2013 yılının Ocak ayında Ankara’nın soğuk havasından uzaklaşmak için 3-4 günlüğüne Dubai’ye gitmeye karar verdik. Dubai'de daha sıcak bir hava, deniz, kum, lüks arabalar, ucu gözükmeyen gökdelenler, içinde günlerce gezilecek alışveriş merkezleri ve sürekli “Dünyanın En” ile başlayan cümlelerinde adı geçen daha birçok şey görme ümidi ile çıktık yola. Abartısız söylüyorum, sıcak hava (en azından bizim beklediğimiz daha sıcak bir hava idi) haricinde diğer her şey fazlası ile beklentilerimizi karşılamıştı.

Şubat ayının ilk günleri Dubai’ye İstanbul’dan yaklaşık 4 saatlik bir uçuş sonrası ulaştık. Önce bu dönemlerdeki havadan bahsedeyim kısaca. Hava sıcaklığı yine de tabii Türkiye'den daha sıcaktı, fakat hava kapalıydı ve kaldığımız 4 gün boyunca da hafif yağışlıydı. Ama yine klasik yaz giysileriniz üzerine ince hırka tarzı bir şey ile zamanınızı geçirebilirsiniz. Dışarıda üşümeyeceksiniz belki ama toplu taşıma taksi avm ve otellerde hatta ve hatta Dubai’nin o meşhur Klimalı Otobüs duraklarında mutlaka o hırkaya ihtiyacınız olacaktır. Emin olun daha önce Mısır’da karşılaştığım klimayı sonuna kadar kullanma olayı Dubai’de de devam ediyor.Bu tarihlerde denize de giremeyeceksiniz muhtemelen biz Jumeriah Plajı'na daha çok meşhur “Burj el Arab”ı görmek için gittik. Kumsalda gezdik, fotoğraflar çektik, ama denize giremedik. bu havanın tek avantajı koskoca meşhur Jumeriah Plajı'nın bize kalmış olmasıydı.

Çünkü aslında Dubai çok kalabalıktı. Bunu daha sonra uzun süre taksi bekleyince otel ve avm çıkışlarında taksi kuyruklarına girince fark ettik. Evet, yanlış okumuyorsunuz, uzun uzun taksi kuyrukları var Dubai’de. Size en önemli Dubai tüyosu: taksiler belirli duraklarının dışında yollardan vs. müşteri almıyorlar. Avm ve otel önlerinde bekleyen insanları takip edin, yoksa epeyce yürümek zorunda kalabilirsiniz. Dubai'de ulaşım konusunda ilk tercihiniz taksi olmalı, çünkü gerçekten uygun fiyatlarla ve hızlı. Ayrıca, taksilerin hepsi şeyhe çalıştığı için gayet güvenilir. Evet, Dubai'de tüm taksiler şeyhe ait. Şoförler belli bir maaş ile çalışan çoğunlukla Hintli, Pakistanlı, Filipinli vs. işçiler. Zaten bu ve buna benzer hizmetlerde çalışan bir Dubaili, yani Arap görme olasılığınız yok sanırım. Çünkü onlar genel olarak zengin, yani iş veren kesimi oluşturuyorlar.

Dubai’de suç oranı sıfırlar ile ifade ediliyor. O derece güvenli bir yer yani. Hatta size şöyle bir örnek vereyim: Bir gün alışverişimiz sırasında arkadaşımızın içinde cüzdanı, pasaportu, banka kartları olan çantasını dolaştığımız dükkanlardan birinde unutup çıkmışız. Bunu da yaklaşık 3-4 dükkan daha gezdikten sonra fark ettik. Apar topar koşturup geri döndük ve çanta unuttuğumuz gibi bizi bekliyordu. Malum şeriat kanunları falan :) şeriat kanunları demişken Dubai'de turistler şeriat kanunları üzerinden yargılanmıyor ya da ceza almıyorlar.

Dubai'deki gece hayatından da biraz bilgi vereyim evet şeriat ile yönetiliyor falan ama turizm hakkınıda kesinlikle veriyor. Gece kulübü bulunuyor. Alkol satışı da yalnızca buralarda ve otellerde yapılıyor. Araplar gece kulübüne giremiyor ve alkol satın alamıyor. Hatırladığım kadarıyla da gece kulübüne giriş yaş sınırı 21 ve kıyafet kuralı da bulunuyor. Yani parmak arası terlikleriniz ile gitmeyin. Bununla ilgili bir küçük anımı da anlatayım yeri gelmişken. Halk gece kulüplerinden falan bir haber sakın kimseye sormayın. Biz daha önceden planlamadığımız için önce otelin resepsiyonuna sorduk, pek yardımcı olamadılar. Sonra bir taksiye bindik. Şoföre bir gece kulübüne gitmek istediğimizi söyledik ve o da oraya gidene kadar birçok arkadaşına sordu. Yerel halk, konudan o derece uzak yani. Daha sonra yanlış hatırlamıyorsam Emirates Towers altında kumsal üzerine kurulmuş bir kulübe götürdü bizi. Gerçekten Türkiye ya da Avrupa sınırlarında olsa önünde geçemeyeceğimiz bir yer.  Hatta girerken tedirgin olduk. 3 erkek görünce bizi kapıdaki guard şöyle bir baktı ve girmeye cesaret edemeyecek iken belki de şu sihirli sözleri söyledi “Türksün”. O kadar yer gördüm Türk olmak işime bu kadar yaramamıştı. “Evet.” dedik. Sorgusuz sualsiz çekildi. Önümüzden biz de mekana girdik. Klasik olay. Arapların Türk sevgisinin nereden geldiğini hala da çözemedim ama ;)

Bunun dışında zamanımızı Emirates Mall (içerisinde yapay kar pisti olan) ve Dubai Mall’de (Dünyanın en uzun gökdeleni Burj Khalifa ve dünyanın en büyük tematik akvaryumuna sahip olan dünyanın en büyük avmsi, demiştim dünyanın enleri diye) geçti, fakat alışveriş için avm dışını tavsiye ediyorum çünkü avm fiyatları çok da cazip değil bununla ilgili de şöyle basit bir örnek vereyim o dönem ülkemizde fiyatı 2000 TL civarı olan Iphone 5’in avm fiyatları 1500-1600 TL’ye denk gelirken biz Old Town denilen Dubai Müzesi'nin de bulunduğu çarşıdan 1100 TL gibi bir fiyata satın aldık özellikle cep telefonu ve bilgisayar için bu bölgeyi tavsiye ediyorum. Buraya ulaşmak için Dubai Müzesi'ni bulun, ileri doğru gidin dükkanlar sağlı sollu karşınıza çıkacak zaten. Pazarlık yapmayı unutmayın ;)

Bu arada Dubai Müzesi'ne de mutlaka uğrayın. İlk etapta çok eski ve boş bir yer gibi gelecektir size. Ama asıl cevher resmen toprağın altında. Evet, müzenin Dubai'deki eski yaşamı anlatan, Dubaililerin nasıl evlerde yaşadığını gösteren tarihi bölümü yer üzerinde girişte ve sonradan inşa edilen modern bölümü yer altında görmenizi tavsiye ederim.

Yemek konusunu merak ediyorsanız, malum dünyanın en meşhur en büyük avmlerinde tüm dünya mutfakları bulunmakta. Özellikle belirtmek istediğim birkaç şey: Pizzadan uzak durun. Yapmayı beceremiyorlar sanırım. Biz Pizza Hut’a kandık ama pek memnun kalmadık. Falafel, geleneksel Arap mutfağından. Kısaca nohut köftesi diyebiliriz. Ben şahsen onu da çok başarılı bulmadım. Subway ve NYF (new york fries) tavsiye ederim. Ben de NYF'ı ilk defa Emirates Mall’de deneme fırsatı buldum, çok beğendim. Sadece patates kızartması üzerine et-tavuk ve çeşitli soslar tarzında bir içeriği var. Yakın zamanda İstanbul Brandium’da da hizmete açıldığını öğrendim bu arada.

Ayrıca Dubai’ye kadar gitmişken Burj Khalife’nin 124.kattaki seyir terasına çıkın. Gerçekten girişten en üst kata kadar süper bir deneyim. Özellikle 124 katı 1 dakikada çıkan 50 km hızındaki asansörü fena. İsterseniz önünde de ellerinizi iki yana açıp birer foto çektirebilirsiniz. Fakat gitmeden önce http://www.burjkhalifa.ae/en/ObservationDeck/ticketinformation.aspx adresinden biletinizi satın alırsanız kapıda 400-500 dirhem ödemekten kurtulursunuz ;)

Son olarak Dubai’de Arap bayanların fotosunu çekmeyin, kumsalda öpüşmeyin , alkollü dolaşmayın, Dubai Müzesi, Old Souk, Deira, Emirates ve Dubai Mall’ü gezin Burj Al Arab ve Jumeriah Beach’i görün Palmiye Adası'nı turlayın ve Atlantis Hotel’i görün. Ha unutmadan,  sokaklarda otoparklarda bol bol altın gümüş kaplama son model sıradışı araçlara da hazırlıklı olun ;)

 

Mert Ergül

Yazar Hakkında

Mert Ergül

was born in İzmirlives in AnkaraDünya VatandaşıKahire,Bangkok,PragM.Kemal Atatürk,Aselsan,Galatasaray