Nice’den sonra Cote D’azur sahillerindeki son durağımız olan Menton’a doğru yolla çıktık. Menton, Fransa’nın en güney doğusunda yer alan ufak bir kenti. Nice ve Menton arası yaklaşık 30km. Aynı zamanda da İtalya’ya sınırı olan şirin bir liman kenti.
Nice ve Menton arasında Monaco-Ville ve Monte Carlo yer alıyor. Menton ile Monako-Ville arası sadece 11 kilometre. Tren ve otobüs ile seyahat şansınız var. Özellikle belirtmek isterim ki, gece yarısı saat 01:00’a kadar tren mevcut. İki şehir arası yaklaşık 7-8 dakika sürüyor. Bilet fiyatları ise 3 – 4 Euro civarında. Otobüs ise yolların virajlı olması ve çok fazla dur – kalk yapması nedeniyle daha uzun sürüyor, yaklaşık 20 dakika. Otobüsün fiyatı ise 1,5 Euro. Ancak akşam saat 21:00’den sonra otobüs yok. Ancak gündüz saatlerinde mutlaka ve mutlaka Menton ile Monako-Ville arasında otobüs yolculuğu yapın, manzaralar muhteşem.
Bizim Menton’a gidişimiz Nice üzerinden oldu. Kişi başı 2 Euro ödediğimiz otobüs yolculuğumuz süresince çok etkileyici manzaralara tanık olduk.
Biz akşam üzeri saat 17:30 gibi Menton’a ulaştık. Otobüs bizi sahilde bir durakta indirdi. Hemen indiğimiz yerde deniz tarafında oldukça büyük bir Casino var. Kara tarafında ise “Jardin Bioves”parkı. Bu parkın her iki tarafında geniş caddeler yer alıyor. Bu park, aynı zamanda Menton’un da merkezi durumunda. Ve Monako’ya giden otobüsler mutlaka bu parkın önünden geçiyor. Tren istasyonu ise bu geniş parkın bitiminde yer alıyor. Sahilden sadece 4-5 dakika yürüyüş mesafesinde.
Bizim otelimiz de merkeze çok yakındı. Turizm ofisi de bu cadde üzerinde yer alıyor. Biz de ilk olarak, kent ile ilgili bilgi almak için turizm ofisine gittik. Alabildiğimiz kadar fazla döküman alıp, hemen eşyalarımızı otele bırakmak için Rue Partouneaux üzerinde bulunan otelimize doğru yola çıktık. Bu oteli son dakikada ayarladık ve 45€ ödedik. Özellikle belirtmem gerekir ki, bu bölgede oteller Nice ve Marsilya’ya nazaran çok daha pahalı. Otelimize yerleştikten hemen sonra, Menton’u gezmeyi ertesi güne bırakarak, Monte Carlo gecelerini görmek için tren istasyonuna doğru yola çıktık. Menton ufak bir yerleşim bölgesi olduğundan her yer birbirine çok yakın.
Akşamı Monte Carlo Casino’larında geçirdikten sonra, sabah erkenden kalktık ve gezmemiz gereken Fransız Rivierası’nın limanları, plajları ve narenciye bahçeleri ile ünlü Menton şehrini gezmeye başladık. Menton, çok şirin, sakin, temiz ve ağırlıkla emekli nüfusun yaşadığı bir şehir.
Menton, bir liman şehri olarak bilinmektedir. Menton yaz ayları dışında Şubat ve Mart aylarında da oldukça yoğun ve kalabalık oluyor. Çünkü bu dönemde yüzbinlerce kişinin katıldığı Menton Limon Festivali yapılıyormuş. Seyahatiniz bu tarihlere denk gelirse mutlaka katılın. Biz bu dönemi yakalayamadık, ancak bir dahaki seyahatimizi mutlaka bu tarihlere denk getireceğiz. Festival ile ilgili dinlediklerimiz ve gördüğümüz dökümanlardan çok renkli ve hareketli bir festival olduğunu söyleyebilirim.
Başlıca gezilecek yerleri “Jean Cocteau Müzesi”... Limandaki kalede bulunan müzede, Jean Cocteau’a ait çizim, seramik, mozaik ve duvar halısı gibi eserlerin yer aldığı çok şık bir kale müze... “Cimetière du Vieux Chateau” ise, Colla Rogna tepesinde 1808’de yapılmış olan eski mezarlık bölgesi. Tepeye kurulmuş olan bu mezarlık, muhteşem bir manzaraya sahip...
Bunlar dışında St. Michel Kilisesi, Penitents Noirs ve Penitents Blancs Şapeli, Güzel Sanatlar Müzesi, Modern Sanat Galerisi, Tegional Tarih Öncesi Müzesi, La Forge Eko Müzesi mutlaka görmeniz gereken başlıca yerlerdendir.
Muhteşem ara sokakları ve yapıları, insanın içini ısıtan plajları Menton’u ideal bir tatil yöresi haline getiriyor. İtalya sınırında olan Menton kentine zamanımızın kısıtlı olması nedeni ile veda vaktimiz geliyor. Şimdiki durağımız ise Monako ve Monte Carlo. Gündüz manzarayı görmek için tekrar otobüse binerek muhteşem manzaralar eşliğinde Monako-Ville’ye doğru yol alıyoruz.