Mozart’ın doğum yeri olan, Avusturya’nın 4. büyük şehri Salzburg’a geldik. Interrail’in en güzel tarafı tren ile gezerken şehrin ara yerlerini görebilmeniz oluyor. Ljubljana ile Salzburg arasını ağzımız açık, hayran kalarak ve her geçtiğimiz istasyonda buraya tekrar geleceğimiz sözünü vererek geçirdik.
Salzburg, Salzach Nehri'nin kenarında yer alan bir kent. Adını da ilk sakinlerinin hayatını kazandıkları zengin tuz çökeltilerinden almış.Otelimiz eski şehrin biraz dışında yer alıyor. Şehir, Salzach Nehri'nin iki yakasına kurulduğu için yaklaşık olarak 2-3 kilometre mesafeyi, nehrin kenarından yürüyerek alabilirsiniz. Biz Salzburg dahil geldiğimiz son iki şehirdir bisikletlileri hayranlıkla izlediğimizden, bu sefer kendimiz de bisiklet alıp bu zevki yaşayalım dedik.
Salzburg’da da özellikle bisikletliler için nehir kenarında ve köprü altlarında özel geçişler yapılmış. Otele vardığımızda bisikletimiz olmadığından ilk olarak eski şehrin merkezine ulaşmamız gerekti. Nehir kenarında oldukça güzel bir yürüyüş yaparak şehre ulaştık. Şehir merkezinde Mozartplatz Meydanı'nda bisiklet kiralayabileceğiniz bir yer bulunuyor. İster normal, ister elektrikli bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Biz iki normal bisikleti bir günlüğüne kiraladık ve 36 Euro ödedik. Hayatımızın en doğru kararını aldığımızı otele sadece 5-10 dakikada ulaştıktan sonra anladık. Bisiklet binmeyi pek sevmeyenlerin bile Salzburg’da bunu denedikten sonra fikirlerinin değişeceğine inanıyoruz. Yeşillikler içerisinde temiz havada, trafikten uzakta rahat bir şekilde özgürce dolaşabilirsiniz.
Bisikletimizi aldıktan sonra şehir merkezinde ilk olarak Getreidegasse Caddesi’ni geziyoruz. Bu cadde de birçok ünlü alışveriş mağazası yer alıyor. En çok dikkat çekende Mcdonals dahil tüm tabelaların ferforjeden olması. Ayrıca Mozart’ın doğduğu ev de bu cadde üzerinde bulunuyor. Mozart’ın Evi’ne giriş ücreti 10 Euro. Bu cadde üzerinde Mozart çikolatalarını ve hediyelikleri alabileceğiniz birçok hediyelikçi de bulmak mümkün.
Salzburg’da ne yemeliyiz derseniz, Mozart’ın doğduğu evin hemen yanında deniz ürünleri üzerine olan Nord See’ye yemek için mutlaka uğramanızı öneririz. Buradan çıktığınızda da yine tam karşısında yer alan Cafe Mozart’ta, Nockerl adında Salzburg’a özel bu tatlıyı deneyebilirsiniz.
Bu caddenin yukarısında bisikleti de kiraladığımız Mozartplatz var. Bu meydan da 1844 yılında yapılmış bir Mozart heykeli var. Heykelin tam yanında da Salzburg Müzesi bulunuyor.
Neue Residenz'de bulunan Dom Meydanı, Mozartplatz ile bitişik meydanda ve Salzburg Katedrali burada bulunuyor. Ayrıca tarihi bir çeşmede bu meydanda yer aldığından gezilecek çok fazla yer var. Meydanda at arabaları eşliğinde bir tur da atabilirsiniz.
Gezimize şehir manzarası ile devam etmek için Festungsberg Tepesi ve Hohensalzburg Kalesi'ne gidiyoruz. Kapitalplatz Meydanı'ndan füniküler ile ulaşabileceğiniz 12 Euro’ya bu tepeye ulaşabiliyorsunuz. Giriş ücretine kaleye girişte dahil oluyor. Bunun dışında yan tarafında merdivenler ulaşabileceğiniz bir yer var ama buradan kaleye girmek için yine bir ücret ödemeniz gerekiyor. Kaleye girmeseniz de şehir manzarasını buradan izleyebiliyorsunuz. Füniküler ile ulaşım kolay ve hızlı oluyor ancak en azından inişi yürüyerek yeşillikler ve farklı açılardan manzara eşliğinde deneyimlemenizi öneririz.
Ertesi gün bisikletimizi teslim etmeden önce yine eski şehre yakın olan Mirabel Sarayı’na gidiyoruz. Sarayın bahçesi halka açık ve güzel bir peyzaj çalışması sizi bekliyor. Bahçede mis gibi kokan çiçekler ile ağaçların altında oturabileceğiniz banklarda dinlenebilirsiniz. Burası da Salzburg’da ilgi çekici yerlerden biri.
Salzburg’da yaptığımız bisikletli gezide şehri gezmenin ne kadar kolay olduğunu, şehrin modernliğini ve doğasını, Salzach Nehri kenarında yürümeyi çok sevdik. Bu şirin yere bir kez daha gelip civar yerlerini gezmek ümidiyle bu yolculuğumuzu da tamamlamış olduk.