Doğu Timor ve Dili'yi Tanımak İster misiniz?

Bir ada ülkesi uzaklardan bana sürekli göz kırpıyor, çağırıyordu. Değerli üyemiz Avanos Belediye Başkanı İsmet İnce, Doğu Timor’a ulaşmıştı. Üç yıl önce kendisinden Doğu Timor hakkında gerekli bilgileri almıştım. Ama benim bu ada ülkesini ziyaretim bir türlü gerçekleşmedi. Sonunda, altı ay önceden 20 Temmuz 2016 tarihinde bu ilginç yeni ülkeye doğru yola düşmeyi planlamıştım. Başkent Dili’ye en rahat ve en ucuz ulaşmak sadece Bali’den mümkün. Dili, Avustralya’nın kuzeyindeki Darwin’e sadece bir saat uçuş mesafesinde ama ne yazık ki Airnorth Hava Yolları tek yöne 800 USD fiyat biçmiş. İnanılır gibi değil. Oysa ucuz olsa Avustralya’dan Timor’a çok sayıda ziyaretçi gelir.

Timor Adası’nın batı kısmı Endonezya'nın, diğer yarısı ise Doğu Timor. İstanbul'dan THY ile Jakarta'ya 12 saat uçtuktan sonra Air Asia ile Bali'ye devam ediyorum. Bali'de havalimanına yakın bir otelde kalıyorum sabah Air Sriwijaya'nın Dili uçağına biletim var. Ne de olsa Doğu Timor başka bir ülke. Yine pasaport kontrolünden geçiyoruz. Bekle de bekle, bizim uçuş habire rötar gösteriyor.

Sonunda bizleri uçağa alıyorlar. Bu sefer de bir saat kadar uçakta bekliyoruz. Kimsenin sesi çıkmıyor. Herkes uslu uslu oturuyor. Sonunda uçağın kapısına gidip "ne bekliyoruz" diye görevlilere soruyorum. Meğer transit gelecek yolcular varmış. Uçakta bizi aç aç üç saat tutamazsınız diye sesimi yükseltince birkaç yolcu bana desteğe geldi. Sonunda kapı kapandı hareket ettik. Uçuş tam 1 saat 45 dakika. Herhalde beklettikleri için olsa gerek yemek de ikram ettiler. Uçağınız alçaldığında Timor Adası’nı pencereden seyretmeye gayret edin.

Pasaport kontrolünden rahatça geçiyorum. Kapıda vize almama bile gerek kalmadı. (Vize 30 USD)

Havalimanında bekleyen taksi şoförleri birer cindir. Hemen aldatırlar. Onun için ya taksimetreyi açtıracaksınız ya da normal ücreti önceden sağdan soldan öğrenip pazarlık edeceksiniz. Otelim kent merkezinde, odada hiç lüks aramıyorum. Kendimi hemen sokaklara,  yaşamın içine atıyorum.

Portekizliler Timor Adası’na gelmeden önce, adada 60 ufak krallık bulunuyormuş. Beş yüz yıl süren Portekiz istilası sırasında adanın çok kıymetli sandal ağaçlarını kesmişler. Adanın halkı güzelce Portekizce öğrenip Hristiyan da olmuş. Sonra Portekiz aldığı bir kararla tüm sömürgelerini terk etti (Angola, Mozambik, Cape Verde, Gine Bissau, Makao gibi). Adada bugün Portekizliler’den kalan kale ve kiliselere rastlanıyor. Ancak Portekizliler’in ayrılması ile 7 Aralık 1975'te General Suharto komutasında binlerce Endonezyalı asker dağlık ve yeşil adayı işgal etti. Timor halkı ise dağlarda gerilla direnişi başlattı. Direnişin ilk dört yılında adada 650 bin kişi hayatını kaybetti. Tam anlamı ile korkunç bir insan kıyımı yaşandı. Endonezya en sonunda 1979 yılında adanın kontrolleri altına alındığını resmen ilan etti. Ancak Xanana Gusmav (Gusmao) liderliğinde direniş grupları tekrar organize edildi. Sonunda Avustralya ve Hristiyan batı dünyasını Endonezya’ya yaptığı politik baskılar sonucu 30 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen referandum ile ada halkı bağımsızlığını oyladı.

Başkent Dili bir bölümü ağaçlandırılıp düzenlenen kıyı boyunca kurulmuş derli toplu bir yerleşim alanı. Kıyıda serin havada yürümek hoş oluyor. Kentin sembolü bir dağın tepesine 1996 yılında devlet başkanı Suharto tarafından yerleştirilmiş 27 metre yüksekliğindeki “İsa Heykeli”. Heykele 588 basamakla ulaşmak mümkün. Hatta tepede manzara eşliğinde çay bile içebilirsiniz. Rio'daki benzer İsa heykelinden sonra en yükseği olduğu söyleniyor. Bu dağın iki yanında doğal plajlar yer alıyor. Timor halkının tahta oymacılığı, doğal boyalarla tekstilden hazırlanan renkli giysileri, gümüş ve hasır gibi el sanatlarını Tais pazarında yakından inceleyebilirsiniz.

Bir motor kiralayıp Atauro Adası'na bir kaçamak yapmanızı öneririm. Ekosistemin henüz korunduğu bir de dalış merkezi bulunan adaya bir saatte hızlı motorla ulaşmak mümkün. Dili'de halkın Endonezya'ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini fotoğraflar ve görsel malzemelerle anlatan bir de ufak bir müze var. Adı “Direniş Müzesi” (Resistance Museum). Hemen üniversitenin yanında, yeni ve modern bir yapı. Fernando Sylvan 1982'de bakın şöyle seslenmiş: "Beni iyi duyun, çok iyi duyun, yaşam bağımsızlıktır." Santa Cruz Mezarlığı ise yaşanan toplu katliamın bir ispatı olarak konuklara gösteriliyor.

Bir akşam Dili'nin sokaklarında yürüyüşe çıktım. Ufak bir dükkânın içi insan, kapının önü ise lüks araçlarla dolu idi. Merak ettim, motosikletinin üzerinde oturan gence sordum. Meğer fırından çıkacak taze ekmeği bekliyorlarmış. Hani bizde de ramazanda pide kuyrukları olur ya!

Tropikal iklim olduğu için temmuzda bile karanlık saat 19.00 gibi aniden çöküyor. Çok zayıf bir çocuk bana bakıyor. Elinde ufacık beyaz bir köpek yavrusu. Hayaller başkasından çalınamaz. Çocuk ve köpek geniş merdivenli bir kapıdan içeri girip aniden kayboluyor.

Kısa Kısa Doğu Timor

  • Ülke tamamen “Amerikan Doları” kullanıyor. Ancak madeni para olarak Doğu Timor bir doları ve bozukları var.
  • Genellikle bu coğrafyada Avustralyalıların ticarete hâkim olduğu görülüyor. Ayrıca bazı dernekler ve gönüllüler kanalı ile ülkede yaşamın iyileştirilmesi konusunda destek oluyorlar.
  • Burger King ile Gloria Jeans, Dili'de çok sayıda şube açmış. Dili sokakları lüks jiplerle dolu. Ayrıca Bali gibi burada da motosiklet sayısı fazla.
  • Ada ithal edilen mazotla çalışan termik santralle elektrik elde ediyor. Oysa güneş enerjisini rahatlıkla kullanabilirler.
  • Sarı ve mavi taksiler çok ucuz, çok sayıda taksi etrafta dolaşıyor. Bence her yere ulaşmak için taksi kullanın. Taksilerin içi çok süslü. Doğu Timor bayrakları, çıplak kadın resimleri, şarj aletleri. Ayrıca güneş gelmesin diye ön camların üstüne siyah boya sürmüşler. Böylece görüş alanı daralmış. Trafik kuralları gereği bence çok sakıncalı.
  • Halkı güler yüzlü ve doğrusu her açıdan da yardımsever. Yüzlerinde mutluluk filizi çiçek açıyor.
  • Avustralya’da Darwin’den başlayan mercan kayaları buraya kadar uzandığı için sualtı dünyası çok zengin. Doğu Timor’da dalgıç eğitimini ucuza tamamlayabilirsiniz.
  • Başkent Dili civarında beyaz kumlu plajlar sıralanmış. Areia Branca, Pasir Putih, Com Plajı ve Atauro Adası'nın plajları en ünlüleri.
  • Dili Havalimanı’na ismi konulan ülkesine işgal eden kuvvetlere karşı direnen ve 1978 yılında Endonezyalı bir Albay tarafından öldürülen Nicolau dos Reis Lobato ülkenin ilk devlet başkanı olarak kabul ediliyor.
  • Timor Mutfağı, Endonezya, Japon, Portekiz ve Çin mutfaklarından etkilenmiş. Ana yemekleri pirinç ve köriyi de sık sık kullanıyorlar. Sabah kahvaltılarında sebzeli omlet yanında doğal tereyağı ile reçel geliyor.
  • Adadaki yollar henüz tamamlanmamış. Bir saatte sarsılarak ancak 25 kilometre yol alıyorsunuz.
  • Dili,  Baucau, Malinana, Los Palos, Suai gibi adanın önemli yerleşim merkezlerine otobüs veya minibüslerle ulaşmak mümkün.
  • Doğu Timor'un en önemli ihraç ürünü kahve. Esmera, Maubisse Manufahi, Liquica gibi merkezlerde 1000 metre yükseklikte ve ortalama 15 derece ısı altında yetişiyor. Starbucks bu organik kahveyi "Arabia Timor" adı altında tüm dünyaya pazarlıyor. Robusta ise kafeini yüksek bir kahve çeşidi.
  • Nino Konis Santana Doğal Park alanı, adanın ekosistemini korumak adına oluşturulmuş. Özellikle çeşitli kuşların incelenmesi yönünden zengin bir alan. Macera sevenler için trekking parkuru olarak Ramelau Matebien dağları öneriliyor.
  • Bence Doğu Timor'un turizmde hedefi zengin Çinliler veya kum, deniz, güneş düşünen tatil düşkünleri değil; doğa sporlarına meraklı, maceraperest,  genç ve orta yaşlı kesim olmalı.
  • Mauberu XVIII yüzyıl bir Hollanda kalesine sahip deniz kenarında önemli bir yerleşim merkezi.
  • Balibo ise Japon mağaraları ve Endonezya'nın askerlerince burada öldürülen beş Avustralyalı gazeteci ile anılıyor.
  • Tüm adada kadın başına düşen çocuk sayısı ve buna paralel olarak bebek ölümleri çok yüksek.    

 

Hostes, Doğu Timor uçağındaki Papaz'a yaklaşır
- Viski, vodka, cin… Ne isterseniz!:
Papaz hostesin kulağına eğilir
-Kaç metrede uçuyoruz?
Hostes: On dört bin metrede.
Papaz: Öyleyse alkol içmeyeyim, patrona bir hayli yakınmışız, çay alayım...