Cruise İle Dünyanın Keşfi (Karayip Adaları) 14. Bölüm - St. John/Antigua Adası

Cruise ile Dünyanın Deşfi yazı dizimizin Karayipler bölümündeki son adasındayız. Gemideki 11 günümüz ne çabuk geçti. İşte en sevdiğim ve en beğendiğim adaya geldik. Burasının gümrüksüz bir ada olduğu ve son alışverişlerin de burada yapılacağı söyleniyor. Bakalım gezip göreceğiz. Şu anda limanda demirli 4 adet dev gemi daha var ama sezonda burasının kapasitesi 12 gemi imiş. Her bir gemide ortalama 3000 kişi olsa işte size adada günübirlik 40.000 kişilik bir nüfus artışı. Limanın hemen önüne yapılmış 22 tane gümrüksüz mağaza vardı gerçekten. 1988 yılında inşa edilen bu Redcliffe rıhtımı alışveriş tutkunları için bir cennet. Ama size önce gemiden çıktıktan sonra 100 Dolar'a kiraladığımız özel minibüsümüz ile yaptığımız ada turu ve plaj sefamızdan resimlerle birlikte bahsetmek istiyorum.

Şoförümüz çok tatlı, konuşkan ve durmadan gülen birisiydi. Radyo eşliğinde şarkı bile söylüyordu. Bizi güzel gezdirdiğini ve eğlendirdiğini söylemeliyim. Önce şehir turu yapıyoruz sonrasında da adaları korsanlardan korumak üzere inşa edilen meşhur İngiliz donanmasının üssüne gidiyoruz. Dünyadaki tek Gregoryan doğal limanı örneği olan ve Amiral Nelson Koyu olarak adlandırılan bu koya özel izin ve 5 Dolar ücret karşılığı giriliyormuş. Burası yaz sezonunda lüks yatların demirlediği ve süper lüks mağazaların bulunduğu bir doğal parkın içerisinde. Satış mağazaları ve eğlence mekanlarının kurulduğu binalar ise o döneme ait korunmuş ve restore edilmiş şekilde hala hizmet vermekteler. Adanın daha yaz sezonu açılmadığından, manzaraya hakim bir yerden limanı seyretmeyi ve fotoğraflamayı yeğledik.

Şoförümüze bizi bu güzel plajlarınızdan hangisine bırakacaksın dedim. Tabii ki Galley Bay Beach dedi. Hakikaten şimdiye kadar gezdiğim ve gördüğüm en güzel plajlardan birisiydi. Burasının renkleri kelimelerle anlatılmaz. Yaşanır, seyredilir ve yüzülür.

Artık burayı gördükten sonra bu ada için anlatacak hiçbir şeyim yok. Hoşça kalın sevgili dostlarım, desem de inanmayın. Daha bu ülkeyi, kasabayı ve free shopları anlatacağım sizlere. Bu arada unutmadan söyleyeyim; bulunduğumuz Antigua Adası, Antigua&Barbuda İngiliz Batı Hint takım adalarının en büyüğü. Bir de insan yaşamının bulunmadığı Redondo Adası var ki burası zaten tabiat harikası olarak bugün dahi doğallığı için gelecek nesillere saklanmaktaymış. Bu adalar 1632 yılında kolonileştirilmiş ve 1981 yılında da bağımsızlığına kavuşmuşlar.  Bu kısa bilgileri de verdikten sonra kasaba gezimize dönüyoruz.

3 saatlik bir plaj ve deniz keyfinden sonra neşeli şoförümüz bizi alıyor ve St.John’a geri bırakıyor. Önce yerel bir markete uğruyor ve yerel tatlara bakıyoruz. İşte size yıldız meyvesi (Star fruit) ve bizim memleketlerimizde olmayan değişik sebzeler.

Daha sonra yürüyerek kasaba sokaklarında kaybolmaya çalışıyoruz ama kaybolamayacak kadar küçük bir yer. Harap vaziyette bir kilisesi var (St.John ). Rengarenk binalar arasında okula giden çocuklar ama her şey eski ve insanlar belli ki fakir. Hatta burada Suriyeli bir dükkan sahibi ile bile karşılaştım ve anlattıklarına göre pastayı yine sömürenler kapmış ve gemilerin yanaştığı limandaki sözde gümrüksüz mağazalar ile tüm turistlerin paralarını kendileri alıyorlar.  İşte şimdi rıhtımdayız ve bu mağazaları dolaşıyoruz.  Alışveriş tutkunları için cazip şeyler var ama turistler en çok sigara, içki ve hediyelik eşya alışverişi yapıyorlar. Ben ise daha önce St.Martin'de 50 Dolar'a görüp de alamadığım kristal kafa şişeli litrelik vodkayı 40 Dolar ödeyerek kendimi ödüllendiriyorum ve bu hengameden kurtuluyorum.

Eveet artık gemiye dönme zamanı. Tabii ki yorulduk. Havuz başında şöyle biraz uzanıp elime de bir nefis hamburger alıp kendime gelmeye çalışacağım. Yarın ve 2 gün boyunca denizde olacağız, sonrasında havalar soğuyacak ve 15 günlük Karayipler turumuz ardından New York’un kışına döneceğiz. Bu sıcak diyarlardan ayrılıp NY ve İstanbul’un kışına dönmek zor gelecek ama yine de kuşu altın kafese koymuşlar, memleketim demiş; bizim için de böyle. Memleketimi özledim. Eminin aradan dört ay bile geçmeden yeni bir cruise planı yapmaya başlayacağım. Bu yazılarımı yazarken Kasım 2016 ayına ayırttığım MSC Splendida gemisi ile Büyük Akdeniz cruise gezimizin için heyecanlanmaya başladım bile.

Cruise ile Dünyanın Keşfi bitmez. Yeni gemimizde ve diyarlarda görüşmek üzere hoşça kalın sevgili dostlarım.

 

H. OĞUZ ESEN

Yazar Hakkında

H. OĞUZ ESEN

İş güç ve çoluk çocuk işlerini bitirdikten sonra emeklik günlerimi tadında geçirmek için, sıhhat ve akıl fikir yerinde iken gezmeyi seçenlerdenim.