Ege'nin İncisi İzmir: Güzeller Güzeli Smyrna

Ne çok ismi vardır “Güzel İzmir”imizin. Türkiye’de güzel ismini alan belki de tek şehir.

Ege'nin İncisi, “la perle de l’Ionie” (İyonya’nın incisi) ve eski adıyla “Smyrna.” Bir televizyon dizisinde adı “Smyrna” olarak geçtiği için bu isim Yunanca gibi algılansa da, aslında öz be öz Anadolu kökenli bir isim. MÖ 2000’li yıllarda, Kültepe-Kayseri yerleşiminden kalan metinlerinde çivi yazılı bazı tabletlerde görülen güzeller güzeli Hitit Prensesi’dir Smyrna.

“İzmir’in denizi kız, kızı deniz kokar. Sokakları hem kız hem deniz kokar” demiş Cahit KülebiAtatürk’e Ağıt’ında.

Birçok kez gittim, gitmiş ama görmemişim. 8.500 yıllık tarihi kentimize ilk kez “turist” olarak gidiyorum, bir turist gibi gezip ilk kez kendi gözümden İzmir'i yazacak, gördüklerimi sizlerle paylaşacağım. Belki sizlerin de bilmediği, görmediği yerler vardır. Kim bilir. 
Gezimize İzmir’in en eski mahallesi Tilkilik’ten, tarihî dokunun yoğun olduğu bölgeden başlıyoruz. Bitpazarı’ndan geçerek Anafartalar Caddesi’nden aşağı Basmane’ye doğru ilerliyoruz. Sağlı sollu tarihî yapılar, hamamlar, konaklar… İçlerinde kim bilir ne hayatlar yaşanmış cânım evler perişan, hüzünlü bakışlarla poz veriyorlar kamerama. Eskinin lüks konakları artık yaşanmış anıların ağırlığıyla gün sayıyorlar, yıkıldı yıkılacaklar. Altlarındaki dükkânların tabelaları ardına gizlenen güzellikleri, neredeyse görünmüyorlar. Ara sokaklara girmeyi de ihmal etmeyin, Osmanlı ve Rum evlerinin unutulmuş yüzlerini görün mutlaka.

945 numaralı sokağın köşesinde sessizce duran ama güzelliğinden çok fazla bir şey kaybetmemiş “Dönertaş Sebili” hemen göze çarpıyor.

Muhtemelen restore edilmiş, müthiş bir mermer işçiliği ile güzel mi güzel. Etraftaki seyyar satıcılar ve kalabalıktan bu yapıyı sakın kaçırmayın, hatta bizim yaptığımız gibi güzel yapının önündeki tezgâh açmış seyyar satıcılardan karşı kaldırıma gitmelerini rica edin, sebilin güzel fotoğraflarını çekin.

Dönertaş Sebili'nin köşesindeki mermer sütun neden döner? Merak ettim, araştırdım. Eskiler dilek dileme sütunu diye bilirlermiş, dilek tutup çevirenlerin dilekleri olurmuş. Oysa bu taş bir “denge ya da terazi taşı”, bir “deprem ölçme” aleti imiş. Bir deprem olursa taşın dengesi bozulur, dönmez olurmuş.

Hemen karşısındaki “Hatuniye Camii” 17. yüzyıla ait yapı, Tayyibe Hatun adına yaptırılmış.

Yolun sonunda sağ tarafta, Eşrefpaşa Caddesi’nin köşesinde çok güzel ve zarif bir bina hemen dikkat çekiyor, çok güzel restore edilmiş İzmir Polis Anı Evi olan Karakol Binası.

Cumba altındaki ahşap işçiliğine bayıldım. Darısı diğer binalara.

SMYRNA ANTİK KENTİ – AGORA ÖREN YERİ

Eşrefpaşa Caddesi’nden sola dönüp biraz ilerleyince varlığından bile haberim olmamış muazzam bir antik kente geliyoruz.

İzmir’in Kadifekale yamaçlarında, bir benzerini daha önce görmediğim, 8.500 yıllık bir geçmişe sahip, Hitit metinlerinde adı “Tismurna” olarak geçen Smyrna Antik Kentiİlyada ve Odysseia’nın yaratıcı ozanı Homeros’un şehri, Anadolu’nun önemli kentlerinden biri ve oldukça gelişmiş Helenistik ve Roma döneminin en önemli ve anıtsal yapılarından.
 
Agorasında anıtlar, Tanrılara ait altarlar, tapınak ve sabit sunaklar yer almakta. Geç Bizans ve Osmanlı döneminde mezarlık olarak kullanıldığından olsa gerek birçok mezar taşı görebilirsiniz, ancak dikkatlice bakarsanız içlerinde çok güzel işçilikleri olanları fark edeceksiniz.

Soğuk ve sıcak havalarda insanların korunması için inşa edilmiş, yarı açık tonozlu bodrum katları ile avlu alanı düz bir teras ve dört tarafı sütunlu galeriler ile çevrelenmiş. Bodrum katı kemerler kullanılan üç galeriden oluşmuş.1. Galeri boydan boya su kanalı ve Agora’ya gelen suyun dağıtılmasında kullanılan su sisteminin parçası.

Burada son yıllarda bir Kent Meclisi ve mozaikli bir salon da kısmen ortaya çıkarılmış.

Sütun başlıkları da güzel işçilik taş örnekleri sergiliyor.

Kentin önemli bir özelliği de, İmparatorluk Kültü Tapınağı’nı inşa ettiğini gösteren ünvanını (neokoros) üç kez alarak, iki kez almış olan Pergamon ve Ephesos’un önüne geçmesi.

Antik kent hakkında son söz, yine bir efsane. Antik dönemde kentlerin kuruluşları için illa bir efsane ya da bir kahraman vardır. Ben de bu efsanelere bayılırım, dinler ve paylaşırım.
 
“Smyrna kenti efsanesinin kahramanı Makedonya Kralı Büyük İskender, avlanmak üzere Pagos -Kadifekale tepesi eteklerinde, Nemesis Tapınağı önündeki pınar başında bir çınar ağacının altında uykuya dalar ve bir rüya görür. Öç ve adalet Tanrıçaları iki Nemesis, ondan burada bir kent kurmasını ve halkın buraya göç etmesini isterler. Tanrıçaların bu isteğini duyan Smyrnalılar bölgenin ünlü kehanet merkezi Apollon Klarios Tapınağı’na danışırlar. Apollon, halkına burada üç-dört kat daha mutlu olacakları yanıtını verince kent kurulur.”

KADİFEKALE ve SURLAR

Helenistik ve Roma dönemi kentinin akropolünün tarihi MÖ 300’lere kadar uzanan surlar 6 kilometre uzunluğunda. Kale’den ayakta kalan kısmında bir su sarnıcı ve şapel kalıntısı göze çarpıyor.
 Şehri gezmeye ünlü Havra Sokağı ve Tarihi Kemeraltı Çarşısı ile devam edeceğiz.

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.