Renkli gece hayatı, çılgın partileri ve bembeyaz kumsallarıyla Avrupa’nın en önemli turizm merkezlerinden biriMykonos. Cyclades adalar grubunda yer alan, 86 kilometrekarelik alana sahip olan Mykonos, geç saatlerde başlayıp günün ilk ışıklarına kadar devam eden gece hayatı, her türlü cinsel tercihe açık gece kulüpleri ve plajları ile ünlü.
Yunan adalarının en çılgını olanMykonos her ne kadar eğlenceli gece hayatı için tercih ediliyor olsa da, köklü bir tarihe sahiptir. Ada, Yunan mitolojisindeki Tanrı Apollon ve Tanrıça Artemis’in doğum yeri olarak kabul edilen Delos adasına yakınlığı ile önem kazanmıştır. Delos adası M.Ö. 1000’li yıllarda İonlar tarafından önce dini, daha sonra ticari bir merkez olarak kullanılmış, sonraki yıllarda Pers krallığı kurulmuş, ardından 1207’de Venedik, 1537’de Osmanlı hakimiyetine girmiş. 1615’te ada halkı Mykonos topluluğunu kurarak 16. ve 17. yüzyıllarda korsanlarla işbirliği yaparak zenginleşmişler. Daha sonra Venedik, Rus egemenliği altına giren ada, 1821’de bağımsızlık savaşı vermiş ve 1830’da Yunanistan hakimiyetine girmiş.
Adaya Atina ve Selanik aktarmalı uçak ile veya Pire limanından katamaranlarla ulaşım sağlanıyor. Ayrıca İstanbul ve Kuşadası çıkışlı gemi turları ile de Mykonos’a ulaşmak mümkün.
Eğer deniz yolu ile adaya ulaştıysanız, Mykonos’u keşfe başlamak için en ideal noktalardan biri liman bölgesi.
Liman bölgesinde 1821 bağımsızlık savaşında büyük kahramanlık göstererek amiral ünvanını alan kadın amiral Manto Mavroyenus’ün bir büstü bulunuyor.
Limana bakan kafelerde yorgunluğumuzu atıp, yola devam edebilirsiniz. Liman bölgesi ile ana meydanı birbirine dar sokaklar bağlıyor. Sokaklarda sıralanmış renkli balkonları ile bembeyaz badanalı evleri süsleyen en önemli ayrıntı begonviller.
Dar sokaklarda dolaşırken Lena’nın evi, Ege Deniz Müzesi ve Sanat galerisine uğrayabilirsiniz.
Sahildeki kırmızı çatılı Belediye binası ve Halk müzesi de oldukça ilgi çekici. Halk müzesinde Mykonos’un sembolü olan ilk pelikan 1. Petros’un doldurulmuş halini görebilirsiniz. Pelikan Petros’un ise şöyle bir hikâyesi var. 1. Petros 1950’lerde bu adaya düşer. Adalılar Pelikan’ı sahiplenir ve adanın sembolü olur. Ada küçük bir balıkçı kasabası iken Pelikan Petros’la ünlenir. 1. Petros 1980’lerde ölünce yerine 2. Petrol gelir.
Halen günümüzde de adanın çevresinde gezerken adanın maskotu haline gelmiş olan pelikanlarla karşılaşmak mümkün.
Cinsel tercihlerin büyük bir hoşgörü ile yaşandığı bu adada kilise ve şapellerin çokluğu da dikkat çekiyor. Bu küçücük adada 500 civarı kilise ve şapel olduğu söyleniyor.
Adanın en ilgi çekici kilisesi ise beyaz badanalı Panagia Paraportiani Kilisesi. Kastro bölgesinde yer alan Panagia Paraportiani Kilisesi, farklı zaman dilimlerinde yapılmış 5 küçük kilisenin birleştirilerek tek çatı altında toplanması ile oluşturulmuş.
Kiliseyi de fotoğrafladıktan sonra sahile paralel sokak boyunca yürüyerek Little Venedik’e ulaşabilirsiniz.
Alefkandra olarak da bilinen Küçük Venedik bölgesi Mykonos’un en hareketli kesimlerinden. Her görenin Venedik’e çok benzettiği bu bölgede, kıyı boyunca sıralanmış olan farklı renklerle boyanmış balkonlar ile iki katlı beyaz badanalı evler görsel bir şölen sunuyor. Buradaki cafelerde oturup koyun karşısında dizilmiş yel değirmenlerini seyredebilirsiniz.
Adadaki değirmenler zamanında 16 adetmiş, ancak günümüzde 5 tanesi ayakta kalabilmiş. Özellikle günbatımı değirmenleri fotoğraflamalısınız. Muhteşem bir görüntü veriyor.
Adanın merkezi Khora kasabası. Burası bembeyaz badanalı küçük kübik evleri, bu evleri süsleyen mavi ağırlıklı olmak üzere canlı renklerde ahşap kapı, pencere ve balkonları, labirent gibi daracık sokakları ile şipşirin bir yer. Sokakların dar ve labirent gibi yapılması rüzgar ve korsanlara karşı korunma amacı taşıyormuş. Bu daracık kayrak taşı döşenmiş sokaklardaki evlerin dış merdivenleri de beyaz badanalı. Her merdiven basamağına yerleştirilmiş teneke kutulardaki sardunyalar ve begonviller ayrı bir görsellik sunuyor.
Bu bölge restoranları, tavernaları, barları, hediyelik eşya satan dükkanları, sanat galerileri ile turistleri cezbediyor. Matoyianni caddesi kasabanın en şık caddesi. Pek çok markanın bulunduğu bu cadde üzerinde jet sosyeteyi görmek mümkün.
Ada, jet sosyeteyi ağırladığından, pek çok ünlü marka, kuyumcu ve sanat galerisi görmeniz mümkün. Kuyumcularda eski Bizans takı kopyaları, galerilerde ise müzedeki antik eserlerin kopyaları alıcılarını bekliyor. Ayrıca el işi keten ve dantel perdeler de adanın turistlere sunduğu seçenekler arasında. Adadaki fiyatlar ise diğer Yunan adalarına göre çok daha yüksek.
Feribot limanının güneyinde Helenistik ve Roma dönemine ait eserlerin sergilendiği Arkeoloji Müzesi de ada tarihini anlamak için gezilebilecek yerlerden.
Delos adası’ndaki Açıkhava müzesi de arkeoloji ve Yunan mitolojisi’ne ilgi duyanların uğraması gereken yerlerden. Limandan 6,5 kilometre uzaklıktaki ada M.Ö. 1000’li yıllarda İon’lar tarafından kurulmuş. Üzerinde yerleşim olmayan Delos Adası, Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Burada antik tiyatro, Apollon tapınağı, Aslanlar terası ve zengin mozaiklerle süslü evlerin kalıntılarını görebilirsiniz. Buradan çıkan eserlerin pek çoğu Mykonos Arkeoloji Müzesinde sergilenmekte.
Bembeyaz kumsalları ile ünlü olan ada irili ufaklı pek çok plaja sahip. Ancak plajları dolaşmak istediğiniz takdirde en ideal yol araba, ATV ya da motosiklet kiralamak. Günlük kiraları oldukça makul. Ancak adanın en kalabalık olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında kiralık araç bulmakta zorlanabilirsiniz. Plajlara gitmek için bir diğer yol da tekne ile ulaşım. Bir kısım beachlere otobüs servisleri de var. Ancak çok dur kalk yaptığından vaktinizi alabilir.
Yeni Liman’a (New Port) yakın olan Malalianos ve Tourlos plajları ile eski liman (Old Port) tarafında yer alan Paradise Beach ve Super Paradise Beach en ünlü plajları.
Super Paradise Beach daha çok eşcinseller tarafından tercih ediliyor. Elia Beach ise çıplaklar kampı olarak hizmet veriyor. Tüm beachlerde akşam üstü saatlerde partiler organize ediliyor. Plajların pek çoğunda dalış kursları da hizmet veriyor. Özellikle Paradise Beach, dalış konusunda tercih edebileceğiniz bir nokta.
Adanın en pahalı ve lüks beach’i ise Psarou. Psarou Beach, Super Paradise’a göre daha küçük ve daha nezih. Ancak hem şezlong kiraları, hem de sahilde yer alan restoranları çok pahalı. Burada bir kişilik yemeğin ortalama fiyatı 120 – 150 Euro civarında.
Adanın muhtelif yerlerinde çok daha sakin koy ve plajları tercih edebilirsiniz.
Eğer turizmin girmediği bir yerleşim görmek isterseniz adres Ano Mera. Merkeze 7,5 kilometre uzaklıktaki bu antik Yunan köyü bembeyaz badanalı evleri ile sizi ağırlamaya hazır.
Gelelim damak tadına… Yemek kültürü bizim Akdeniz mutfağı ile oldukça benzeşiyor. Zeytinyağlı mezeleri, ağırlıklı olarak deniz ürünleri önerebileceklerim arasında. İyi bir gurme olmadığımdan söyleyebileceklerim sınırlı. Ancak ahtapot ızgara ve Lokmares dedikleri lokma tatlısından yemeden dönmeyin.Mykonos'da ulaşımı rahat, kahvaltıları ile çok beğenilen Rocabella Mykonos Art Hotel & Spa ve Aeolos Hotel konaklamak için tercih edilebilecek oteller arasında.