Hüznün Başkenti: Lviv

Polonya-Ukrayna sınır kapısında Ukrayna tarafında kilometrelerce Avrupa Birliği'ne giriş için sıra vardı. Sabahın 06:00’sında ilk görüş, duygu yüklü bir şehre girmiş olduğumuzdu.

1970 model otobüslerin, minübüslerin, otomobillerin, yıkık dökük bakımsız evlerin olduğu hüzünlü insanların kenti. Krakow’lu halkın 2 nesil öncesi Lviv’liymiş, sınır çizildikten sonra Lviv, Ukrayna ülkesinde kalmış. Halk, kendini Ukraynalı’dan çok Polonyalı olarak tanımlasa da kuzeyinde savaş olan Ukrayna kenti Lviv’in sokaklarında hep askerler var. Putin ve Memedev’in resimlerinin, karikatürlerinin bulunduğu tuvalet kâğıtları çok rağbet görüyor.

Türk erkeklerinin malum sebeplerden cirit attığı şehir gerçekte hiç düşünüldüğü gibi değil; kadınların bu hale düşmesinin tek sebebi işsizlik olsa gerek. Öyle ki geri dönüş için Türkiye uçağında Türk kadın ya da Ukraynalı erkek bulmak çok zor. Tatilden dönen Türk erkekleri ve Türkiye’ye çalışmak için giden Ukraynalı kadınlar var sadece.

İnsanlar fakirleşince dindarlık artar düşüncesinin gerçeklediği bir şehir, hiç beklemediğim kadar dindar ve fakir insanların şehri. Fakirlik diz boyu.

Para Birimi: Grivna

Ukrayna ve Galiçya yemekleri bulabileceğiniz kişi başı 20-30 TL’ye harika bir restoranda çok lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Şehrin merkezinde çok sayıda kafe, bar ve eğlence mekânı bulabilirsiniz.

Dünyanın herhalde en ucuz şehri. 100 TL'ye saray odasında krallar gibi kalabilirsiniz. Bir bira markette 1 TL, mekânda 3TL, bir paket sigara 2-3 TL. 10 TL’ye sightseeing (şehir turu) yapılabilir. 20 TL'ye karakalem resminizi çizdirebilirsiniz. 25 kuruşa otobüs bileti alınabilir.  20 TL’ye şehir merkezinden havaalanına taksi ile gidebilirsiniz (bu rakamlar Grivna'dan TL’ye çevrilmiş rakamlarıdır).

Normalde en ekonomik programlar yaparak seyahat etmemize rağmen o kadar şoktaydık ki şehri kalkındırmak için kiliseye dükkânlara gördüğümüz her yere her şeye para bıraktık diyebilirim. Türkiye’deki bir asgari ücretli, Lviv’de krallar gibi yaşar.

Aslında Lviv, tam bir sanat ve üniversiteler şehri. Fakat ülkedeki savaştan ve işsizlikten dolayı evlerin duvarları fakirlikten dökülüyor. Hiç boyanmış ve tamirat görmüş bina görmedik. İş bulabilenler en şanslı kesimi oluşturuyor. Sokakta yaşayan evsiz çok insan var. İbretlik bir şehir.

Gezilecek yerler birbirine çok yakın. Opera Binası, Lubomirski Sarayı, Potocki Sarayı, Kornyakt Sarayı, Sepega Sarayı, Pazar Meydanı, St. Yura Katedrali, Etnografya Müzesi, Ermeni Katedral, Çikolata Müzesi, Tarih müzesi, Lviv Belediye Binası; Lviv’de görülebilecek yapılardandır. Şehre yarım saatlik uzaklıkta şatolar da bulunmaktadır.

Şehrin yukarısına doğru kale diye belirtilen park var. Eskiden kale olan şehrin panoramik olarak görülebileceği bir de gözlem kulesi olan ormanlık bir tepesi vardır. Şehir kiliseleri ve yapılarıyla başlı başına bir açık hava müzesi gibidir. Old Town’un (Rynok Square) birkaç sokak ötesinde bitpazarı, diğer tarafta kitap pazarında uygun fiyatlı 2. el eşyalar ve hediyelik eşyalar satılmaktadır.

Mehmet BABA

Yazar Hakkında

Mehmet BABA

Dağlarda yollarda seyyah, biraz fotoğrafçı, doğa sever. Dünya benim evim diyen, kendi halinde yazan, gezmek için yaşayan biriyim.