Ekim'de Cunda Başkadır

Kim demiş Cunda Adası yaz aylarında güzeldir diye... İddia ediyorum sonbaharda, okullar kapandıktan sonra adadan el ayak çekildiğinde Cunda bir başka güzel...

Kafa mı dinlemek istiyorsunuz, biraz huzura mı ihtiyacınız var ya da biraz olsun şehrin gürültüsünden uzaklaşmak mı istediniz; atlayın gidin Cunda'ya...

Özellikle Ekim ayında neler bulacaksınız orada biliyor musunuz? Arabanızı park edebilmek için bir saniye bile olsa gözleriniz yer aramayacak. Park ettiğiniz gibi otelin içerisinde bulacaksınız kendinizi. Otopark parası istemek için kimse gelmeyecek. Ekim ayında açık bulunan birkaç butik otelin keyfini süreceksiniz.

Herkes pesinizde el pençe divan, huzur dolu bir kahvaltı, dolu olan diğer birkaç odadaki misafirlerle ve otel işletmecileri ile sohbet... Henüz çok soğumamış tertemiz havanın gün boyunca ciğerlerinizi oksijen ile doldurduğunu hissedeceksiniz. Fiyatlar çok uygun olacak. Plaja gitme hazırlığı yapmanıza gerek kalmadan bir adımda sokakta bulacaksınız kendinizi. Daha çok yürümeye, daha çok lezzet tatmaya, bir mekânda saatlerde oturmaya, kitap okumaya, her mekânda insanlarla tokalaşmaya ve sohbet etmeye fırsat bulabileceksiniz.

Lokantasından, büfesinden, kahvehanesinden, dükkânlarına kadar her yerde gördüğünüz Atatürk fotoğrafları, Türk Bayrağı ister istemez dikkatinizi çekecek. Onlar için yaşamlarının bir parçası, sanki aile bireyleri Atatürk... Bahsederken bile gözleri doluyor herkesin. Orada keşfettiğiniz bu farkındalığa hayran kalacaksınız. Huzur da bulacaksınız aslında, biz böyleyiz aslında biz buyuz aslında bu kadar temiz bu kadar vefakâr bu kadar misafirperver bu kadar mutluyuz diyeceksiniz.

Geriye tattığınız lezzetler, kaldığınız otel, gezdiğiniz eski Yunan evleri, Koç Ailesi tarafından restore edilen ve yerli yabancı tüm turistlerin beğenisini kazanan Taksiyarhis Kilisesi, Cunda sokakları, restoranlar, esnaf, kahve ve çay içmeye doyamadığınız Taş Kahve, damla sakızlı kurabiye ve lor tatlısı yediğiniz Karadeniz Pastanesi kalacak aklınızda... Fotoğraflarımın bundan daha fazlasını anlatacağına eminim. Özetle huzuru Cunda'da bulacaksınız... Sakin zeytinyağı ve zeytin almadan dönmeyin.

CUNDA VRODI HOTEL, Ekim 2014

Tertemiz, uygun fiyatlı, Cunda sahile birkaç adım mesafede... İlgiden sıkılmam diyenlere önerilir : )

CUNDA SOKAKLARI, Ekim 2014

Taş yollara bayılacaksınız! Hiç bozulmamış, el değmemiş... Evler şahane!

CUNDA TAŞ KAHVE, Ekim 2014

Evet günde 3 kere gittiğimiz doğrudur. Kahvaltıdan sonra kahve içmek ve gazete okumak için, akşam yemeğinden önce ahali ile televizyonda haber izlemek için, yemekten sonra Karadeniz Pastanesi'nden aldığımız sakızlı kurabiye ve ekler ile gidip ada çayı içmek için : )

CUNDA KÖRFEZ BALIK RESTAURANT, Ekim 2014

Kesinlikle denemeniz gerekenler; Girit Ezme (peynir yoğun), Körfez Lokumu (içli köftenin deniz mahsulleri ile hazırlanmış hali, sos eşliğinde şahane) ve ahtapot ızgara.

TAKSIYARHIS KİLİSESİ, Ekim 2014

Kilise, Cunda (Alibey) Adası Rum Ortodoks cemaati tarafından 1873 yılında, eski temelleri üzerine Anakent (Metropol) Kilisesi olarak inşa edilmiştir. Oldukça yıpranan yapı, 2011 yılında Vakıflar Meclisi kararı ile Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı'na tahsis edilmiştir. Kilise binasının restorasyonu uzman mimar ve restoratörler tarafından yapılmıştır. Restorasyon sonrasında, kilise Eylül 2014 tarihinde ziyaretçilerine açılmıştır. 4 TL olan giriş ücreti öğrenciler için 2 TL idi.

ZEYTİNLİKLER, Ekim 2014

Her sokakta, yol kenarlarında karşılaşacağınız zeytinlikler... Toprak, zeytin için o kadar verimli ki burada... biz buranın doğasını çok sevdik.

UNO RESTAURANT, Ekim 2014

Balık restoranlarına alternatif aradığınız anda Uno Restaurant çıkacak karşınıza. Makarna, pizza, beyaz ve siyah et çeşitlerini burada bulmanız mümkün. Yemek öncesinde biz peynir tabağı ve şarabın keyfini çıkardık.

KARADENİZ PASTANESİ, Ekim 2014

TAVERNA, Ekim 2014

Bu tarihte açık mı demeyin. Evet, açık ; ) Bildiğiniz Taverna burası... Yunan müziği ve yemekleri şahane!

3-4 gün de olsa huzur için Cunda'ya kaçmakta fayda var. 

Sevgiler…