Almanya ve Fransa sınırında yer alan Basel, 165 bin kişilik nüfusu ile İsviçre’nin en kalabalık üçüncü kenti. Ren Nehri’nin iki yakasına kurulmuş olan kent, aynı zamanda ülkeyi Ren yoluyla denize bağlayan bir liman. Ren Nehri turlarının çoğunun başlangıç ya da bitiş noktası olan Basel küçük bir yüz ölçüme sahip ancak bu yüzölçümüne sayısız müze, tiyatro, sanat galerisi sığdırmış bir kent. Bu nedenle ülkenin kültür başkenti olarak biliniyor.
Kentin Sembolü Köprüler
Ren Nehri’nin bir tarafında kentin tarihi dokusunu yansıtan Büyük (Gross) Basel, diğer tarafında kentin modern yüzünü yansıtan Küçük (Klein) Basel yer alır. Kentin iki yakası birbirine köprülerle bağlanmıştır.
Basel’i birbirine bağlayan 5 köprü içinde en önemli olanı 1226 senesinde inşa edilmiş olan Mittlere Brücke (Orta Ren Köprüsü)’dir.
Bir ayağı Schifflände bölgesinde, diğer ayağı Rheingasse bölgesinde olan kentin sembolü haline gelen köprüyü fotoğraflamak için en ideal yer Münster katedralinin terası. Geçmişte kentin başpiskoposu bu katedralde ikamet ettiği için buradaki terasa saray anlamına gelen “Pfalz” adı verilmiş.
İsviçre ulusal miras listesinde yer alan 1019 tarihinde inşa edilmiş olan katedral 16.yüzyıla kadar Basel’deki tek katedral olma özelliğini korumuş. 1356 senesindeki Basel depremi sırasında tamamen yıkılmış olan yapı 1421’de aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmiş. Bu nedenle Basel halkı için büyük öneme sahip.
1536 senesinde Basel’de vefat eden Erasmus’un anıt mezarı da bu katedral içinde yer alıyor.
Erasmus, 1521 senesinde ülkenin ilk üniversitesi olan Basel Üniversitesi’nde ders vermeye başlamış. Bu da kenti dünyanın en önemli Hümanizm merkezlerinden biri haline getirmiş. Basel Üniversitesi’ni ziyaret etmeye karar verirseniz hemen yanı başındaki Botanik Bahçesini de listenize ekleyebilirsiniz. Kaktüs ve orkide türleriyle ünlü olan bahçenin girişinde kiralayacağınız kulaklıklar ile bahçede dolaşırken İngilizce olarak bu bitkiler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
İsviçre ulusal mirasları listesinde yer alan bir diğer yapı ise Spalen Kapısı. Basel’in antik kent surları içinde yer alan eski şehir kapısı, İsviçre’nin en güzel kapısı olarak kabul edilmektedir.
Katedralin terasından nehrin iki yakası arasında gerili bir tele bağlı olarak akıntı ile hareket eden Münsterfahre adı verilen tekne oldukça orjinal.
Aynı sistemin kullanıldığı bir diğer tekne ise St. Alban bölgesinde, ona da St. Albanfahre deniliyor. Katedralin bulunduğu kısımdan Münsterfahre ile karşı kıyıya yani Klein Basel tarafına geçerseniz kentin aristokrat ve bohem kesiminin ikamet ettiği Gross Basel’i ve de ihtişamlı katedrali fotoğraflamayı ihmal etmeyin. Yine benzer manzarayı Ren nehri üzerinde yapılan tekne turlarına katılarak da yakalayabilirsiniz. Üstelik bu turların büyük bölümünde fondü ikramı da var.
Basel Karnavalı
Gross Basel tarafında ortaçağ kralı Lalle-Keenig’in Klein Basel’i küçümseyişini simgeleyen dil çıkartır olarak tasvir edilmiş heykeli görülmeye değer.
Efsaneye göre Klein basel halkı kralın bu davranışına karşılık bir vahşi adam karakteri yaratmıştır. Bu karakter krala cevaben köprüye gelir tepesine tırmanır ve Gross Basel’e karşı saygısız hareketlerle alaya alır biçimde dans eder. İşte bu güne Gryphus günü demişlerdir ve bu gün meşhur Basel Karnavalı’nın da temelini oluşturur. O günden beri her sene üç gün boyunca kutlanan festivalde halk farklı farlı kostümler içerisinde çeşitli müzik aletlerini çalarak bu festivali kutlamaktadır.
Basel Karnavalı nasıl kutlanıyor izlemek isterseniz, videomuza göz atabilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=pVz1Jgf2xYs
Fener alayından renkli görüntüler içeren yazımı okumak için ise buraya tıklayabilirsiniz.
Eğer bu dönemde Basel’i ziyaret ederseniz sadece bu dönemde restoranların menüsünde yer alan Karnaval çorbasını tadabilirsiniz. Diğer önemli festvaller arasında ise Ocak ayında kutlanan Vogel Gryff, Ağustos’taki Basel Caz Festivali ve Ekim ayındaki AVO Session Basel müzik festivali sayılabilir.
Resmi Binalar ve Müzeler
Kırmızı renkli dış cephesi ile dikkat çeken 16. Yüzyılda inşa edilmiş olan Rathaus yani Belediye binası, Basel’in en geniş meydanlarından biri olan Marktplatz’da yer alıyor.
Dış cephesinde çeşitli konuların resmedildiği Belediye binasının içi de dışı kadar göz alıcı. Basel-Stadt Kanton Parlamentosu ve Kanton Hükümeti’ne ev sahipliği yapan binanın tüm duvarları tarihsel konuların işlendiği resimler ile süslenmiş.
Basel’de görülmesi gereken yerler arasında başı çeken Jean Tinguely’in tasarımını yaptığı karnaval çeşmesi (Fasnachtsbrunnen) mekanik aletler kullanılarak yapılmış bir yapıt. Tiyatro binası önünde yer alan ve yerel halkın buluşma noktalarından biri olan bu çeşme suya tüküren 9 karakterin mizahi bir temsili.
Mekanik konusunda gelişmiş olan Basel’de mekanik heykellerin sergilendiği Jean Tinguely Müzesi de görülmeye değer. Antikalar Müzesi (Antikenmuseum), Beyeler Vakfı (Fondation Beyeler), Kültür Müzesi (Museum der Kulturen), Tarih Müzesi (Historische Museum) ve Ticaret Müzesi (Gewerbemuseum) ise müze severlerin atlamaması gereken noktalar.
Basel’in en fazla ziyaretçi çeken müzesi ise 17. Yüzyılda kurulmuş olan Kuntsmuseum (Güzel Sanatlar Müzesi). Avrupa’da halkın ziyaretine açılan ilk müze olan Kuntsmuseum, dünyanın en geniş Holbein koleksiyonun da ev sahibi.
Picasso’nun son dönem eserlerinden bir kısmı, Jean Tinguely’nin hayal ürünleri tasarımları ve pek çok önemli sanatçının eserleri de yine bu müze de görülebilecekler arasında. Pazartesi günleri kapalı olan müze haftanın diğer günleri saat 10:00-18:00 arasında hizmet veriyor.
Basel sadece mekanik konusunda değil aynı zamanda baskı teknikleri, kağıt yapımı, farmakoloji ve kimya sanayi konusunda da son derece gelişmiş. Bu nedenle her sene burada düzenlenen sanayi fuarı milyonlarca ziyaretçi ağırlıyor. Dünya çapında büyük ilgi gören ünlü ‘Basel Art’ ve ‘Schmuckmesse’ fuarları da yine Basel’de düzenleniyor.
Modern mimarinin başkenti olarak anılan kentte bazı binaların inşaat teknikleri çok gelişmiş olduğundan üniversitelerde derslerde de örnek olarak gösteriliyor.
Tren garından gerek ülke içi gerekse çevre ülkelere ulaşmak çok kolay.
Tren garına yakın konumda bulunan 1874 senesinde 25 dönüm üzerinde kurulmuş olan Basel Hayvanat Bahçesi’nin en önemli özelliği nesli tükenen hayvanlar ile ilgili izledikleri üreme programı. İçinde 4500 tür hayvan barındıran Basel Hayvanat Bahçesi, yılda yaklaşık iki milyon ziyaretçiyi ağırlamakta olup haftanın her günü saat 08.00 – 18.30 arası açık.
1968 yılında açılan ve 135.000 metrekarelik dev bir alana yayılmış olan Merian Botanik Bahçeleri, sadece botanik bahçe olmanın çok daha ötesinde. Çok çeşitli bitkilere ev sahipliği yapan bahçe zaman zaman farklı etkinliklerin de organize edildiği bir mekan.
Çalışmak için çevre ülkelerden gelen göçmenlerin nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturduğu kentte alışveriş için en ideal yerler Markplatz’a açılan Falknerstrasse, Gerberstrasse ve Freiestrasse.
Konaklama & Yeme-İçme & Ulaşım
Peki, Basel’e nasıl gitmeli derseniz, Türk Hava Yolları'nın haftanın her günü, günde 2 sefer düzenlediği uçuşlar ile maksimum 3 saatte Basel’e ulaşabilirsiniz.
Konaklamak içinse Nomad otel tercih edilebilir.
Pek çok gezgin tarafından çok tercih edilen konaklama alternatifleri arasında başı çeken Nomad otelin kendisi kadar menüsü de oldukça iddialı.
Şimdiden iyi seyahatler!