Orta Amerika’da yer alan Panama, Kosta Rika ile Kolombiya arasında yer alan bir ülke. Ülkenin toplam nüfusu yaklaşık 3.7 milyon kişidir. Başkenti, ülke ile aynı adı taşıyan Panama şehridir.
Bizim Panama şehrine varışımız akşam geç saatlerde oldu. Ancak kentin gece görüntüsü de oldukça göz kamaştırıcı.
Panama Şehri, Panama Cumhuriyeti’nin başkenti olmasının yanı sıra en büyük kenti. Kent çevre yerleşimleri ile birlikte yaklaşık 1,3 milyon kişiye ev sahipliği yapmaktadır.
Kentin en büyük özelliği Büyük Okyanus ile Atlas Okyanusunu birleştiren Panama kanalını Büyük Okyanusu girişinde yer almasıdır.
Panama kanalı 1913 yılında tamamlanmış. İlk olarak inşaata Fransız'lar başlamış 10 yıl kadar sonra Fransız şirket iflas edince kanalı Amerikalılar tamamlamış. Panama kanalı öyle dümdüz bir satıh üzerine kazılmış İstanbul boğazı gibi gemilerin transit geçebileceği bir yer değil, içinde bir havuz sistemi barındırıyor.
Bunun nedeni de Pasifik ve Atlas okyanusu arasında kot farkı olması. İki okyanus aynı yükseklikte değiller. Ben ordayken şansıma bir gemi de havuz sistemini kullanarak geçiş yaptı…
77 kilometre uzunluğundaki kanalın yapımı sırasında salgın hastalıklardan toprak kaymalarına kadar pek çok olumsuzluk yaşanmış ve yapım süresince 27.500 kanal çalışanı hayatını yitirmiş.
Kanaldan her sene 14.000’in üzerinde gemi geçiyor ve 203 milyon tonun üzerinde yük taşınıyormuş.
Bir mühendislik harikası olarak nitelendirilen kanal dünyanın en pahalı kanalı olup, kanal boyunca yolculuk yaklaşık 9 saat sürmektedir.
Son yıllarda Amerikalı emekliler tarafından da çok tercih edilen kent nüfus olarak kalabalık olsa da, çok geniş bir alana yayılmamış. Genellikle dikine yerleşim hakim. Bu yüzden gezmek çok kolay.
Saat başı kalkan "Hop On Hop Off" denen otobüslerle şehir turu atabilir, tam günlük bilet alırsanız istediğiniz durakta inip yine istediğiniz duraktan defalarca binebilirsiniz…
Oldukça temiz ve düzenli bir kent olan Panama City’de bisiklet kullanımı da bir hayli yaygın. Kent içinde toplu ulaşımda kullanılan otobüsler ise çok süslü. Hatta bazıları Hindistan'dakileri aratmayacak kadar süslüler…
Her gezinin de maalesef bir sonu oluyor. Son puro, son bira ve Panama'ya veda…