Hafta Sonu Gezmek İsteyenlere: Yakın Hafta Sonu Rotaları

Eşsiz boğaz manzarası, köklü tarihi, benzersiz yapıları, yalıları, sarayları, her zevke ve keseye hitap eden yeme içme mekanları, capcanlı kültür-sanat ve eğlence hayatı… İstanbul’da yaşamanın güzellikleri saymakla bitmez. Ama "her güzelin bir kusuru vardır" derler ya, İstanbul’un da hafta sonları şöyle bir başımı dinleyeyim, doğanın koynunda huzurlu birkaç gün geçireyim denilecek yerleri yok. Neyse ki hafta sonu hemen kaçabileceğimiz yakın rotalara sahibiz...

Kimi İstanbul’dan bir vapur mesafesinde, kimiyse arabayla birkaç saat uzaklıktaki bu yerler, yeni haftaya enerji ve huzur depolamış olarak başlamanın en güzel yolu. Gün boyu açık havada, doğayla baş başa vakit geçirmek ruhunuza olduğu kadar bedeninize de iyi gelecek. Ve bizden söylemesi; iştahınızı da hayli açacaktır. :) Neyse ki hazırladığımız tüm rotalar, doyasıya alışveriş yapacağınız kendine has lezzet seçenekleri ve yeme içme mekanlarıyla sizleri bekliyor.  

Rotanız üzerindeki birçok mekanın bu kapsama girdiğini görünce mutlu olacaksınız. 

İstanbul’a yakın hafta sonu kaçış rotalarından en güzellerini sizler için derledik.

Ağva

image 0

Latince “iki dere arasına kurulmuş köy” anlamına gelen Ağva, İstanbul’un kalabalığından kaçmak isteyenlerin ilk aklına gelen rotalardan biri. İstanbul’dan özel aracınızla 2,5 saatte varacağınız bu güzel kasabada geçireceğiniz saatlerden sonra şehre döndüğünüzde kendinizi çok dinlenmiş hissedeceksiniz.

Şile ilçesine bağlı bir kasaba olan Ağva’da kilometrece uzanan sahil boyunca yürüyüşler yapabilir, deniz havasının ve sessizliğin tadını çıkarabilirsiniz. Acıktığınızdaysa birçok seçenek sizleri bekliyor. Dilerseniz özenle düzenlenmiş piknik alanlarında açık havada yemek yemenin keyfini çıkarabilir isterseniz de hoş bir balık lokantasında kendinize deniz ürünlerinden oluşan bir ziyafet çekebilirsiniz. Eğer erken bir saatte Ağva’ya vardıysanız dingin bir manzaraya karşı doğal ve çok lezzetli ürünlerden oluşan zengin kahvaltı seçenekleri sizleri bekliyor. Şile bezinden yapılan hediyelik eşyalardan almadan dönmeyin. 

Adalar

image 1

İstanbul gibi dünyanın sayılı metropollerinden birinde yaşayıp da bir vapur mesafesinde böylesine güzel bir kaçış rotasına sahip olmak, çok kişinin sahip olmadığı özel bir ayrıcalık. Birbiri ardına gelen dört ada da farklı özellikleriyle insanın aklında ve kalbinde yer ediyor.

Dilerseniz Heybeliada’da dostlarınızla mehtaba karşı bol sohbetli bir yemek yiyin. Ya da Büyükada’da bisikletlere atlayıp spor ve sağlık dolu bir gün geçirin. Burgazada’ya geçip Sait Faik’in evini ziyaret edebilir, Kınalıada’da Yunan müzikleri yapan restoranlardan birinde hoş bir akşam geçirebilirsiniz. Hangisini seçerseniz seçin, adalar ruhunuza da bedeninize de iyi gelecek. Eminönü ya da Kadıköy’den vapura atladığınızda sırayla Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükada sizi karşılayacak.

Garipçe Köyü

image 2

Popülerliğini üçüncü köprüyle birlikte daha da artıran Garipçe Köyü, hafta boyunca üzerinde biriken yorgunluktan arınmak isteyenler için en doğru tercihlerden biri.

Karadeniz’in yaramaz bir çocuk kadar hareketli denizine karşı güzel bir kahvaltı yapabilir, sahilde yürüyerek, köydeki tarihi yapıları gezerek güzel vakit geçirebilirsiniz. Burası aynı zamanda bir balıkçı köyü. Haliyle taptaze balıkların servis edildiği restoranlardan birine kurulup güzel bir yemek yemenin de tam yeri. Üstelik denize karşı. Kafanızdaki şehrin derdi tasasına dair her şey denizin dalgalarına karışıp gidecek.

Garipçe’yi ilk ziyaretinizse İstanbul’a bu denli yakın böyle bir köy olduğuna inanamayabilirsiniz. Buradaki bakkallardan doğal yumurta, yoğurt, süt ya da sokaklara kurulmuş tezgahlardan köylülerin kendi elleriyle yaptıkları erişte, tarhana, salça gibi doğal ürünleri almanızı mutlaka tavsiye ederiz.

İğneada

image-20191128100523-1

İstanbul’un biraz daha dışına çıkmak isteyenlere özellikle sonbahar aylarında göz kamaştıran bir güzelliğe bürünen İğneada’yı mutlaka listelerine almalarını öneriyoruz. Bir tarafı deniz, diğer tarafı göl olan bir orman düşünün. Bu ormanın da dünyanın sayılı ekosistemleri arasında yer aldığını hayal edin. İşte böylesine özel bir yer, aslında yanı başınızda.

İğneada Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı, Istranca Dağları’nın yeşiliyle Karadeniz’in mavisinin iç içe geçtiği özel bir belde. Dünyada az yerde görülen longoz ormanları bu bölgede yer almaktadır. Longoz Ormanları aynı zamanda Milli Park ilan edilmiştir. Burada piknik yapabilir, hem eşsiz manzaranın tadına varabilir hem de ciğerlerinizi temiz orman havasıyla doldurabilirsiniz.

Longoz ormanları gibi İğneada Feneri de görülmesi gereken yerler arasındadır. Biraz daha uzun bir gezi rotasına vaktiniz varsa yakın yerlerden Kıyıköy ve Trakya’nın turizme açılan ilk ve tek mağarası olan Dupnisa Mağarası’nı gezmeyi ihmal etmeyin.

Özel aracınızla 4-4,5 saatte ulaşabileceğiniz İğneada, benzersiz ekosistemini sunduğu lezzetlerle de kanıtlıyor. Özellikle orman balı, oldukça şifalı ve lezzetlidir. Merkezde kurulan pazara denk geldiyseniz gezmeyi ve bol bol alışveriş yapmayı ihmal etmeyin. Günü deniz kenarında sıralanmış kafelerde bir şeyler içerek ya da keyfinize göre deniz ürünleri ile et menüsü arasında bir seçim yaparak tamamlayabilirsiniz. 

Kıyıköy

image 3

İstanbul’un dışındaki bir diğer kaçış rotası ise Kıyıköy. Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı şirin bir sahil kasabası olan Kıyıköy, balıkçılık ve ormancılıkla geçiniyor. Ve tabii son yıllarda giderek artan popülerliğine bakılırsa bir de turizmle… Köyün ekosistemi oldukça zengin. Karaça ormanları köyün akciğerlerini oluşturuyor. Köyden geçen iki dere Karadeniz’e dökülüyor.

Sadece doğa değil, tarihi yapılara da meraklıysanız dünyanın en eski taş oyma manastırları arasında gösterilen Aya Nikola Manastırı’nın da burada olduğunu söyleyelim. Kıyıköy Hamamı, surları, ahşap ve taştan yapılmış birbirinden özel Rum evleri de bir diğer görülmeye gereken yapılardan… Kıyıköy tek başına bir tur için oldukça doyurucu alternatifler içeriyor, tabii burayı İğneada ve Dupnisa Mağaraları’nı da kattığınız uzun bir rota içinde de gezebilirsiniz.

Kıyıköy’e kadar gitmişken köyün spesiyali kalkan balığını yemeden dönmeyin. Ayrıca meşhur manda yoğurdu da alışveriş listenize eklemeyi atlamamanız gereken özel bir lezzet.

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı