Edinburgh'da Bir Gün

İskoçya iç işlerinde bağımsız ama dış işlerinde Birleşik Krallık’a bağlı; kendine ait bayrağı, parlementosu, başkenti olan bir ülke.Edinburgh da İskoçya'nın başkenti. Ortaçağ havasının hakim olduğu bu şehir, adeta bir açık hava müzesi. Geçtiğiniz her sokak, gördüğünüz her bina tarih kokuyor. Günümüze kadar bozulmadan ve sanayileşmeden gelmeyi başaran ender şehirlerden biri. Ingiltere’de Londra’dan sonra gelen en büyük finansal merkez ve İskoçya’nın en kalabalık ikinci şehri.
 
 

 

 

Unesco Dünya Mirasları Listesi'nde yer alan bu şehirde yaşayan insanlar güleryüzlü, sıcakkanlı ve yardımsever. Neredeyse hiç güneş almayan bu şehrin yerlileri beyaz tenleriyle kendini hemen ele veriyor. Anlaşılması zor ve garip bir İskoç aksanları var. Size canla başla bir yeri tarif etmeye çalıştıklarında anlamamanız doğal. Yani “Aman Allahım, benim ingilizcem çok kötü" diye düşünmeyin sakın :)

Edinburgh gerçekten ufacık tefecik içi dolu turşucuk bir şehir. Sadece şehir içinde görülmesi gereken yerleri günübirlik bir turda bile tamamlayabilirsiniz ama biz en azından bir gece konaklamanızı ve bu şehri sindire sindire deneyimlemenizi tavsiye ederiz.
Edinburgh’a Türkiye’den gidiyorsanız saatlerinizi 2 saat geri almayı ve hangi mevsimde giderseniz gidin yanınızda şemsiye, yağmurluk ve su geçirmeyen bir çift spor ayakkabı bulundurmayı unutmayın. Çünkü neredeyse yılın her günü yağış alan bu şehrin meşhur ip gibi ince ince yağan yağmuru, sizi sinsice ıslatacaktır.

Ek bilgi olarak verelim: Eski çağlarda cadı yakmasıyla meşhur olan bu şehirde 17. yüzyılda başlayan veba salgınında da binlerce kişi ölmüş.

EDINBURGH’A NASIL GİDİLİR?
İskoçya, Galler ve İngiltere Birleşik Krallık’a bağlı ve üzerinde bulunduğu bu adaya Büyük Britanya (United Kingdom- UK) deniyor. Edinburgh’a gitmek için de almanız gereken vize UK vizesi. Yani Londra için yaptığınız işlemlerin aynısını yapmanız gerekecek.

İngiltere vizesi almadan önce size en uygun vize başvurusunu görmek için bu adresi kontrol edin ve ne tür bir vizeye ihtiyaç duyduğunuzu öğrenin. Sonrasında İngiltere resmi sitesinde hesap oluşturup, size sorulan soruları yanıtladıktan sonra, başvurunuzu onaylıyorsunuz. Randevu aşamasında, size en uygun olan vize merkezini ve tarihi seçebilirsiniz. Başvuru ücretini online olarak yatırdıktan sonra tüm belgeleri toparlayabileceğiniz bir tarihi seçtiğinizden emin olun. Gelen e-mailleri dikkatlice okumayı ihmal etmeyin. Online kayıt ve sorular İngilizce olduğu için yanınızda İngilizce bilen birinin bulunması faydalı olacaktır. Son olarak da vize ücretini yatırdığınıza dair onay sayfasını ve başvuru formunuzun da çıktısını yanınıza alarak ilgili evraklarla birlikte randevunuza gidebilirsiniz.

Uçak: İskoçya’nın en kalabalık havaalanı olarak bilinen Edinburgh International Airport’a hemen hemen her ülkeden aktarmalı ya da direkt uçuş ile ulaşmak mümkün. Havaalanından şehir merkezine 10 dakikada bir hareket eden tramwaylar ile ya da gece-gündüz çalışan Airlink Express Otobüs (shuttle) servisleri ile gelmeniz mümkün.

Tren: Waverley Railway Station ve Haymarket olmak üzere iki adet tren garı mevcuttur. Tren biletinizi almadan trene binmeniz halinde kondüktörden satın alma imkânınız var ancak tavsiyemiz İngiltere’de bilet almadan trene binmeyiniz. Zira hem kondüktörler oldukça sert mizaçlıdır; hem de tren içinde alınan biletlerde ekstra ceza kesebilirler. Böyle bir durumla karşılaştığınızda şirin olun ve basit kelimeler kullanarak “tourist”, “me no English” gibi kendinizi affettirmeye çalışın :)

Otobüs: Otobüs hareket ve varış noktası St. Andrew Square’de yer almaktadır. Eğer bagajınızı bırakıp şehri gezmek sonra tekrar seyahatinize devam etmek gibi bir planınız varsa otobüs terminalinde yer alan “Left Luggage Service”i tercih etmenizi öneririz. Zira tren garında ücretler daha fazla.
 
 
Edinburgh Kalesi'nden bir görüntü

 
Edinburg Kalesi'nden bir görüntü

EDINBURGH’DA NEREDE KALMALI?
Edinburgh’da kalınacak oteller için booking.com sitesinden kısaca bir araştırma yapmanız yeterli olacaktır. Turistik bir şehir olmasından dolayı Edinburgh'da yer alan oteller diğer İskoç şehirlerine göre daha pahalıdır. Özellikle daire kiralamak ya da bed&breakfast alternatifleri youth hostel'lara göre daha pahalıdır.

Sınırınızı Princes Street ortada kalacak şekilde kuzeyde New Town bölgesinde George Street, güneyde ise Old Town bölgesinde Grassmarket Street ve devamında yer alan Holyrood Road olarak belirleyebilirsiniz. Bu size hem şehir turunuz hem de alışveriş, yemek, eğlence gibi aktiviteleriniz için yürüme mesafesinde olacağınız rahat bir ulaşım olanağı sunacaktır.

EDINBURGH'DA KESİNLİKLE YAPILMASI GEREKENLER?

Yürüyüş:Adeta Ortaçağ'dan bozulmadan günümüze değin gelen bu müzemsi ve masalsı şehirde bol bol yürüyün. George IV Bridge’den Grassmarket'e kadar uzanan kıvrımlı yol, Victoria Street, butik tasarım dükkanlar ile dolu. Dükkanlara girip çıkarak bu kıvrımlı yolda bir tur atmanızı öneririz.
 
 

 

 

Alışveriş:Prices Street alışveriş için ilk hedefiniz olmalı. Bu cadde üzerinde pahalı markaların lüks mağazaları da var, Primark gibi İngiltere'nin hemen hemen her yerinde denk gelebileceğiniz ucuz ama kaliteli alternatif zincir mağazalar da...
St. Andrew Square ve Multrees Walk, ünlü ve pahalı mağazaların daha fazla yer aldığı bir alan. Kaşmir kazak almak istiyorsanız mutlaka buradaki mağazalara bir göz atın deriz.

Shortbread adlı, İskoçya'nın Highlands’lerinde üretilen, bizdeki un kurabiyesine benzeyen kurabiyelerin tadına baktıktan sonra kesinlikle yanınızda getirmek isteyeceksiniz. Bazı markaların hediyelik kutuları üzerinde İskoçya'ya ait resimler ve desenler bulunuyor. Eğer bunlardan tercih ederseniz kurabiyeleriniz bittikten sonra bile kutuları hatıra olarak saklanıp kullanabilirsiniz de.

Viski Müzesi:İskoçya denilince ilk akla gelenlerden biri de "Scotch Whiskey". Viski düşkünü olmasanız bile kesinlikle Viski Müzesi'ni ziyaret etmeden ve yanınızda yerel bir Scotch Whiskey getirmeden Edinburgh'tan dönemezsiniz!

Meadows:Edinburgh Üniversitesi'nin ana kampüsü yağışsız bir günde piknik yapmak için idealdir. Kampüste öğrenciler ile birlikte şehrin lokal havasını solumak için biraz mola vermenizi öneririz.

Kilt:İskoçlar gelenek ve kültürlerine aşırı bağlı olmalarıyla meşhurdur. Geleneksel İskoç kıyafeti olan kilt (ekoselerinin her biri ayrı bir aileyi temsil eden etekler) denemenizi ve hatta bütçenizi çok aşmıyorsa satın almanızı öneririz. Biz çok düşük bir bütçe ile Edinburgh seyahati yaptığımız için ancak ekoseli şapkalardan alabilmiştik. Şimdiki aklımız olsa kesinlikle bir kilt alırdık çünkü herhangi bir kostüm partisinde çok şık ve gösterişli bir kostüm olurdu :(

kilt

Gayda:Tuluma tutturulmuş dört düdük ve üfleme borusundan oluşan bu üflemeli ulusal İskoç çalgısını dinlemek için yolunuz üzerinde kesinlikle denk geleceğiniz bir sokak çalgıcısı önünde biraz mola vermenizi tavsiye ederiz.
 
 

Stirling Castle:Kral I. Edward'ın döneminde İngiltere'ye karşı yapılan direnişte vatandaşlarına önderlik eden İskoçya'nın en büyük ulusal kahramanlarından biri olan İskoç şövalyesi Sir William Wallace'in anıtını (William Wallace Monument) görmelisiniz. Konuyu Brave Heart filminden de hatırlayacaksınız. Kalenin içi kadar manzarası da muhteşem!
 
 

 

 

Highlands Turu: Edinburgh'da yapılacak en önemli aktivitelerden bir tanesi de paranıza kıyıp Highlands turuna katılmak olmalı. Highlands İskoçya'nın genelde dağlar ve göllerle çevrili kuzey ve batı bölgesine verilen bir isim. Dilerseniz günübirlik bir tura katılabilir ve Stirling Castle ile Loch Lomond'ı görebilirsiniz; dilerseniz de 3 ya da 5 gün konaklama seçenekli turları seçebilir ve kendi başınıza keşfetmeniz pek de mümkün olmayan yerleri görebilirsiniz. Bu turlarda Vikingler, Loch Ness Canavarı ve tarih ile ilgili ilginç bilgiler de öğrenmiş olacaksınız.
 
 

 

 

Jacobite Steam Train: Harry Potter filminden de hatırlayacağınız bu trenler ile muhteşem bir yolculuk yapabilirsiniz. Highlands turunda 3 gecelik alternatifi seçtiyseniz, muhtemelen bu buharlı trende seyahat etmişsinizdir.  Ancak kendi başınıza bir macera yaşamak istiyorsanız öncelikle Fort William'a gitmeniz gerekiyor. Jacobite Trenleri, Fort William ve Mallaig arasında mayıs ayından ekim ayının sonuna kadar işliyor. Bilet fiyatları ve hareket saatleri için tıklayabilirsiniz.

EDINBURGH'DA NE YENİR?

Full Scottish Breakfast:İngiltere' nin Full Enghlish Breakfast'ına benzeyen tipik bir İskoç kahvaltısı yapmanızı öneririz.
Haggis:Koyun midesinin (yani işkembe zarının) yulaf unu, tuz, bulgur, üzüm, fıstık ve bolca baharatla karıştırılmış, ince doğranmış karaciğer, kalp ve akciğer gibi haşlanmış sakatatlarla doldurulması ile yapılan bir pudingdir. Şalgam ve patates ile sunulan geleneksel bir İskoç yemeğidir.
Black Pudding:Siyah pudding denilen bu geleneksel yemek kahvaltıda da tüketilir. Biz kuru domuz kanından yapıldığını öğrendiğimiz için denemedik ki zaten görüntüsü de çok hoş değil ama siz "Ben herşeyi yerim!" derseniz buyurun.
Scotch Pie ve Bridie:Kısacası etli turta. Lokaller tarafından en fazla tüketilen yöresel lezzetlerden.
Shortbread kurabiyelerini burada da atlamak olmaz.
İskoç Viskisi bu ülkenin ulusal içeceği ve Irn-Bru adındaki alkolsüz içecek ise ikinci sırada geliyor.

EDINBURGH ŞEHİR TURU
Edinburgh bir günde çok rahat gezilip tamamlanabilecek bir şehir. Ancak isterseniz, hop on-hop off otobüslerle de rahatça şehir turu yapabilir, duraklarda inip etrafı gezebilir, tekrar istediğiniz duraktan otobüse binip turunuza devam edebilirsiniz.
Sizin için çizdiğimiz 3 saatlik bu yürüyüş rotası ile görülmesi gereken öncelikli yerleri anlatacağız. Siz geri kalan zamanınızda şehrin tadını çıkarmak için bizim çizdiğimiz rota dışında kalan yerlerde yürüyüş yapmaya devam edebilir; ya da bir parkta dinlenip etrafınızı gözlemleyebilirsiniz.

Bu rota ile görülecek yerler: Princes Street Gardens, Edinburgh Castle, The Royal Mile, St Giles' Cathedral, Scottish Parliament,The Queen's Gallery, Palace of Holyroodhouse, Arthur's Seat, The Meadows ve Edinburgh Üniversitesi kampüsü, Greyfriars Bobby ve hemen karşısındaki National Museum of Scotland, Scott Monument, Calton Hill, The Nelson Monument, Royal Botanic Garden ve sonrasında da haritaya ekleyemediğimiz son durak olan West End Village.

Princes Street Gardens: Princes Street boyunca uzanan, martıların yanınızda dolaşacağı ve birbirinden fazla çiçek çeşidinin arasında kaybolacağınız sakin, huzurlu ve muhteşem bir park.

Edinburgh Castle: Princes Street Gardens’ın hemen arkasında yer alan bu muhteşem kalede tadına doyamayacağınız 360 derece şehir manzarası sizleri bekliyor. Kalede her gün saat 13:00’de “one o’clock gun” denilen tekerlekli top ile atış yapılıyor. Eski şehir merkezinde yer alan bu kaleyi milyonlarca kişi ziyaret ediyor. Dolayısıyla çok uzun bilet kuyruğu olabiliyor. Ama sabredin çünkü kalenin sadece manzarası değil, içindeki odalar için de buna değecek.
 
 

 

 

The Royal Mile: Edinburgh Kalesi'nden çıkınca önünüze gelecek bu taşlık yolun ismi aslında High Street ancak halk arasında The Royal Mile deniliyor. Kaleden Palace of Holyroodhouse'a devam eden yol boyunca gayda çalan sokak sanatçıları ile karşılaşacaksınız. Yolunuz üzerinde yer alan St Giles' Cathedral de (The High Kirk of Edinburgh)  gotik mimarisiyle sizleri içine çekecektir.
 
 

 

 

Scottish Parliament: Daha önce bahsettiğimiz gibi İskoçya'nın kendine ait parlemento binası ve hemen yakınında yer alan kraliyet ailesinin resmi konaklama noktası Palace of Holyroodhouse rotamızda oldukça turistik olan diğer iki noktadır.
 

Palace of Holyroodhouse

 
Scottish Parliament

The People's Story Müzesi de The Queen's Gallery Royal Mile üzerinde saraya doğru ilerlerken karşınıza çıkacak. Biz The People's Story Müzesi'ni gezmiş ve çok beğenmiştik size de tavsiye ederiz.
 
 
The Queen's Gallery


The People's Story Museum

Arthur's Seat: Edinburgh şehrinin tepeden muhteşem manzarasını izleyebileceğiniz bu özel koruma alanına önce Holyrood Park civarına gelip oradaki patika yoldan diğer turistleri takip ederek uzun bir yürüyüş sonunda ulaşabilirsiniz.
The Meadows ve Edinburgh Üniversitesi Kampüsü Arthur's Seat'e yapılan bu uzun ve zorlu yürüyüş sonrasında kısa bir mola verip soluklanmanız için oldukça ideal bir durak olacaktır.

Greyfriars Bobby:Filmlere ve romanlara konu olmuş bu Skye Terrier köpek, 1872 yılında ölene kadar tam 14 yıl boyunca sahibinin mezarını korumasıyla efsaneleşmiştir. Bu sadık köpek için yapılan heykel Greyfriars Kirkyard alanında yer alır ve mutlaka gözünüze çarpacaktır.

National Museum of Scotland: İskoçların kültür ve tarihleriyle ne kadar iç içe olduklarından ve hala geleneklerine bağlı kaldıklarından bahsetmiştik. Bu zengin doğal ve dünya kültürü müzesini mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.

Scott Monument: Princes Street Garden'ın hemen dışında, Princes Street üzerinde yer alan Scott Monument, İskoç yazarı Sir Walter Scott adına yapılmış gotik bir anıttır. Bu anıt dünyada bir yazar için yaptırılmış en büyük anıt olarak bilinir.

Calton Hill: Yemyeşil arazinin üzerinde çizgi halinde dizilmiş, aydınlanma çağından kalma özel eserlerin ve anıtların yer aldığı bu alan Edinburgh'un tarihi noktaları arasında bulunuyor.
 
 
Calton Hill

 Carlton Hill & Nelson Monument

The Nelson Monument: Calton Hill'in tepesinde yer alan bu anıt, Trafalgar Savaşı'nda Fransız ve İspanyollara karşı kazandığı galibiyet anısına Amiral Horatio Nelson adına inşa edilmiştir. Nelson aynı savaşta hayatını yitirmiştir.

Royal Botanic Garden: Giriş ücreti olmayan bu park, birçok farklı çiçek çeşidi ve peyzajı ile piknik için ideal bir yer. Tüm günün yorgunluğunu atabilir ve rotanızın bir sonraki durağı olan alışveriş bölgesi için biraz doğal enerji toplayabilirsiniz :)

West End Village: Princes Street’ ten 15 dakika yürüme mesafesinde yer alan bu bölgede butikler, galeriler ve hediyelik eşya dükkanları günün sonunda size ilaç gibi gelecektir.

ÖNERİLERİMİZ:

  • İskoç aksanı biraz ilginçtir. Anlamanız ve ya İskoçlarla anlaşmanız zor olabilir. Ancak İskoçlar çok sıcakkanlı ve yardımsever insanlar olduğu için onlarla sohbet etmekten ya da yardım istemekten çekinmeyin.
  • Olmazsa olmazlardan! Viski Müzesi'ni mutlaka ziyaret edin.
  • Highlands turunu kesinlikle atlamayın.
  • Bol bol yürüyün ve bu şehrin tadını çıkartın.
  • İskoçya kabareleri ve tiyatroları ile de ünlüdür. Eğer takviminize uyarsa The Stand ya da Cabaret Voltaire'de keyifli bir akşam geçirmenizi tavsiye ederiz.
  • Gece yaşantısı da oldukça renkli olan bu şehirde, bir şeyler içmek için Grassmarket'e gitmenizi öneririz. Under the Stairs tercih edebileceğiniz birçok alternatiften sadece bir tanesi.

Mutlu tatiller...

itickthemap

Yazar Hakkında

itickthemap

Biz Duygu & Merve Yiğit Kardeşler,Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, farklı kültürleri öğrenmeyi ve yeni insanlarla tanışmayı seven, tutkulu, ayakları yere basan (zaman zaman) iki hayalperest