Çölün Ortasındaki Metropol: Kahire

Sharm'da gündüzleri deniz ve güneş, geceleri ise Naama Bay'in eğlenceli ortamı ile 4-5 günü geride bırakıp Mısır'ın ve bana göre Afrika kıtasının en önemli kentiKAHİRE için yola koyuluyoruz.

Yolculuğumuz karayolu ile yaklaşık olarak 7-8 saat kadar sürüyor. Mısır’ın % 90’ının çöl olduğunu önceki yazımda belirtmiştim. Bu nedenle yoldan seyir konusunda pek bir şey beklemeyin varsa yoksa uçsuz bucaksız kum, toz, toprak ama merak etmeyin sıcaklar hiçbir şekilde rahatsız etmiyor otobüsler son derece yeni, rahat ve klimalı hatta epey klimalı : ) Sadece yolculuğunuzun bir noktasında dünyanın en önemli su yollarından biri olan Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlayan yapay su yolu SÜVEYŞ KANALI TÜNELİ’nden geçişi kaçırmamanızı önerebilirim.

Akşamüzeri vardığımız Kahire'nin ilk bıraktığı izlenim; tam anlamıyla “keşmekeş”. Bitmek tükenmek bilmeyen bir trafik, susmayan kornalar, şehrin merkezinde dahi eksik olmayan toz toprak, çoğu insana fazlası ile ağır gelecek şehrin kendine has kokusu ve insanların koşuşturmacası…

Kahire, Mısır’ın ve Afrika kıtasının en büyük kenti; şehrin nüfusunun günlük geliş-gidişler ile 16 milyonu bulduğu söyleniyor. Piramitler Bölgesi (GİZA), Nil Nehri Kıyıları, Mısır Müzesi, Han el-Halili Çarşısı, Tahrir Meydanı ve Kahire Kalesi kentin görülmesi gereken en önemli noktalarıdır.

Kahire içinde ulaşım için taksileri tercih etmenizi öneririm sıkı pazarlık yine birinci kural ayrıca tek bir araç ile gidiş-bekleme ve dönüş olarak anlaşmanız daha da avantajlı olacaktır. Diğer sık kullanılan ulaşım ise metrodur (Afrika kıtasının ilk yeraltı ulaşım örneği). Fakat bu uyarıyı Kahire’de yine kadın arkadaşlara yapmıştım pek dinlemediler, dönüşlerinde ne kadar pişman oldukları hala gözlerimin önünde : )  Mısır metrosunda 4. ve 5. vagonlar sadece kadınlara ayrılmıştır, tek seyahat eden kadın arkadaşların metroyu kullanmalarını şahsen tavsiye etmiyorum ama eğer ille kullanacaklarsa bu vagonlara binmeye özen göstersinler.

Mısır ve Kahire denince akla gelen ilk şey sanırım Piramitler… Mısır’da 100den fazla piramit olduğu söyleniyor ve bunların en önemlileri; Keops, Kefren, Mikerinos ya da kısaca bulundukları bölge itibariyleGiza Piramitleri. Hani okuyoruz ya da fotoğraflardan görüyoruz ya piramitler şöyle büyük, böyle yüksek falan ama inanın yaklaşmadan anlayamıyorsunuz; gerçekten inanılmaz büyükler ve bu nedenle Kahire’ye girdikten sonra hemen hemen her noktadan onları görmeniz mümkün. Bunun dışında bizim konakladığımız otel resmen piramit manzaralıydı diyebilirim.

Piramitler ile ilgili tek tavsiyem; tur ile değil kendi imkânınız ile gitmeniz olacaktır. Çünkü biz tur ile gittiğimizde yaklaşık olarak şöyle bir oran vardı; Giza Piramitleri’negiriş ücreti 60 Mısır Poundu kadar, turun bizden aldığı ücret ise 50 Dolar kadardı. Aradaki farkı çevirip yazmak bile istemiyorum, acemilik ile yediğimiz bir kazıktır : )

Piramitlerin en büyüğü olan Keops yaklaşık 150 metre. Onu Kefren (143 metre) ve Mikerinos (67 metre) takip ediyor. Bu piramitlerin yapılış amacı firavunlar için bir anıt mezar inşa etme isteği imiş. Tabii günümüzde piramitlerin içinde artık hiçbir şey yok. Boş mezar odaları ve koridor içleri zamanında hırsızlar tarafından boşaltılmış. Elde tutulabilenleri Kahire Müzesinde görebilirsiniz. Bu arada piramitlerin içine de ekstra bir ücret karşılığında girebiliyorsunuz. Bu kısa bilgiler dışında piramitler yazmak ile bitmez onun için komple bir yazı yazmak lazım : )

Mısır’ın, piramitlerden sonra en önemli varlığı sanırım Nil Nehri. Nil, 6650 km ile dünyanın en uzun nehri ve Afrika kıtasında birçok ülkeyi geçtikten sonra Mısır’a ulaşıyor ve Mısır’ın bir başka büyük şehri İskenderiye’den Akdeniz’e dökülüyor. Yani eğer siz Kahire’de iseniz Nil size doğru akıyor demektir. Nehir deyince yine piramitlerdeki örneği vermek istiyorum; küçük bir akarsu bekliyorsanız Nil benim gibi sizi de epey şaşırtacak! Gerçekten iki kıyısı arası oldukça geniş; üzerinde taşımacılık, ulaşım, balıkçılık, turizm ve su sporları yapılabilen büyük bir akarsu... Bir akşamınızı Nil Nehri turuna ayırabilirsiniz. Kahire, gece vakti Nil nehri üzerinden ayrı bir güzel ve sakin. Deniz ürünleri seviyorsanız, Nil Nehri balığını da başka yerde bulamazsınız unutmayın.

Mısır’da alışveriş yapmak için Ortadoğu’nun en büyük pazarlarından biri olan ve turistlerin en çok rağbet ettiği Mısır çarşısı Han el-Halili'yi tavsiye edebilirim. Meşhur Mısır kokularından eşarplara, elbiselerden Papirüs ürünlerine ve hediyelik eşyalara ne ararsanız fazlasıyla ve en uygun fiyata bulabileceğiniz yer burası; tekrar hatırlatıyorum fiyatlar ne kadar uygun da olsa emin olun aslında daha da uygundur o nedenle pazarlık etmeyi unutmayın.

Tabii ki Kahire’ye gelip de Mısır Müzesi’ni gezmeden dönmemelisiniz. Rehberlerin anlattığına göre bu müzedeki her şeyi görmek isterseniz 1-2 haftanızı sadece müzeye ayırmanız gerekirmiş yani müzede o kadar fazla eser var ve bu eserler müze içerisinde toplam 2 katta yaklaşık 100 odada sergileniyor. Müzede her milletten insan var. Rehberler, ziyaretçiler, görevliler tam bir curcuna… Bizim ziyaretimiz esnasında National Geographic bile oradaydı ve  bir belgesel çekimi için belli bir bölümünü kapatmıştı. Müze ile ilgili tavsiyem de şu olacak; giderken yanınızda kamera ve fotoğraf makinenizi götürmeyin çünkü içeriye sokamıyorsunuz. Şayet üzerinizdeyse girişte bir nizamiye var buraya bırakıp giriyorsunuz ve çıkarken alıyorsunuz; tam hatırlayamıyorum ama sanırım kameralı cep telefonları da bu uygulamaya dâhildi.

Son olarak Kahire’nin arka sokaklarından uzak durun. Şehrin merkezinde; çöl toprağına, ağır kokulara, korna seslerine, en az 8-10 kaza yapmış Tofaş araçlara binmeye kitlenen trafiğe, gece uykunuzdan korna sesleri ile uyanmaya, her an bir yerde oynayan Mısırlılara, gece vakti çalışan oto tamircilerine ve kadın arkadaşlara meraklı Mısır erkeklerine hazırlıklı olun ; )

Elimden geldiğince Kahire gezinizi kolaylaştıracak bilgiler vermeye çalıştım, umarım faydası olur.

Bu arada buradan 2010 yılındaki Mısır gezimde tanıştığım ve hala hayatımda önemli bir yeri olan Pınar “bınar” Özkan’a ve Mısır gezimde baştan sona yanımda olan kardeşim Refik Malkoç'a selam ederim :D O bahsettiğim ağır kokuları, gece korna sesleri ile uyanmaları Refik’e ve Mısır erkeklerinin merakını Pınar'a sorun siz bir de : )

Mert Ergül

Yazar Hakkında

Mert Ergül

was born in İzmirlives in AnkaraDünya VatandaşıKahire,Bangkok,PragM.Kemal Atatürk,Aselsan,Galatasaray