Dubai'yi; insanoğlunun son zamanlarda bir çölü yaşanılası kılmak adına gösterdiği muazzam emek olarak tanımlamak mümkün. Temel esas tabii ki ticaret merkezi oluşturmak, gelir kaynağı yaratmak ve bunu yapabilmek için dünyanın dört bir yanından beyinleri buraya çekebilmek. Plazalardaki beyin gücü ile servis sektöründeki isçi gücünün belirgin bir şekilde buluştuğu yer burası. Filipinlileri daha çok ev islerine hizmet ederken buluyorsunuz. Marketlerde yine Filipinliler ile Hintlilere rastlamak mümkün. Ancak bu kadar... Gökdelenler arasında dolaşırken, alışveriş merkezlerinde, plajlarda bıçak gibi kesiliyor görüntüleri... Yoklar... Sanıyorsunuz ki şehri İngilizler fethetmiş, biraz Japonlar, biraz Avrupalılar ve tabii ki Türkler... Zaten şehir bu kişileri cezbetmek için yaratılmış.
Geniş bulvarlar Amerika’yı anımsatıyor. Benzin çok ucuz ve bir jeep alıp çok kısa zamanda trafiksiz olarak işinize gidip gelmeniz mümkün. Akşamları alışveriş merkezleri, gökdelenler, marina, restoran ve barlar siz yabancı uyruklu çalışanların keyfine sunulmuş durumda. Arap şehri mi dediniz : ) Unutun bildiğiniz Arap lakırdılarını… Ben şehri kendimce 3 parçaya bölüyorum; bir yabancı uyruklu kalifiye çalışanların yasadığı marina tarafı, iki Arap zenginlerinin yasadığı villaların ve güzellik merkezlerinin hâkim olduğu Palmiye, Atlantis tarafı ile üçüncü olarak Hint, Pakistan, Filipin kökenli isçi gücünün yaşadığı Deira.Dubai ve Abu Dhabi'de olmazsa olmaz yapılacaklar planımızda yer aldı. Arkadaşım ve eşi orada yaşadığı için çok şanslıydık. Neler mi vardı planda?
Plajlar: JBR Beach, Jumeirah Beach ve Kite Beach
Alışveriş: Souk Medinat, Dubai Mall ve Dubai Outlet
Burj Khalifa ve Burj Al Arab
Deira Eski Şehir Merkezi
Gece Hayatı: 360 Bar ve Cirque du Soir
Marina ve Marina Bot Turu
Eğlence: Atlantis, Palmiye ve Ferrari World
Çölde SafariAbu Dhabi'de Sheikh Zayed Bin Sultan Al Nahyan Camii ziyareti
Marina ile başlayalım mı? Tabii ki yapay : ) Gökdelenler efsane, yeşillik hiç yok, ancak marina manzaralı bir evde oturuyor olmak şahane : ) İnsan İstanbul'da esen lodosu ve arada burnunuzu yoklayan mis gibi deniz kokusunu özlüyor burada. Çok yapay, çok kuru her yer... Gerek apartmanlarda gerekse marketlerde veya dışarıdan içeri adım attığınız her yerde sizi klima rüzgârı karşılıyor. Aksi düşünülemez zaten. Merkezi klima sistemi mevcut apartmanlarda. Yapıların yeni olması çok güzel.
Arkadaşlarımın balkon manzarası hiç fena değil öyle değil mi? Özellikle akşamları oturması çok keyifli. Sessizlik ise cabası, şehir susuyor bir saatten sonra, uyuyor her şey ve sonra sessizliği dinlemek süper oluyor. Biz gittiğimizde Kasım ayının başlarıydı. Kim bilir belki Aralık, Ocak aylarında hava sıcaklığının göreceli de olsa düşmesiyle esen bir çöl rüzgârı bu balkon keyfini çok daha güzel yapabilir.
Güzel bir kahvaltının ardından Marina'da yürüyüşe çıkıyoruz. Zor atıyoruz kendimizi hemen yanı başımızdaki alışveriş merkezine. Ancak bir bakıyorsunuz İngilizler bizim yürümekte zorlandığımız yerde sabah koşusu yapıyor. Yanılmıyorsam sıcaklık en az 35 derece : )
İlk günümüzü bir yerli gibi geçirmeye kararlıyız. Metroyla eski şehir merkezi Deira'ya gideceğiz. Dubai de metro yeraltında degil. Zaten tek bir hat var, o da Sheikh Zayed yoluna paralel olarak yolun üzerinden geçiyor. Sheikh Zayed otoyolu ise Dubai ve Abu Dhabi'yi birbirine bağlayan İran Körfezi'ne (Persian Gulf) kadar uzanan Birleşik Arap Emirlikleri'nin en uzun otoyolu. Metro durağında sizi aynı bizim otoyollarımızdaki gibi üst geçit bekliyor. Asansörle çıkıyorsunuz. Çıkmadan önce yine klima ile soğutulan içeride oturabileceğiniz bankların bulunduğu geniş camekân bir alan sizi bekliyor. Metroya girişte gideceğiniz durağa göre para ödeyip bilet alıyorsunuz. Sakın bu bileti çıkmadan önce atmayın çünkü metrodan indikten sonra turnikelerden geçebilmeniz için biletinizi tekrar okutmanız gerekiyor. Metro ile ilgili başka bir ayrıntı daha “business class” bölümü ve kadınlar için ayrı kabinler mevcut.
Fotoğraflara bakarken şunu hatırladım. Deira'dan sizinle çok paylaşabileceğim fotoğraflar çekemedim. Fotoğraf makinemi çıkarmaya çekindiğimi hatırlıyorum. Burada hemen dikkat çekiyorsunuz. Bakışlar rahatsız edici. Envaı çeşit dükkân var. Elektronikçilerden, kıyafetlilere kadar… Hızlıca geçiyoruz sokakları.
Nehir şehrin eski merkezini ikiye bölmüş durumda. Bir taraf Deira diğer taraf ise Bur Dubai. Nehirde eski tarzda botlar islemeye devam ediyor. Onlara biniyoruz. Bir bot geliyor diğeri gidiyor, her seferinde yaklaşık 20 kişi alıyorlar. Sıra var. Derken aralarından çat pat İngilizce konuşanı bizi diğer gişelere yönlendiriyor, gelin burası boş diyor. Peki, kişi başı ne kadar: 10 dirhem. Yaklaşık 5 TL ve bize çok mantıklı geliyor, biniyoruz. Karı koca oturmuş bu bot nasıl dolacak diye beklerken bot hareketleniyor ve başlıyor yol almaya. Sonra anladık ki aslında kişi başı 1 dirhem imiş, yani 50 kuruş. Bizden 20 dirhem alarak bizi yalnız karşıya geçirmiş oldular : ) Hem iyi oldu çift olarak keyfini çıkardık ama bir yandan da ürkmedik değil. Gece karanlığında dilini bilmediğiniz hatta nereli olduğundan emin olmadığınız siyahi bir arkadaşla nehrin ortasında gitmek seyahatimize renk kattı : )
Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete derken gördüğümüz şehir manzarası içimizi rahatlattı. Eski modumuza döndük ve birkaç fotoğraf çektik : )
Buranın ardından yine metro ile Dubai Mall'a gidiyoruz. Giriş yapmadan önce metro çıkışında Dubai'nin kardeş şehirler ilan ettiği şehirler arasında İstanbul’u görüyoruz.
Dubai Mall'un içerisinden Mall of Emirates'e geçeceğiz. Neden mi? Burj Khalifa'yı görmek, Burj Khalifa'nın hemen altında su gösterisi eşliğinde yemek yiyebilmek için : ) Burj Khalifa biletlerini internetten önceden alıyoruz. Aksam 21.30 saatini zor yakalıyoruz. Özellikle güneş batimi zamanları saat 17.00’den sonra yer bulmanız imkânsız. Birkaç hafta öncesinden isterseniz bu saatlerde alabilirsiniz. Olsun bence aksam görüntüsü şahane!
Müzik eşliğinde notalara göre hareket eden bir su gösterisi, oldukça kalabalık bir ortam. Asansöre binmeden Burj Khalifa maketi, yapım aşamasından görüntüler, mühendislik harikası bir geçmiş ile karşılaşıyorsunuz. Fotoğrafta yakın çekim olarak gördüğünüz Burj Khalifa katları aslında en üst katta olmadığımızı gösteriyor. Kafanızı kaldırdığınızda hala üzerinizde metrelerce yüksek bir yığıntı olduğunu fark ediyorsunuz. Yukarıdan çekilmiş fotoğrafta ise Dubai Mall'un D seklinde inşa edildiği ayrıntısını yakalayabildiniz mi ve tabii ki az önce yanında bulunduğumuz su gösterisinin 124. kattan yani yaklaşık 450 metre yükseklikten olan çekimi...
Biraz gelin plajlara gidelim. JBR Beach, Jumeirah Beach ve Kite Beach benim gördüklerim... Dubai Marina'ya en yakın olan JBR Beach. Burada Royal Meridien, Ritz Carlton, Hilton Otelleri bulunuyor. Lübnan kahvaltısı ile güne başlıyoruz. Burada Lübnan mutfağı çok meşhur.
JBR Beach'e doğru yürüyoruz burası aynı zamanda Hilton'un da plajı ama halka açık.
Sakın öyle yüzmeye bayılacağınız serin, masmavi bir su beklemeyiniz. Özellikle bizim Ege veya Akdeniz kıyılarımızla kıyaslamayınız. Bizim yaptığımız Hint Okyanus'ta İran Körfezi’ne de de denize girdik ya artık ölsek de gam yemeyiz tesellisiydi : ) Plaj, plajdaki kozmopolit ortam, koşturan sarışın mavi gözlü İngiliz bebekler ile Japon çekik gözlü çocuklar, bir yandan Pakistanlı olduğunu düşündüğüm gençler... Top oynayanı, elindeki müzik seti ile plajdakilere hip hop keyfi yaşatanlar objektifinize takılıyor.
Akşam ise yine burada yemek yemek ve plajda bir şeyler içmek mümkün.
Hadi Atlantis'e gidelim. Atlantis efsanevi batık bir kıta ve uygarlık. Geçmişi bu kadar görkemli olunca Atlantis adına inşa edilen hotel ve eğlence merkezleri de öyle oluyor. Bahamalar'da yer alan bu hotel zincirinin enleri barındıran Dubai'de olmaması zaten düşünülemezdi. Tasarımı Bahamalar'daki otel ile aynı. İçerisinde yer alan eğlence merkezi, su parkları ve özellikle yapabilenleri çok takdir ettiğim "Leap of Faith" yani Kader Atlayışı enler arasında. Oldukça yüksek bir yerden kapalı bir boruya kendinizi bırakıyorsunuz, sırtınızı yerden kesiyor ve gözünüzü açtığınızda köpekbalıklarının olduğu bir havuza düşüyorsunuz. Merak etmeyin hala kapalı alandasınız : ) İnternette Leap of Faith olarak videolarını bulup izleyebilirsiniz. Ne yazık ki içeri girerken kameralarınızı alıyorlar. Çantanızı şifreli dolaplara birikiyorsunuz. Sadece bikininizle ve terlikle içeridesiniz!
Atlantis, palmiye olarak inşa ettikleri yapay adanın ucunda. Atlantis'te çocuklar gibi tüm gün eğlendikten sonra hemen yanındaki Jumeirah Beach'e geciyoruz. Dubai'de en güzel kareleri fotoğrafladığımı düşündüğüm yer burası. Su, Tuz Gölü’nü andırıyor, yoğun tuzlu ve dalgasız yani göl gibi. Gün batımı öncesi Burj el Arab ile Dubai'nin siluetini buradan izlemek keyif veriyor.
Gelin başka bir plaja gidelim şimdi de… Plajın ismi Kite Beach... JBR ve Atlantis'e göre biraz daha bâkir, daha sakin bir yer. Bu yüzden olsa gerek daha çok spor aktivitelerine rastlıyorsunuz burada. Uçurtma sörfü (kite) veya rüzgâr sörfü yapanları görmek mümkün. Ama yine size güzel bir deniz suyundan bahsedemeyeceğim. Oldukça sıcak, hatta şansımıza o gün inanılmaz yosunlu, koyu bir renk deniz ile karşılaşıyoruz. Ancak yüzmeden olmaz : ) Bu plajda sizi gökdelenler değil de zengin Arap ailelerinin yaşadığı villalar karşılıyor. Bir sokağa girdiğinizi caddelerin 2-3 katlı villalardan oluştuğunu ve neredeyse 2 veya 3 villa başına bir güzellik merkezi düştüğünü hayal edin. Her yer estetik, solaryum merkezleriyle çevrili. Şaşırmadık aslında. Hep duyduğumuz Arap yaşamını çıplak gözle görüyor olduk.
Çok dinlendik biraz alışveriş yapıp yorulma zamanı… Kesinlikle gidilmesi gereken 2 yer var. Biri dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden olan, 1200 mağazaya sahip, 150’den fazla yiyecek içecek mekânının yer aldığı Dubai Mall! Diğeri ise yine sonradan inşa edilen ancak Dubai'nin eski mimarisinin esas alındığı, Kapalıçarşı’ya benzetebileceğimiz daha çok kahve, baharat, lokum, halı dokuma ve yöresel hediyelik eşyaların bulunduğu Souk Medinat.
Enler enler enler... Dubai Mall'da yer alan kapalı kayak pisti yine enler arasında... Çölün ortasında kayak merkezi yaratınca elbet dillerden düşmüyorsunuz : )
Dolaş dolaş bitiremediğimiz bir mekân Dubai Mall. Ama içerisinde Cheesecake Factory olduğu için benim gönlümü çalmasını bildi Dubai Mall : )
Dünyanın dört bir yanından lüks markalar yerini almış bu alışveriş mekânında. Ne yalan söyleyeyim bize göre değil. Doya doya alışveriş yapmak için değil burası, seyirlik... Bir yanda hakikaten 3 veya 4 eii arkasında, yanında ise en az 3-4 çocuğu ile dolaşan Arap erkeklerini diğer yanda ise kısacık şortlarıyla gezen turistleri yahut orada yasayan yabancı uyruklu kişileri görmek mümkün. Güzel yani ne biliyor musunuz, emin olun İstanbul'dan çok daha rahat gezebildiğiniz bir yer!