Mevlana'nın Şehrine Yolculuk

Ankara'dan yüksek hızlı trenle Konya'ya ulaşmak çok kolay. Hafta sonu yapılacaklar listesine alınabilir. Konya'ya ulaştığımızda uğradığımız ilk yer Sadreddin Konevi Camii ve türbesi oldu. Adı geçen bir tasavvuf düşünürü ve Mevlana da dahil olmak üzere birçok din ve bilim adamına hocalık etmiş.

İkinci durağımız, Konya Atatürk Evi Müzesi oldu. Konyalılar tarafından Atatürk'e hediye edilmiş bu evde Atatürk'ün kullandığı elbise ve eşyaları sergilenmektedir. Sonra Mevlana'nın türbesine gitmek üzere yola koyulduk. Yol üzerinde Türk Baroku üslubunda yapılmış olduğunu öğrendiğim ve iki ucunda kaideleri şadırvanlı iki minaresi dikkat çekici Aziziye Camisi'ni, 7 kubbeli Selimiye Cami ile sarraflar caddesi üzerindeki Kapu Camii'ni ziyaret ettik. Sonunda çok merak ettiğim Mevlana Türbesi'ne ulaştık. Buraya inanılmaz derecede ilgi olduğunu gördüm. Çok sayıda yerli ve yabancı turist ziyarete gelmişti. Müzenin avlusuna Dervişan Kapısı'ndan giriliyor. Avlu boyunca derviş hücreleri bulunuyor. Derviş hücrelerinde ney, el yazması eserler, tesbihler, Dervişlerin kıyafetleri ve Dervişlerin birer kopyaları var. Avlunun ortasında Şeb-i Aruz havuzu var. Mevlana Türbesi'nin bulunduğu yere girdiğinizde o mistik ortam sizi de sarıyor. İçeride bir çok sanduka var. Bunlardan biri Mevlana'ya ait. Türbede Mevlana’nın ünlü mesnevisi, dünyanın en küçük Kuran-ı Kerim’i, ortada bir Sakal-ı Şerif  sergileniyor.

Mevlana Türbesi'nden sonra İstikal Harbi Şehitleri Anıtı'nı ve müzesini ziyaret ettik. Müze, Kurtuluş Savaşı ve savaş yıllarını anlatan özel maket ve figürlerden oluşmakta olup, girişte şehit düşen askerlerinin isim listesi de yer almaktadır. Kitap kurdu olarak Konya'nın meşhur rampalı çarşısını da dolaşmadan edemedik. İsmini katlar arasındaki yokuştan alan bu çarşı Konya'da öğrencilerin kitap almak için uğradığı merkez. Sanırım Konya gibi dümdüz bir şehrin tek tepesi olan Alaaddin Tepesi'ne de çıktık. Burada Alaaddin Camii'ni ziyaret ettik. 8 Anadolu Selçuklu Sultanı burada gömülü.

Konya'da en çok merak ettiğim ikinci yer olan Şemsi Tebriz türbesi Mevlana Türbesi'ne göre daha küçük ve insan yoğunluğu daha az. Türbe, Şems Parkı içerisinde yer almaktadır.

Gezimizin sonuna yaklaştığımız saatler de Etnografya Müzesi yanındaki Anadolu Selçuklu Devleti vezirlerinden Sahip Ata Cami ve Külliyesi'ni de gezdik. Burada çeşitli cami ve mescitlerden getirilen tarihi eser niteliği kazanmış halı ve kilim örnekleri, el yazması Kur'an-ı Kerimler, kitaplar, şamdanlar, sancak, sakal-ı şerif ,çini parçaları, kapılardan  örnekler sergilenmektedir. Buradan ayrılıp İnce Minare Camisi'ne doğru yol aldık. İnce Minare'de tadilat çalışmaları olduğu için sadece dıştan görebildik. Son durağımız Karatay Medresesi oldu. Bu yapı da Selçuklu dönemine ait ve bu dönemde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere inşa edilmiştir.

Konya'ya gidip de Konya'ya has lezzetlerden tatmamak olmazdı. Konya'nın meşhur etli ekmeği, bamya çorbası ve fırın kebabını kesinlikle tavsiye ediyorum. Şehir içinde birçok yerde satılan Konya şekerinden de satın alabilirsiniz.