Faroe Adaları ile Tanışma: Vagar ve Torshavn

Faroe Adaları ile tanışmamız ilk olarak oldukça küçük bir havaalanı olan Vagar’da başladı. Ancak Vagar’daki bu küçük havaalanı ülkenin tek uluslararası havaalanı.

Bu havaalanı ilk olarak 2. Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından inşa edilmiş. Bunun sebebi 2. Dünya Savaşı sırasında adanın İngilizler tarafından işgal edilmiş olması.

Ülke 1948’de kurulmuş olsa da kendi havayolu şirketi olan Atlantic Airways 1984 senesinde kuruluyor.

Havaalanının yer aldığı adayı, başkentin olduğu adaya bağlayan tünelin uzunluğu ise 6 kilometre. 
Danimarka’nın başkenti Kopenhag’dan bindiğimiz uçak 2 saat 20 dakikalık bir yolculuk sonrasında Vagar Havaalanı’na indi. Uçak alçaldıkça Faroe Adaları yakınlaşıyordu. Denize dik inen kısa çimlerle kaplanmış karalar bütünü gibiydi.
 
Belli ki daha yeni yağmur yağmıştı. Mevsim temmuz ama birer mont giymek ancak üşümemizi engelliyordu.

Dedim ya havaalanı ufacık. İnen uçak da öyle… Bu nedenle valizlerimizi hızlıca alarak Faroe Adaları’ndaki ikinci durağımız olan Torshavn’a bizi götürecek olan otobüse biniyoruz.

Biraz yolumuz var. Ben bu arada sizlere Faroe Adaları’ndan bahsedeyim…

Norveç Denizi ile Kuzey Atlas Okyanusu arasında yer alan Faroe Adaları, toplam 18 adadan oluşuyor. Bu adaların 17’sinde yerleşim var. Sadece "Lítla Dímun" denilen en küçük adada yerleşim yoktur. Adaların tamamı birbirine köprüler ve tünellerle bağlıdır. Bir takımadalar arasında da sürekli feribot seferleri yapılmaktadır. Halkın % 85’i karayolu ile seyahati tercih ediyor. Araba sahipliği de oldukça yüksek.

Danimarka'ya bağlı özerk bir yönetim olan Faroe Adaları 1948 senesinde kurulmuş.

Faroe Adaları’na gitmek için sadece Schengenvizesi yeterli değil. Faroe Adaları için özel izin almanız gerekiyor. Yani vizeyi Danimarka Konsolosluğu’ndan da alsanız mutlaka Faroe Adaları’na gideceğinizi bildirmelisiniz.

Ülke Danimarka’ya bağlı ama yine de kendilerine ait bir para birimleri var: Faroe Kronu. Ama Danimarka Kronu da rahatlıkla her yerde geçiyor ve kurları zaten birebir aynı.

Adanın isminin anlamı "Koyun Adaları" demek. Ama keçileri meşhur olduğu için “Keçi Adası” olarak da biliniyor. Adada toplam 70 binin üzerinde koyun var, insan nüfusundan fazla…

Hikâyeye göre zamanında İrlandalı bir rahip ile St. Brendan isimli dini lider “Vaat Edilmiş Azizler Ülkesi”ni bulmak üzere sal ile denize açılırlar. Bu arayışları esnasında Faroe Adaları'nın önünden geçerken sadece iki adayı fark etmişler. Bu adalara da Kuşlar Adası ve Koyunlar Adası adını vermişler. Halk arasında fark ettikleri iki adanın Streymoy (başkent Torshavn bu adada) ve Suðuroy adaları olduğu inancı hâkim.
 
Toplam yüzölçümü 1.399 kilometrekare olan adanın nüfusu sadece 49.469 kişi. Faroe Adaları halkıVikingler’in soyundan geliyor ve nüfusun büyük çoğunluğu Hristiyan (Evangelist Lutheran).
 
Ada halkının resmi dili, Faroe dili ve Danca. Ama bunun yanı sıra ülkede İngilizce ve diğer Nordik dilleri de yaygın olarak konuşuluyor.
 
Faroeliler kendilerini Danimarkalı olarak görmezler. Benzer bir dil konuşuyor olsalar da çoğu zaman birbirlerini anlayamazlar. Faroe halkı Danimarkalılara göre çok daha çekingen ve içe dönük yapıdadır. Kolay kolay sizlerle iletişim kurmazlar. Ailelerine, gelenek ve göreneklerine son derece bağlıdırlar. Bir Faroeli ile sohbet ederseniz çekingen ama nazik insanlar olduklarını göreceksiniz.

Bölge kutba yakın olduğu için oldukça sert bir iklime sahip. Kış aylarında ortalama sıcaklık 3 derece civarındayken yaz aylarında 10-12 derece civarında. Oldukça sert bir iklime sahip olsa da Gulf Stream’in de etkisiyle kış aylarında limanlar donmuyormuş. Hatta bu akıntı nedeniyle ada kar altında kalmıyor. Biz yazın ziyaret ettik ve hava bir hayli soğuktu, kışını düşünemiyorum bile…
 
Ülkede yağmurlu gün sayısı yılda 260 gün. Doğal olarak bizim de yağmurlu bir güne denk gelmemiz çok şaşırtıcı değil. Hava kapalı, isli puslu görünebilir ancak hava kirliliği “sıfır” diyebiliriz.
 
Tabii oldukça kuzeye çıktığımız ve mevsim yaz olduğu için havanın kararması gece yarısı bir civarında gerçekleşiyor.
 
Faroe Adaları’nda ekonominin temelini balık ve balıkçılık oluşturuyor. Ekonomide balıkçılığın payı yaklaşık % 80.

Balıkçılık demişken, balina avcılığına da değinmek şart. Çünkü yapılan balina avları nedeni ile burası dünyanın tepkisini de toplanmış bir yer. Faroe halkı bunun ticaretini yapmıyor ama bol miktarda balina eti yiyorlar. Zaten adada dolaşırken bazı evlerin önünde askılara asılarak kurutulmaya bırakılmış olan balina etlerini de görebilirsiniz.

Peki, bu balina avını nasıl yapıyorlar?
Faroe Adaları'nda her sene geleneksel pilot balina avı gerçekleştiriliyor. 10. yüzyıldan bu yana devam eden geleneksel av, sabahın erken saatlerinde başlıyor ve gün boyu sürüyor. Avcılar, Faroe kıyılarında balinaları bıçaklıyorlar. Bu sırada kıyılara doğru kaçan balinaların etrafını ufak botlar ile sarıyorlar. Halka içine alınmış balinaların kafalarının arka kısımlarını keserek bu canlıları öldürüyorlar. Ölen balinaların yüzgeçlerine halat bağlanıyor ve bu şekilde kıyıya çekiliyorlar.
 
Daha sonra avlanan balinaların eti, halk arasında eşit olarak paylaşılıyor. İsteyen kurutup saklıyor. İsteyen hemen tüketmeye başlıyor.
 
Ancak son dönemde yapılan araştırmalar, balina etinin fazla cıva içerdiğini ve bu nedenle insan sağlığı için olumsuz olduğunu belirtiyorlar; özellikle de çocuklar için. Hatta adada 5 binden fazla kişinin (nüfusun onda biri) balina etindeki cıva nedeniyle hastalandığı söyleniyor.
 
Balina etinin yanı sıra kurutulmuş koyun eti ve patates ağırlıklı yemekler oldukça revaçta.

Ülkeden alınabilecek en güzel şey ise yünden yapılmış giyim eşyaları. Ancak her şeyin ateş pahası olduğunu da baştan söyleyeyim.
 En önemli şehirleri; Torshavn, Sandur, Sandvik ve Klaksvik. Biz Torshavn’a doğru ilerliyoruz. Başkent Torshavn’ın yer aldığı ada olan Streymoy’da ilk gördüğümüz yerleşim Leynasandur. Burası başkentlilerin sayfiye yeriymiş. Çünkü ufak bir kumsalı var.

Adanın deniz seviyesinden en yüksek yeri 880 metre ve topraklarındaki eğim oldukça fazla. Genel olarak kayalıklar denize çok dik iniyor ve pek kumsal alan yok.

Buradan sonra adanın kuzeyine doğru yer alan Vestmanna kasabasını görmeye gidiyoruz. Burası 380 kişinin yaşadığı bir kasaba. Yukarıdan bu kasabayı fotoğraflıyoruz. Bu kasabada market yok. En yakın market 10 km mesafede. Evler tüm ada genelinde olduğu gibi burada da tek ya da iki katlı ahşap. Üçgen çatılı evlerin tepesinde ise çim var.

Adada iklimden dolayı meyve ve sebze yetişmiyor ancak bol miktarda patates tarlası var.

Başkente doğru ilerlerken yolda Faroe Adaları Hapishanesi’ni görüyoruz. Burası dünyanın en güzel manzaralı hapishaneleri arasında yer alıyormuş. Tabii ülkede suç oranı çok düşük.

Güzel manzaralı yollarda yaklaşık 1,5 saatlik bir araba yolculuğu sonrasında artık başkent Torshavn’dayız.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni