Machu Picchu'nun Yakınları: Santa Teresa

Cuzco Havaalanı’na indiğimizde Eco Quechua Lodge sahibi Juan Carlos bizi karşılayacaktı ama bizi bekleyen kimse yoktu. Aksilikler peşimizi bırakmıyordu. Havaalanında müşteri bekleyen bir rehber bize yardımcı olmak istedi. Juan Carlos'u tanıyabilecek bir arkadaşı olduğunu söyleyip onu aradı ve telefon numarasını aldı. Tabii biz başta güvenmedik. Arayıp görüştüler, Juan'ın arabası bozulmuş bizi yanına getirmesini istemiş. Aman Allah'ım o dakikada benim aklımda felaket senaryoları dönmeye başladı. İnternetten Juan'ın numarasını bulup bir de biz aradık. Adam doğru söylüyormuş, içimiz rahatladı ve atladık arabaya gittik Juan'ın yanına.

Bize yardım eden rehber başına iş aldı çünkü 5 saatlik yolu götürmesi için anlaştılar. Bir de o yolu bizi bıraktıktan sonra dönmek zorunda kaldı adamcağız.

Günlerdir doğru düzgün uyumamanın yorgunluğu ile yüksek irtifa bir araya gelince o yol bitmek bilmedi. Dağların tepelerine çıkıp inen acayip virajlı yollar gittikçe uzuyordu. Neyse ki 5 saat sonra Santa Maria'ya ulaştık. Araç değiştirip 45 dakika toprak yoldan devam ederek kalacağımız yerin kasabasına yani Santa Teresa'ya ulaştık.

Artık yorgunluktan bayılacak hale geldiğimiz için direkt uyuduk.

30.01.2013 - Bugün benim doğum günüm, sanırım hiç bu kadar enteresan bir doğum günü yaşamamıştım. Camı penceresi olmayan açık hava odamızda sabah kuş sesleri ile uyandık. Taze mango suyu ve bitki çayları ile yaptığımız kahvaltı sonrasında canopy turuna katılmak üzere yola çıktık. Canopy turu ekstrem bir eğlence türü. Bir dağdan diğerine çekilmiş halatlara belinizden bağlanıp kayıyorsunuz, daha doğrusu uçuyorsunuz : )

Aslında benim yapabileceğim bir şey değildi ama nasıl olduysa kararttım gözümü ve Engin'in peşinden ben de uçtum. Tabii çok tırstığım için ben rehber eşliğinde yapabildim. Engin bu konuda epey hünerli çıktı. İlkini normal duruşla uçtuktan sonra diğerlerinde superman ve batman stillerini denedi. Nasıl eğlenceli bir şey olduğunu anlatmam mümkün değil, denemeniz lazım.

Uçuşları tamamladıktan sonra canopy merkez kampına döndük. Taksi gelene kadar ilginç bir oyun oynadık. 6 tane metal parayı deliklere isabet ettirip toplamda en yüksek puanı alan içkileri ısmarlıyor. Kurbağanın ağzına denk getiren 5000 puanı alıyor ama çok zor.

Günlerin yorgunluğu sebebiyle günün devamını müthiş öğlen yemeği sonrası uyuyarak geçirdik. 21.00'de akşam yemeğimizi yedikten sonra tekrar uyuduk. Aslında resmen bayıldık da diyebiliriz. Açık havada uyumak ne de güzel bir şeymiş…

Ertesi sabah erkenden uyandık. Hedefimiz Llactapata Inca patikasında yürümekti ama günün sonunda yürümek yerine tırmanıp inmek olduğunu öğrendik. Epey uzun ve dik bir yamaca çıktık. Ama patika öyle güzel ki her yerde çeşit çeşit orkideler, güzel kokular vardı. Çiçeklerin seyrekleştiği kısımlarda solumuzda dağ ve nehir manzarası ile ilerledik. Tam inişe geçtiğimiz sırada sağanak yağış başladı. Öğle yemeği için duracağımız kulübeye ulaşana kadar sırılsıklam olduk. Öğle yemeğimizde avokado, peynir ve domatesli sandviçler ve taze mango suyu vardı.

Sonunda yağmur dindi ve iniş devam etti. Doğa her adımda bize Artvin Macahel'i hatırlattı. Dağ çilekleri bile vardı, hatta asma köprü ve sonunda nehir kenarında serinleme…

Yürüyüş sonrası termale gitmeye karar verdik, taksiye bindik ve tam ulaştığımızda paralarımızı otelde bıraktığımızı fark ettik ve geriye dönmek zorunda kaldık : ) Dönüşte yolda bir turist çifte rastladık, çamurun içinde yürümeye çalışıyorlardı. Onları da aldık arabaya. Alman çiftin okulları tatile girince 10 haftalığına buraya gelmişler. Çok güler yüzlülerdi, başımıza gelenleri anlatınca epey güldüler. Santa Teresa'ya gelince vedalaştık ve biz otelimize doğru yola devam ettik.

Dinlenme günümüzde, Eco Quechua Lodge'un keyfini çıkardık. Bir tarafımızda sisli yemyeşil dağlar, vadiler, tarlaların üstünde uçan şahinler, terasın hemen alt kısmında sürekli konuşup duran yeşil papağan; diğer tarafımızda güldür güldür akan nehir ve Juan Carlos'un dallara koyduğu muzları didikleyen rengârenk kuşlar… İnsan ne tarafa bakacağını şaşırıyor. Yılların iş yorgunluğunu attık beynimizi boşalttık resmen. Nasıl da iyi geldi… Sırf bu keyif için bile değer o kadar yola…

Fotoğrafların devamı Facebook Rocksonroad sayfamızda:

Peru 1.GünPeru 2. Gün

Machu Picchu gezi notlarımız için tıklayın.

İlkay Engin Yuvaktaş

Yazar Hakkında

İlkay Engin Yuvaktaş

Uzun mesailerle dolu günler geceler sonunda Engin birden gidelim dedi.. Basta şaşkın şaşkın baktım, devreler yandı herhalde diye düşündüm..