Selanik’in tam merkezinde yer alan “Aristotelous” meydanı şehrin en hareketli yeri. Neredeyse tüm şehir bu alan etrafında toplanmış. Bu meydandan denize doğru uzanan cadde trafiğe kapalı. Bu cadde üzerinde ise çok sayıda mağaza ve cafe bulunuyor. Meydanı kesen ara sokaklarda ise balık pazarı, tavernalar gibi bir çok mekan ve irili ufaklı dükkan mevcut.
Bizim kaldığımız otel bu meydana sadece 2 dakikalık yürüme mesafesinde. Biz de hem birşeyler yemek hem de çevreyi keşfetmek için soluğu bu meydanda alıyoruz. Meydan gelip yüzünüzü denize döndüğünüzde sağ tarafınızda bizdeki Kadıköy çarşısı gibi bir çarşı mevcut. Bu çarşıda balıktan sebzeye kadar pek çok pazar mallarını bulmak mümkün. Sol tarafta kalan sokakta ise taverna ve çeşitli yerel lezzetleri sunan restoranlar mevcut.
Selanik’ta mutlaka bu yerel restoranlarda deniz ürünleri yemelisiniz. Deniz ürünlerinin her çeşidini pişirmekte çok başarılılar. Mezeleri ise muazzam. Sadece çok fazla sipariş vermemeye özen gösterin, çünkü porsiyonlar oldukça büyük. Lezzetler bize yabancı değil ancak itiraf etmeliyim ki mezeler bizdekilere 10 basar. Bu lezzetli yemeklerin yanında Uzo (Ouzo) da içebilirsiniz. Bizdeki rakıya çok benziyor. Hele bir de ev yapımı olandan sipariş ederseniz kendinize eşsiz bir ziyafet çekmiş olursunuz. Fiyatlara gelince, çok makul olduğunu söylemeliyim. Biz iki kişi 1 porsiyon kalamar, 1 porsiyon ahtapot, karides güveç, cacık, patlıcan salatası, barbunya pilaki ve 2 kadeh Uzo için sadece 20 Euro ödedik.
Restoranlardaki tek olumsuzluk servisin çok yavaş olması. Bu tamamen kendi alıştıkları kültürün bir uzantısı. “Aceleye gerek yok, herşeyi tadına vara vara yap” diyorlar. O nedenle sadece hesabı ödemek için 15 dakika kadar beklememiz gerekti.
Bu meydanı ve caddeyi gezerseniz mutlaka ara sokaklara girmelisiniz, çok farklı ve renkli mağazalarla karşılaşacaksınız. Bir de burada orta büyüklükte bir Alışveriş merkezi var. Adı Galeries Notto... Biz gittiğimizde tam yılbaşı olduğundan tüm cadde gibi Alışveriş merkezi de çok kalabalıktı. Bu döneme has yaptıkları vitrin süslemeleri de oldukça ilgi çekiciydi. Hatta Alışveriş merkezinin girişindeki vitrinde yer alan horlayan Noel Baba dekoru, önünden her geçenin durmasına ve vitrine tekrar bakmasına neden oluyordu.
Sahil tarafına doğru kurulmuş bir buz pateni sahası vardı. Hemen yanında ise Yunan yöresel danslarının yapıldığı bir sahne.
Deniz kısmına doğru yürüdüğünüzde restoran ve kafelerin kalite düzeylerinin arttığını çok net farkedebiliyorsunuz. Tabii buna bağlı olarak bu tarafta fiyatlar da artıyor.
Akşam üstü saatlerinde yılbaşı eğlencesine başlamışlardı. Tesadüfen bir pasaja girdik. Bizdeki Nevizadenin daha dar ve üstü kapalı olanını düşünün. Öyle bir yer. Masalarda tabak yok, her şey kağıtlar üzerinde servis ediliyor. Ama iğne atsan yere düşmez durumu var. Yürümekte bile çok zorlandık. Bazı insanlar masaların üzerine çıkmış dans ediyor, bazıları daha saat 17:00 olmadan kafası iyi olmuş, masada uyukluyor. Biz geçerken zar zor fotoğraf çekmeye çalışıyoruz ama bizi durdurup, "bizi de çek, bizi de çek" diye gülümsüyorlar. Çok ilginç bir pasajdı. Ama halkın burada eğlendiği kesin.
Eğer ki, gece tavernaya gitmek isterseniz, o zaman, eskiden zeytin yağı sıkma depolarının yer aldığı ama günümüzde restore edilmiş olan tarihi “Ladatika” bölgesine gitmelisiniz. Burada bir çok taverna mevcut. Burada tanıştığımız ve Selanik’te yaşayan bir Türk’ün söylediğine göre, bu tavernalarda yılbaşı gibi özel günlerde 1 şişe içki yanında yemek 150€ civarı tutuyormuş.
Akşam saatlerinde Selanik meydanında öyle kalabalık gruplar falan yoktu. Ben gündüz saatlerinde pasajı ve yeni yılı erken kutlamaya başlayanları görünce, akşam kimbilir meydan nasıl olur diye düşünmüştüm, ama bomboştu. Genelde şehirlerin merkezlerinde hep bir yeni yıl kutlama aktivitesi yapılır, havai fişekler falan patlatılır. Ama gece saat 22:00 olmasına rağmen sokaklar bomboştu. Sanırım, devlet kriz nedeniyle çalışanına bile maaşını ödeyemiyorken, bir yılbaşı kutlaması organize ederse, halkın tepkisini çekeceğini düşündüğü için bu sene herhangi bir organizasyon düzenlememiş.
Hal böyle olunca biz de yılbaşına Selanik’teki casino’da girmeye karar verdik. Yunanistan’ın en büyük casinosu olan Regency Casino, kente 12 km mesafede yer alıyor. Havaalanına oldukça yakın. Şehir merkezinden rahatlıkla taksi ile gidebilirsiniz, yaklaşık 20€ tutuyor.
Casinonun içi gerçekten çok geniş ve kalabalık. İçeride sıcak ve soğuk içecekler bedava, bütün gece açık büfe restorandan faydalanmak isterseniz, o zaman 18€ ödemeniz gerekiyor. Ama bunu kesinlikle deneyin. İçeride çok zengin bir açık büfe var ve yemekler çok lezzetli. Her girene sürekli bir şampanya servisi de var.
Hayat Regency Otelleri işletmesinde olan Casino oldukça büyük, ne Kıbrıs ne de Avrupa’da ben bu kadar büyüğünü görmedim. En az 30 – 40 civarında rulet masası var. Ancak yılbaşına özel midir bilemem ama o akşam sadece bir rulet masasının başında bile en az 15 kişi kumar oynuyordu. Biz o akşam bir hayli şanslıydık, böylelikle yılbaşı yemeğimiz taksi ile gidiş dönüş için ödediklerimiz de bedavaya gelmiş oldu. Sabaha karşı 5 gibi otelimize döndük.
Ertesi sabah saat 10:30 gibi toparlandık ve dönüş yoluna geçmek için otobüsümüzdeki yerlerimizi aldık. Selanik’ten erken ayrılmamızın nedeni dönüş yolunda Kavala’ ya da uğrayarak orayı da gezecek olmamızdı. Ve size şunu söyleyebilirim ki Selanik için 1 tam gün yeterli olacaktır.