Osmanlı'ya vezir yetiştirmesiyle ünlü şehir Travnik'e gelmek için Saraybosna'dan Ilıca yönünde devam ederken Zenice yoluna sapıyoruz. Yaklaşık 89 km uzaklıktaki yolun çoğu virajlı... Bir tarafta dereler şırıl şırıl akarken, bir tarafta yeşile bürünmüş bir yaşamı barındıran yerleşim yerlerini de görebiliyoruz.
Yoldan hiç sapmadan bir süre sonra otobana yöneliyoruz. Otoban iki şeritli biraz daha hızlı gitmemizi sağlıyor. Uzunca bir süre otobanda Zenice yönüne devam ederken son 25 km’de otobandan Travnik'e ayrılıyoruz. Buradan sonra bizi bekleyen virajlı yollar tekrar kucak açıp sarıyor.
Yer yer yerleşimlerden geçerek 2-3 katlı birbirinin benzeri evlerin oluşturduğu yaşamın içinden yaklaşık yarım saat akıp gidiyoruz ve sonunda bir anda sağda yükselen kalesi, eski mimarisi ve solda yeni yükselen yapılarıyla Travnik'in tam kucağına düşüyoruz.
Travnik, köftesi ve kahvesiyle meşhur. Aynı zamanda Osmanlı'ya en fazla vezir yetiştiren şehir... Kısaca çoğu vezirin de memleketi. Aşağıda güzel bir köfte (cevabi) yenildikten sonra üstüne güzel bir Türk kahvesi içilince yolun üstünde yer alan, her taraftan görülebilen kaleye tırmanıyoruz. Kaleye giriş ücretli ve kişi başı 2 KM. Bir de elimize tutuşturulan broşürle içeriye giriyoruz.
İçerideki manzara başka! Bütün Travnik'i gözler önüne seriyor. Ara sıra yükselen camiler araya sıkışmış mezarlıklar, iki ya da üç katlı evler sıra sıra tepelere dizilirken, düzlükte çok katlı binalarda dikkati çekecek nitelikte, hepsi bir bütünü tamamlıyor.
Kalenin kafesinde saatlerce oturup yandan akan suyun sesiyle çayımızı da yudumlamakta bir ayrıcalık sunuyor.
Saraybosna'ya gelmeden önce konusu bu bölgede geçen ünlü Nobel ödüllü yazar İvo Andriç'in de memleketi Travnik. Doğduğu ev müze olarak hizmet veriyor. Bunu duyar duymaz ilk soluğu orada alıyorum. Dirına Köprüsü'nü tekrar yaşamanın canlı tanıklığını yapıyorum.
Geriye kalan vaktimizi ana yolun kenarındaki şelalenin etrafına dizili kafede oturup bir Türk kahvesi ile geçiriyoruz (kahve inanılmaz ucuz 1KM).
Tepede büyük bir alana yayılan kampüsüyle de üniversite birçok gencin eğitim alanı... Yer yer restoran ya da kafelerde üniversiteli gençlere de rastlıyoruz. Bizden giden ve burada eğitimine devam eden birçok öğrenci mevcut. Geldiğimizde yabancılık çekmediğimiz bölgeden günün bitimiyle ayrılıyoruz. Virajlı, yeşille kucaklaşmış yollar bizi çağırıyor...