Kanarya Adaları'nın Başkenti Las Palmas

Tatilimizin ilk gününde otelimizin de bulunduğu bölge olan Maspalomas'ı (http://gezimanya.com/GeziNotlari/kanarya-adalarinda-balayi) gezip dolaştıktan sonra ikinci günümüzü Kanarya Adaları'nın Santa Cruz de Tenerife ile eşbaşkenti olan Las Palmas'ta geçirmeye karar verdik. Las Palmas, Avrupa kıtası dışında bulunan en büyük nüfüslu Avrupa Birliği kenti olma özelliği taşıyor. Maspalomas'ın merkezindeki otobüs durağından kalkan 30 ve 44 numaralı otobüsler ekspress seferler ile Las Palmas'a gidiyor. Ekspres seferler yaklaşık 50 dakika sürüyor ve kişi başı ücreti 2014 yılı için 5,5 Euro. Herhangi bir kart almanıza gerek yok, ücreti otobüs söförünüze ödeyip karşılığında fişinizi alabilirsiniz : ) Otobüsler gayet konforlu, klimalı ve iyi durumdalar. Sefer ekspress olduğu için aslında Las Palmas'a varana kadar mini bir ada turu da atmış oluyorsunuz. Zaten yolda etrafınızdaki güzelliklere bakmaktan zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz : )

Otobüs terminalinde indikten sonra elimizdeki harita ile birlikte bulduğumuz ilk ara sokaktan içeri girip Las Palmas'ın ünlü alışveriş sokağı Calle Triana'ya doğru yol aldık. Calle Triana, İstiklal Caddesi gibi trafiğe kapalı bir cadde. Sağlı sollu bilgimiz markaların mağazaları ve kafelerle dolu ancak İstiklal Caddesi'nin neredeyse üçte biri kadar. Las Palmas'ta çok fazla vaktimiz olmadığından herhangi bir mağazaya girip vakit öldürmek istemedik. Cadde boyunca yürürken ilgimi çeken ilk şey cadde üzerindeki İstanbul Dönercisi'ydi. Biz Türkler gerçekten dünyanın her yerinde varız, biz olmasak da ruhumuz mutlaka oralarda : ) Diğeri ise yol üzerindeki banklardan birinde oturan yaşlı teyzeye serenad yapan eski İspanyol çapkınlarından olduğu her halinden belli olan yaşlı amca : ) Bizzat şahit olduğum bu romantik anlar sanırım Kanarya Adaları'ndan bana kalan en sıcak ve unutulmaz hatıra oldu, hala fotoğraflarına bakıp videolarını izledikçe yüzümü bir gülümseme alıyor : ) 

Şehir özellikle de sokak araları gerçekten muhteşem özellikle de Las Palmas'ın eski şehri olarak geçen La Vegueta bölgesi. Daracık sokakları,tarihi,mimarlık şahanesi yapıları ile insanı adeta büyüleyen bir bölge. Özellikle de profesyonel veya hobi olarak fotoğrafla ilgileniyorsanız saatlerinizi bu sokaklarda harcayabilirsiniz. Bizde durum aynen böyle oldu : )  

La Vegueta'dan ilerlediğinizde Santa Ana Katedrali ve meydanı karşınıza çıkıyor. Meydanda da bir hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra biraz soluklanmak ve bir şeyler atıştırmak için kendimizi meydanın ilerisindeki kafelerden birine attık.

Trafikte gözlemlediğim herkes birbirine ve yayalara çok saygılı. Sol şeridi sadece sollamak için kullanıyorlar ve yaya olarak yola adımınızı attığınız an tüm arabalar size yol vermek için duruyor. Aslında şaşırıp önemli bir detay gibi anlattığım bu bilgiler trafikte olması gerekenler ancak biz Türkler bu konudan o kadar uzağız ki maalesef şaşırmaktan kendimizi alamıyoruz. Taksicilerin hepsi traşlı ve uniformalı. Sayıca çok olmasa da kadın taksiciler de var trafikte Kısaca Kanarya Adaları'nda herşey, herkes çok düzenli. Örneğin saat 15.00'ta kalkacak bir otobüs asla 15.01'i beklemiyor, saati geldiği zaman direkt kapılarını kapatıp yol alıyor. Bu sebepten yemeğimizi yedikten sonra hızlıca kalkıp otobüs durağına doğru geçtik ve ilk otobüsle otelimize geri döndük.

Hava sıcak olmasına rağmen otelimiz tepede yer aldığı için merkeze göre biraz daha serin oluyordu, sanırım bu sebepten otelin en tepesinde yer alan sonsuzluk havuzunu sıcak su ile doldurmuş. Otele döner dönmez bu muhteşem günün hem kritiğini yapmak hem de günü batırmak için kendimizi havuza attık.

Adadaki son günümüzün tamamını denizde geçirmek için bir tekne turuna katıldık, mantık olarak Türkiye'de katıldıklarımızdan hiçbir farkı yok. Teknede verilen yemekler, çalan bol gürültülü müzikler neredeyse aynı : ) Tek farkı burada Atlantik Okyanusu'nda olmanız (ki Ege'yi hiçbir denize değişmem). 

Jet ski, parasailing, atlama zıplama derken bol adrenalinli bir gün geçirdik. Parasailing ise gerçekten çok çok keyifliydi. Okyanusun üzerindeki o kısacık sessizlik eşliğinde tepeden uçsuz bucaksız okyanus manzarası ve yanımda sevgilim... Bizim için gerçekten bir ömür akılda kalacak bir deneyimdi.

Ertesi sabah çok erken saatlerde Madrid'e uçacağımız için günü, adaya doyamadığımız için azıcık hüzünlü ama yeni bir yeri keşfedecek olmanın heycanıyla erkenden bitirdik. Zaten hava da aklımızın kalmamasını istercesine bulutlanmıştı : )

Ertesi sabahın köründe daha hava bile aydınlanmadan kendimizi havalimanında bulduk. Kanarya Adaları hikayesi de bir freeshop, bir mutlu kadın ve bir yorgun koca ile burada son buldu :))

Aklımız burada kaldı, bir gün geri dönebilmek umuduyla Madrid'e doğru yol aldık.

GÖZDE ÖZER ERDOĞAN

Yazar Hakkında

GÖZDE ÖZER ERDOĞAN

Gezmeye,görmeye,keşfetmeye ve işine sevdalı turizmci gezgin!bayangezenti.blogspot.com