorlardı” diyen Herodotos, Pedasa’nın lokalizasyonu için en önemli bilgiyi vermektedir.

Pedasa antik kaynaklarda en çok bilinen ve söz edilen Leleg kentlerinden biri. Surlarla çevrilmiş bu kent, akropolü, nekropol (mezarlık) alanları (ki burada gömülmek bölge halkı için bir onur sayılırmış), tarım terasları ve çiftlik evleri ile tam bir Leleg kenti.

Pedasa’da bugüne dek sürdürülen kazı ve araştırmalar, M.Ö. 2000 yıldan itibaren başlayan ve Bizans Dönemi sonlarına (M.Ö. 13.yy.) kadar uzanan sürece ait kalıntı ve buluntuları gün ışığına çıkarmış.

AKROPOL

Şehrin Akropolisi (Yukarı Kale) Pedasa territoriumunun merkezinde yer almakta olup, yaklaşık 200 m. uzunluğundaki iç sur ve kulelerle desteklenen iki dış surla çevrilmiş. Akropolün ana girişi batı tarafta, güneyinde ve kuzeyinde ise küçük girişler var. Dış surlar güney yönde inşa edilmiş.

Akropolün merkezinde Yönetici Binası ve doğusunda yarımadayı dört yönde kontrol edebilen oldukça iyi korunmuş büyük bir kule var ki kuzey ve güney yönlerine baktığınızda neredeyse tüm yarımadayı görebileceğiniz müthiş manzarayla karşılaşacaksınız.
 
Pedasa araştırmaları, akropoldeki ilk yapılaşmanın Geometrik Dönem'de gerçekleştirildiğini, Hellenistik ve Roma dönemlerinde devam ettiğini, son şeklini ise MS 12.yy da Bizans döneminde aldığını ortaya koymuş.

SURLAR

Pedasa kentinin merkezinde yerleşik ve tüm çevreye hakim konumdaki akropol topografyaya uygun olarak  surla çevrelenmiş. Savunmaya karşı zayıf konumdaki güney tarafta, yer yer kulelerle güçlendirilmiş olan iki dış sur yer almakta. Yaklaşık 200 m. uzunluğunda ve 2.00 m. kalınlığındaki surlar anakaya üzerine oturtulmuş.

Yer yer 4 m. yüksekliğindeki surların alt bölümleri Leleg örgü tekniğindeki iri bloklardan oluşturulmuş. Sur duvarlarının üst bölümünde görülen daha küçük taşlardan oluşturulmuş bölümü ise geç dönem onarımların  sonucu ve son şeklini Bizans çağında almış. Batı taraftaki ana giriş yanlarda kulelerle güçlendirilmiş. Kuzey ve güney bölümde ise savunma amacıyla daha küçük boyutlu kapılar inşa edilmiş.
 

YÖNETİCİ BİNASI – MEGARON PLANLI YAPISI

Pedasa akropolünün iç kale merkezinde ana kaya üzerinde yerleşik ve tüm kaleye hakim bu yapı bir ön oda ve ana odadan oluşan megaron planına sahip. Arkeolojik veriler Megaron'un Arkaik Dönem (MÖ. 7. ve 6.yy.) boyunca kullanıldığını göstermekte. Daha sonraki dönemde geçirdiği değişiklikler sonucu yapının  batı taraftaki girişi kapatılmış ve ana odası iç duvarlarla bölünerek güney tarafta yeni bir giriş açılmış.

Son şekline Orta Bizans döneminde M.S. 13. yüzyılda ulaşan yapının etrafı yine aynı dönemde mekanlarla çevrilmiş. Kazılarda ele geçen buluntular söz konusu mekanların atölye işlevine sahip olduğunu göstermekte.
 
Her köşesi bir başka güzel Bodrum Yarımadası'nda daha pek çok tarihi güzellikler var. Mutlaka görülmesi gereken tarihi kalıntılar arasında;
 

BODRUM MOZELESİ

Kral Mausolos adına karısı ve kız kardeşi Artemisia tarafından Halikarnassos’da yaptırılmış olan ve Dünyanın 7 Harikası'ndan biri sayılan, kolonlarıyla Yunan mimarisini, piramit şeklindeki çatısıyla Mısır mimarisini birleştirmiş dev boyutta (32 x 38 m.) bir mezar. Ancak mozelenin yükseldiği yer bugün sadece bir çukur ve kalıntılar mevcut. Bu muhteşem Mausoleion u görmek için burada bulunan müzeyi de gezmeniz gerekli.

Bu yaz bu mekanda verilen bir klasik konsere gittim, müzik, ışıklar, bu mekanı çok daha otantik bir hale getirmişti.

MINDOS KAPISI

Halikarnassos şehir surlarının en önemli yerinde Helenistik ve Roma devirlerine ait tonozlu mezarlar bulunuyor, ancak asıl mezar odaları tonozun altında. Mindos Kapısı'nın, şehrin surlarını korumak amacıyla yapılmış iki kulesinden biri günümüze hemen hemen orijinal yüksekliğinde ulaşmış. Kulenin ölçüleri yaklaşık 7 x 8,5 m.

ANTİK TİYATRO

Klasik çağdan kalan tek yapı. Halen restorasyon çalışmaları süren, Bodrum Yarımadası'nın ana caddesi üzerindeki bu güzel antik tiyatro 13,000 kişi kapasiteli olup yaz aylarında ve 30 Ağustos, 29 Ekim gibi özel günlerde konserler verilmekte.

BODRUM KALESİ ve SUALTI MÜZESİ

Bodrum’un simgesi olan St. Jean Şövalyelerinin kalesi 180 x 185 m. ebatlarında olup 1406-1523 yılları arasında inşa edilmiş. En yüksek kule deniz seviyesinden 47,5 m. Yükseklikteki Fransız Kulesi, diğer kuleler İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, Yılanlı Kule ve İngiliz Kulesidir. 19.yy.ın sonunda kalenin hapishane olarak kullanıldığı dönemde bir hamam yapısı ile Osmanlı niteliği kazanmış. Bugün ise mutlaka görmenizi önereceğim Sualtı Müzesi olarak yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açık.

İçinde Türk Hamamı, Amphoralar, Doğu Roma Gemisi, Cam Salonu, Cam Batığı, Sikke ve Mücevherat Salonu, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesinde, İşkence ve Katliam Odaları ve Alman Kulesi yer alıyor. Ayrıca açık mekanlar da eşsiz eserlere ev sahipliği yapmakta. 33,5 dönüm genişliğindeki arazi üzerine kurulmuş olan bu muazzam kale Bodrum’a gelen ve giden tekneler, gemilere, balıkçılara sessizce bakmakta ve selamlamakta.

Bodrum benim 6-7 ay yaşadığım, çok sevdiğim, ama sadece denizi, güneşi, balıkçıları, köy pazarları ve eğlencesi ile değil tarihi yönüyle de hayran olduğum yurdumun cennetten bir köşesi.

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.