İzmir'in Karşı Komşusu: Selanik

Yunanistan'da bizden bir şehir görmek istiyorsanız, hiç kuşkusuz Selanik görmeniz gereken şehirlerin başında geliyor. Atina'da iki gece konaklamanın ardından Roma'ya geçmek için Selanik'te bir gün geçirmem gerekiyordu. Zorunluluktan doğan bir seyahat diye adlandırabiliriz ancak Selanik size sonradan "Buraya neden geldim?" diyeceğiniz bir şehir değil.

Atina'da geçirdiğim aşırı sıcak günlerin ardından Selanik'te hafif serin havada geçirdiğim tek gün rejenerasyon anlamında muazzam bir gün destinasyon oldu. Ayrıca eğlenceli gece hayatı konusunda Selanik'i de bambaşka bir noktaya koyalım. Üst yer alan fotoğrafta arkamdaki havalimanında Makedonya yazısı dikkatinizi çekiyordur. Benim de fazlasıyla dikkatimi çeken bir konuydu. Selanik'in bulunduğu alan Makedonya olarak kabul edilen, Yunanların "gerçek Makedonya biziz!" dediği bir bölge. Makedonya, 3 coğrafi bölgeye ayrılmış durumda Yunan halkına göre... Kozani şehrinin bulunduğu Batı Makedonya, Selanik'in bulunduğu Orta Makedonya ve Kavala'nın yer aldığı Güney Makedonya. Makedonya denilen bölgenin başkenti de Selanik.

Atina gezisinde bahsettiğim eniştem Arto ve kuzenim Neval'in bu şehir kapsamında sürekli bilgi paylaşımı yaptığını belirteyim. Selanik, özellikle Neval'in spesifik uzmanlık alanında bulunuyor. Osmanlı üzerine yaptığı araştırmalarla... Arto'nun da bu şehirde ailesinden birilerinin bulunması, hiç kuşkusuz "Selanik'te şunu yapmadan gelme!" uyarılarının sürekli ajandama yazıldığını söylemek mümkün. Bir de bu güzel şehir için Couchsurfing aracılığıyla tanıştığım Dora ve Anastasia. Dünya güzeli iki kadın, günlük bütün işlerini iptal ettiler ve Selanik'te gün boyu bana eşlik ettiler. Selanik'te gezilecek ve görülecek yerler listesiyle başlayalım...

Aristoteles Meydanı: Selanik'in en büyük meydanı olarak bilinen Aristoteles Meydanı'na hayran kalmamanız mümkün değil. Roma'da bulunan Republica'yı andıran bir yapısı var, gerek mimari gerekse yerleşim planlaması olarak. Sahil şeridini paralel kesen, yürüyüş yapabileceğiniz, alışveriş yapabileceğiniz, banklarında oturup dinlenebileceğiniz bir ana meydan olduğunu belirtelim. Şahsen çok beğendiğim bir noktaydı Aristoteles, bunun yanı sıra ana meydanın arka tarafında tarihi bir Agora var. İnşaat sırasında "fark edilen" bir Osmanlı kalıntısından müze yaratmış durumdalar.

Kamara MeydanıSelanik'te bulunan tarihi ve ünlü noktalardan birisi de Kamara. Öğrencilerin, gençlerin daha doğrusu insanların buluşma noktası olarak biliniyor. Egnatia’nın yukarı yakasında, Rotunda’dan kısa bir mesafede, Selanik’in en karakteristik eserlerinden birine rastlıyoruz: Galerius Zafer Takı, daha çok bilinen adıyla Kamara. Kamara’nın kabartmaları çok sayıda işleme ve şekil ile sözlü anlatım ve dekoratif sanatı olarak nitelendirilmektedir. Dicle nehri, evren, vs. kabartma çalışmalarının işlendiği Yunan yazıtlarından kesin olarak anlaşıldığı üzere kabartma sanatçıları Yunandı. Bu kabartmalarda; bir kısmı Galerius’un askeri gücü, siyasi iradesi ve bir sistem olarak dünyayı yönetebilecek Tetrarşi’yi yayarken, savaşlar, Galerius’un ordusuyla İran topraklarına doğru hareket rotası anlatılmaktadır.

Selanik Sahili: Selanik daha önce de söylediğim gibi kuşkusuz İzmir'in kardeş şehri. İzmir'de bulunan Kordon ile bu mütevazı şehirdeki sahil şeridinin hiçbir farkı yok. Tek fark, İzmir'de denizin bir bölümü taş ve kayalarla dolgu yapılarak Kordon biraz daha genişletildi. Selanik'te bu genişlik yok, daha dar bir cadde ve sahil şeridi var. Yalnız en büyük sıkıntı tüm dünyada olduğu gibi insanoğlunun varoluşundan beri pis ve düzensiz oluşu. Selanik'te sahil şeridinde özellikle ciddi bir kirlilik var, Yunanlar da bu durumdan pek memnun değil. Ayrıca o bölgede iskele & liman olması, kirliliği biraz daha arttırıyor. Selanik sahil şeridinde bulunan cafe & bistrolarda birşeyler atıştırırken, akşam güneş batmak üzereyken içkinizi yudumlarken keyfini çıkartabilirsiniz.

Beyaz Kule: Selanik'in utanç kulesi olarak biliniyor aynı zamanda ancak bu konu oldukça tartışmaya açık. Osmanlı zamanında bu kulenin zindan olarak kullanıldığı ve içinde bulunan esirlerin öldürülmesinden dolayı duvarlarından kan aktığı rivayet ediliyor. Ancak diğer tarafından da Yunanların savaşta esirlerini tuttuğunu, içerideki şartların çok kötü olmasından dolayı esir tutulanların kendisini öldürdüğü bir kule olduğunu belirtiliyor. Selanik sahil şeridinin hemen bitiminde bulunan devasa kule ve çevresindeki parklarda oturmak mümkün. Günümüzde tarihî bir kule ve müze olarak, şehrin deniz kıyısında yer alır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. Selanik'te en çok ziyaret edilen turistik mekanların başında gelir, keza Selanik'in başkent Atina gibi tarihin sayfalarında kaybolacağını eserleri bulunmuyor. Beyaz Kule'nin hemen yakınlarında bulunan Selanik'in şemsiyeleri ve Büyük İskender Heykeli'ni de mutlaka ziyaret edin.

Tsimiski ve Egnatia: Sahil şeridine paralel iki büyük ana cadde, Selanik'in en işlek caddeleri arasında yer alıyor. Bağdat Caddesi, Taksim Caddesi gibi benzetmeler yapabiliriz. Sahil şeridini ortadan kesen Aristoteles Meydanı'nın hemen başında başlayan Tsimiski'nin bir üst sokağı ise Egnatia. İki caddenin de gece boyunca hareketli olduğunu belirtmem mümkün, trafik ortadan akarken sağlı sollu bulunan mağazalarda alışveriş yapma imkanı bulabilir, cafelerde bir şeyler yiyebilir - içebilir veya elinizde içerek yolunuza devam edebilirsiniz. Kişisel olarak Egnatia'yı tercih ettiğimi belirtebilirim keza otel seçimimi de orada yaptım. Otel seçimini Egnatia'da bulunan Hotel Kastoria üzerinden yapmıştım.

Bir günlük seyahat için iyi dinlenmem gerekiyordu, keza ertesi gün Roma'ya yolculuk yapacaktım. Ancak yan odada bulunan 3 sarışın hatun (Polonyalı iki, Norveçli bir) ve sağ odamda bulunan Fransızların şarap etkinliğinde söyledikleri şarkılar sonrasında kendimi Selanik'in en hareketli gece hayatı olan Ladadika'ya atmaya karar verdim. Tabii peşimde, Polonyalı yan odadaki güzel arkadaşımla!

Ladadika: Selanik'in eğlence merkezi. Sağlı sollu, kapısı ve camları olmayan gece kulüpleri. Masaların büyük bir kısmı dışarıda ve sokakta dans edenlerin sayısı içeridekilerden daha fazla. Barlar sokağı olarak adlandırabiliriz. Tsimiski'nin solunda kalıyor, liman bölgesinin hemen arkasında ve eğlencenin dibine vurduğunuz bir nokta Ladadika. Osmanlı zamanında limandan gelen işçiler burada iş arar, aylak aylak dolanırmış. Şimdi ise eğlencenin dibine vuruluyor. Tarihe nazire edercesine.. Benim hotelime de son derece yakın bir noktadaydı Ladadika. Yan odada bulunan sarışın arkadaşımla, gecenin dibine vurduğumuzu söylemem yanlış olmaz. Bu arada şunu dipnot olarak belirtelim: Ladadika'da alkol su gibi gidiyor ve eğlence merkezlerinde yaşanan sıkıntı (alkolden dolayı zaman zaman rahatsızlıklar oluyor) olabiliyor. Yanınızdakilere, sağınızda - solunuzdakilere dikkat edin.

Atatürk'ün Evi: Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını hemen hemen hepimiz biliyoruz. "1881 yılında Selanik'te doğdu." cümlesi ile başlayan uzun paragraflar öğrencilik hayatımızda sürekli karşımıza çıktı. Selanik Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü vesilesiyle 1933’te evi satın alıp Mustafa Kemal Paşa’ya hediye etmeye karar vermiş; satın alma işlemleri tamamlanıp hediye edilmesi 1937’de gerçekleşebilen ev 1953’te müze olarak açılmış. Selanik'te ayrıca konsolosluk işlemleri de bu müze - binada bulunuyor.

Eğlencenin dibine vuracağınız, İzmir'in yavru şehri Selanik. Hiç yabancılık çekeceğiniz bir şehir değil. Hafta sonu bile eğlenmek için gidebileceğiniz bir şehir. İstanbul'dan her akşam kalkan otobüsler var, yaklaşık 7-8 saatlik otobüs yolculuğu sonrasında Selanik'te oluyorsunuz. Atina sonrasında Roma'ya gitmek için transfer istasyonu gibi kullandım ben Selanik'i doğrusunu söylemek gerekirse, 1 gece yetti. 

Bariscamur

Yazar Hakkında

Bariscamur

17 yaşında bir hayalim vardı, en yakınımdakilerin bile bilmediği. Çocukluğumda ülkenin yarısından fazlasını gezmiştim.