Gezmek için hava sıcaklıklarının en uygun olduğunu okuduğum Kasım ayında Dubai’ye 3-4 günlük bir gezi yapmak için Haziran 2015’te araştırmalara başladım. Booking.com'da Dubai otellerini araştırdım. İki aile, 4 kişi gideceğiz.
Daha önce gidenler; eski şehir bölgesinin, Palmiye Adası ve Yelken Otel’in, Dubai Marina’nın, Emirates Mall’un,Burj Khalifa’nin, Dubai Mall’un gezilip görülmesini, çölde safari yapılmasını önermişler. Bu öneriler göz önünde bulundurularak gezilecek yerler listesi hazırlandı.
Dubai’nin iki hatlı, kolay anlaşılır metro sistemi var. Yukarıda belirtilen yerlere metro ve otobüsle nasıl gidileceğini ‘Google Maps’ ten çıkarttım.
Dubai’den başka Abu Dabi’de de görülecek yerleri (dünyanın 3. büyük camisi olan Sheikh Zayed Grand Mosque, Abu Dabi Marina’yı, Cornish, Yas Island’ı) gezmek için araç kiraladık. Gezilecek yerlerin koordinatları belirlenip dosyalandı.Dubai içinde ve Abu Dabi’de cep telefonuma ücretsiz indirdiğim BeOnRoad navigasyonunu kullandım. Sorun çıkarmadı. Girdiğim her yere şaşmadan götürdü.
Bir ‘aux in’ kablosu da aldım ki mp3 çaları aracın radyosuna bağlayabileyim. Müziksiz yolculuk olmaz.
Dubai’de İngiltere’de de kullanılan üç delikli prizler kullanılıyor diye okumuştum. Uygun bir adaptör aldım. Ancak bizim kullandığımız fişler de adaptörsüz uydu.
Uçağımız tam zamanında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ticari başkenti olan Dubai’ye doğru yola çıktı. 7 emirliğin 1971 yılında İngiltere’den bağımsızlıklarını ilan ederek oluşturdukları BAE’nin başkenti Abu Dabi, en büyük ve dünyaca ünlü şehri ise Dubai’dir.
İstanbul-Dubai arası 4 saat. Dubai bizden 2 saat ileride.
Sabah saat 4.00’te Dubai Havaalanı 2. terminaline indik. ‘All Passenger’ yazan bölümde pasaport kuyruğuna girdik. Kontrol sırasında yeşil pasaportlular hariç, retina taraması yaptılar. 2. terminalde 6 adet bavul alma bandı var. Her bant üzerinde hangi şehirden gelen uçağa ait olduğu yazıyor.
Terminalde orta büyüklükte gümrüksüz alışveriş mağazası da var. İçki satılıyor. Ancak bize göre pahalı. Rus votkalar 50 dolar civarında.
Sabiha Gökçen'de olduğu gibi burada da kablosuz internet erişimi paralı. 6 saati 20 dirhem. (18 lira) Gezi boyunca söylenen fiyatı 8’le çarpıp 10’a bölerek Türk Lirası’na çevirdik.
Alanda bizi karşılayan rehberimiz kahvaltı için İstanbul Restoran’a götürdü. Türkçe müzik, Türk garsonlar, demleme çay, kablosuz internet var. Zengin bir kahvaltı tabağı ve sınırsız çay 35 dirhem.
Kahvaltıdan sonra tüm şehri otobüsle, rehberimizin anlatımı eşliğinde gezdik. Verilen fotoğraf molalarında güzel kareler yakaladık.
Saat 13.00’te otel kaydımızı yaptırdık. Ekstra gezilere katılmadığımız için 4 gün sonra saat 17.00'de buluşmak üzere rehberimizle vedalaştık.
Kaldığımız Sheraton Grand Otel gerçekten 5 yıldızı hak ediyor. Her şey lüks, yataklar kocaman, yumuşacık… Kahvaltı muhteşem. İster Çin, ister Japon, istersen başka mutfaklardan yiyecekler var.
Uykusuz geçen gecenin yorgunluğunu 3 saatlik bir dinlenmeyle kısmen attıktan sonra, metroyla eski şehre gittik.
Baharatçılar çarşısını, altın çarşısını, elektronikçileri gezdik. Bizim Mahmutpaşa’nın Dubai versiyonu. Adım başı kaçak saat, parfüm, kaşmir satmaya çalışan ayakçılar var. Altın çarşısı Kapalıçarşı’yla kıyaslanamasa bile takı çeşitliliği olarak muhteşem. Çok çeşitli bilezikler, altından yapılmış örgü kıyafetler, kemerler, bileklikler… Gözlerinizi alamıyorsunuz.
İkinci günü Abu Dabi gezisine ayırmıştık. Dubai’ye gelmeden önce internet üzerinden araç kiralamıştım. Ancak cumaları resmi tatildi ve şehirdeki tüm bürolar kapalıydı. Sadece havaalanındakiler açık olduğundan aracı havaalanındaki bir bürodan kiraladım. Otelde araç kiralama hizmeti verildiğini görünce ilk kiralama rezervasyonunu ücretsiz iptal ettirdim.
Cuma sabahı 9.00’da fazla zorlanmadan anlaşarak (işaret dili sağolsun) görevliden aracı teslim aldık.
Hepsi öyle midir bilmiyorum ama petrol şehrinde araç benzinsiz olarak teslim edildi. Ancak o zaman görevlinin niye “gaz sıteyşın” deyip durduğunu anladım.
Arabaya biniyorsunuz benzin ışığı yanıyor. “Yeni mi yandı?” “Yandıktan bu yana kaç km yol yapıldı?” “En yakın benzinlik nerede?” bilmiyorsunuz. Sorduğumuz görevlinin tarifi kafamızı iyice karıştırıyor. “Olsun, boşver. Biz Türküz, bize bir şey olmaz” deyip yola çıktık.
Fazla yakmasın diye okşar gibi basıyorum gaza. 5 km kadar sonra benzinlik görüyoruz. Derin bir ohhh çekiyorum. Siz siz olun araç kiralarken dolu depo verip dolu depo alan şirketleri tercih edin. Boş depoyla hiç bilmediğin bir kentte benzinci aramak epey heyecanlı oluyor.
Dubai-Abu Dabi arası 130 km. 5 gidiş, 5 geliş 10 şeritli yol. Navigasyon her girdiğimiz adrese sorunsuz götürüyor.
Önce dünyanın 3. büyük camisi olan Sheikh Zayed Grand Mosque, ardından Abu Dabi Marina, Cornish, Heritage Village… geziyoruz. Hava kararıyor, dönüşe geçiyoruz.
Hazır araba altımızdayken Palmiye Adası’nı tekrar geziyoruz. Adanın ve Yelken Otel'in gece görüntüsü muhteşem. Daha sonra Dubai Marina’da arabayı park edip, piyasa yapıyoruz. Karnımızı da doyurduktan sonra Sheikh Zayed Bulvarı'nda Dubai’nin o muhteşem gece görüntüsünü izleyerek otelimize dönüyoruz.
3. günümüzü; sabahtan Dubai Müzesi'ni, Al Fahidi Caddesini gezdikten sonra iki alışveriş merkezinde (AVM) geçirdik.
1) Emirates Mall, 2) Dubai Mall. 2.’si yapılmadan önce 1.’si Dubai’nin en büyük AVM’ siymiş.
Emirates Mall’da kayak merkezi, Dubai Mall’da dev bir akvaryum var. Detaylı bilgileri internetten bulabilirsiniz. Aynı gün ikisini birden gezmek çok yorucu oldu.
Akşamları yarım saatte bir Dubai Mall’un önünde yapılan su ve ışık gösterisi ise dünyanın en büyüğü, mutlaka izlenmeli. Son gün biraz otel keyfi yaptıktan sonra Deria bölgesinde dolaşmakla geçti. Abra denilen deniz taşıtlarıyla halicin iki yakası arasında gezildi, son alışverişler yapıldı ve 16.30’da otele dönüldü.
Kararlaştırıldığı gibi saat 17.00'de rehberimiz bizi de aldı hep birlikte havaalanına gittik. Bilet ve pasaport işlemlerinden sonra ver elini İstanbul…
4 günlük Dubai gezimizi kısaca özetledim. Yapılması gereken ama bizim yapamadıklarımıza gelince:
1- 4x4 ciplerle çöl safarisi. (Hanım kesinlikle istemedi.)
2- Dünyanın en yüksek binasına (Burj Khalifa) çıkıp dünyaya tepeden bakmadık. (Hanım korktu.)
3- Yelken Otel'de öğlen veya akşam yemeği yiyemedik. (Pahalı geldi.)
4- Skydive (Ufak bir uçakla yükselip paraşütle atlamak) yapamadık. (Korktuk, hem de çok.)
5- Denize girmek için zaman bulamadık.
Son birkaç notla Dubai gezi yazımı noktalamak istiyorum.
- Dubai çok temiz bir şehir. Her taraf pırıl pırıl.
- Hiç dilenci yok.
- Dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa 1.5 milyar dolara mal olmuş. Otoparkı 13 bin araçlıkmış. Hemen yanındaki Dubai Mall ise dünyanın en büyük alışveriş merkezi. İçinde iki binden fazla mağaza var.
- Rehberimizin söylediğine göre Dubai’de işsiz yokmuş.
- Son model cipler polis aracı olarak kullanılıyor.
- Terminal 2 dönüş bölümünde oldukça büyük ve çeşitçe zengin gümrüksüz satış mağazası var
- Dubai Mall’da tuvalete gitmek isterseniz “washrooms” tabelalarını izleyin.
- Dubai dönüşü bir adet telefon, bir adet cihaz (bilgisayar, tablet vb.) getirme hakkımız varmış.
- Yeşil hat üzerindeki Baniyas metro istasyonunun yanındaki 27. cadde üzerinde ucuz hediyelik eşya ve parfüm bulabileceğiniz DaytoDay mağazaları var.
- Dünyada en çok lüks araç satılan yerlerden biri Dubai. Altın, pırlanta kaplamalı araçlar bile varmış.
- İçersinde piknik alanları, oyun alanları, yeşil alanlar, kafeler, restoranlar olan parklar var. Çöl yeşillendirilmiş. Alttan sulama yapılıyor. Tertemiz. Parkların çevresine yürüyüş parkurları yapılmış.
- Dubai’de iki tane palmiye şeklinde ada var. Ayrıca dünya haritası şeklinde bir ada daha oluşturuluyor. Palm Jumeirah tamamen deniz doldurularak yapılmış. Maliyeti 12 milyar dolar. Adanın en ucunda bir tünelden geçilerek gidilen, dünyanın her yerinde mimarisi aynı olan, 150’si suit, 1500 odalı bir otel var. Birçok ünlünün evi bu adada.
- Abu Dabi Marina'da çok güzel bir avm var. Çadır şeklinde yapılmış. Buraya arabayla 5 dakikalık mesafede (Bazı web sitelerinde yürüyerek gidilebilir dense de o sıcakta çekilmez.) Heritage Village var. Giriş ücretsiz. Abu Dabi’nin kuruluş yıllarını anlatan görseller ve o yıllarda kullanılan objeler var. Çölden yemyeşil bir yurt yaratmanın öyküsü anlatılıyor.
- Dubai’nin gecesi de mutlaka görülmeli. En azından gece kırmızı hatlı metroya binilip etraf seyredilmeli.
- Kırmızı ve yeşil olmak üzere iki hatlı Dubai metrosu çok modern. Tamamen bilgisayar kontrolünde çalışıyor. Bir vagonu VIP olarak ayrılmış. Biletleri daha pahalı. Hemen yanında sadece kadın ve çocukların binebildiği bir vagon daha var. Bir yöne giderken bu vagon en önde, diğer yöne giderken en arkada oluyor. İstasyonda ve vagonlarda uyarılar var.
- Abu Dabi’de karşılaştığımız 2 Türk işçi: “Abi Ankara’nın gözünü seveyim. Her köşe başında bir büfe, her sokakta lokanta var. Burada Türk lokantasından vazgeçtik, damak zevkimize uygun olan İran lokantası bile bulamıyoruz.” diye yakındı. Dubai’de yeni şehir kısmında sokakta lokanta yok. Tümü alışveriş merkezleri içinde. Eski şehir kısmında da pek lokanta yok veya bize denk gelmedi. Birkaç dönerci gördük.
- Dubai Marina’da “Köşebaşı” adında bir Türk lokantası var. Konum olarak çok iyi bir yerde olduğu için fiyatlar pahalı. (Çorba 45 dirhem 36 TL.)
- Büfelerde normal pide arası tavuk döner 15, patates kızartması 6 dirhem.
- Öğlen yemeklerini Carrefour’lardan alınacak hazır yiyeceklerle (kızarmış tavuk, balık, ve diğerleri) geçiştirdik.
- Dubai Müzesi’nin giriş ücreti 3 dirhem. Çok güzel düzenlenmiş. Eskiyi olduğu gibi yansıtmışlar. Dubai’nin nereden nereye geldiğini hayretle izliyorsunuz. Yeşil hatt üzerindeki Al Fahidi Metro Station 1 durağında inip yürüyerek ulaşabilirsiniz.
- Dubai'de yıldızlı otellerin restaurantlarında alkol tüketimi var. Odadaki mini barda da 5 cl.’lik içki şişeleri vardı. Votka, bakardi 55, viski 70 dirhem. Şehirde şişeyle içki satılan yer görmedim.
- Dubai pahalı bir şehir mi? Evet. Dubai pahalı bir şehir. Rehberimizin söylediğine göre üç milyon olan nüfusun sadece %10’u Dubaili ve gerçek zenginler bunlar. Ya çalışmıyorlar ya da çok üst düzey görevlerdeler. Nüfusun geri kalan % 90’ı çalışmak için gelip yerleşen özellikle Hinli ve uzak Asyalılar. 20 bin kadar da Türk varmış. Ülkede işsiz yok. Vergi de yok. Emlak vergisi, araba vergisi, KDV, gelir vergisi…yok. (Darısı başımıza.!!) Kullanılan elektrik, su, doğalgaz bedava. Ama yine de pahalı bir şehir.
Not aldığım fiyatlara bir göz atalım:
1- Dubai Marina’da 1 saatlik park ücreti 20 dirhem-16 lira
2- Çipura balık Türkiye’den geliyor kilosu 35 dirhem 28 lira, somon 67 dirhem.
3- 1.5 lt su 1.00/1.20 dirhem. Türk markaları daha da pahalı.
4- Abra ile halici karşıdan karşıya geçmek 1 dirhem. En ucuz yolculuk bu.
5- Metroda bir bölge içinde tek biniş 6, iki bölge içinde 8 dirhem. Gece 24.00’te sona eren tüm bölgelerde geçerli günlük bilet ise 22 dirhem.
6- Günlük araç kirası 180 dirhem.
7- Carreafur’da kg fiyatları: Salatalık 4.75, patates 4.95, domates 6.70, havuç 6.90, soğan 3.65 dirhem. (Dubai’de bu sebzelerle elbet işiniz olmaz. Karşılaştırma yapın diye yazdım.)8- Otel restoranında kırmızı şarapların şişesi 230/690, kadehi 45/80, fish and chips 120, tavuk çorbası 50, meyve suyu 29, karışık arap ızgara 150, pizza margarita 130 dirhem.
Dubai gezisi ile ilgili notlarım bu kadar. Yardımcı olabildiğimi umarım. Yeni bir gezi yazısında buluşmak üzere ‘seyahatte kalın’.