Orta Amerika'nın En Zengin Ülkesi: Panama

Kosta Rika ile Kolombiya arasında kalan, kuzeyden Karayip Denizi’ne güneyden Pasifik Okyanusu’na komşu küçük bir ülke Panama. Orta Amerika’nın en zengin ülkesi olan Panama’nın yerel dildeki anlamı ise “balık, ağaç, kelebek bolluğu”.

Yaklaşık 3,6 milyon kişinin yaşadığı ülkenin başkenti, ülke ile aynı adı taşıyor: Panama City. Toplam nüfusun ise dörtte biri başkent Panama City’de yaşıyor.

77.200 km2 yüzölçümüne sahip olan ülkenin uzunluğu yaklaşık 670 km. Genişliği ise en dar yerinde 51 km, en geniş yerinde 81 km. Yani Panama öyle bir ülke ki 1-1,5 saat içerisinde hem Karayiplerde hem de Pasifik Okyanusu’nda denize girebilirsiniz.

Panama adını dünyaya Panama Kanalı ile duyurmuş bir ülke. Panama Kanalı tüm dünyadaki deniz ulaşımını ve ticaretini etkileyen bir proje. Panama Kanalı’nın inşası 1880 yılında Panama, Kolombiya topraklarının bir parçası olduğu dönemde başlamış ve 1914 senesine kadar devam etmiş. Ancak ABD, Panama’da böyle büyük bir projenin başladığını öğrenince kanal üzerinde söz sahibi olabilmek için Panama’da iç savaşı tetikleyerek Panama’nın Kolombiya’dan ayrılmasına sebep olmuş. Panama Kolombiya’dan ayrıldığı gibi de kanalın inşasını ABD devralmış. 77 km uzunluğundaki kanal resmi olarak 15 Ağustos 1914’te ticari gemilere açılmış ve ilk kez o gün Panama kanalından bir gemi geçmiş.

Ancak kanalın kontrolü Amerika’ya verilmiş. Kanal ve kanal çevresindeki 10 millik alan tamamen Amerika hâkimiyetindeymiş. Uzun bir süre kanalın tek söz sahibi ABD iken tüm hakları ile birlikte kanalı 1979 senesinde Panama’ya devretmiş ta ki 1989 senesine kadar. 1989 senesinde ABD hükümeti Panama’ya demokrasi getirme bahanesi ile tam 11 sene ülkeyi işgal etmiş. 2000 senesinde yapılan yeni anlaşma ile Panama’dan çekilmiş. Şu an kanal tamamen Panama devletinin kontrolünde.

34 sene süren kanal yapım çalışmalarında 80.000 civarında işçi çalışmış. Ancak bunlardan kimi kaynaklara göre 27.500’ü kimi kaynaklara göre 30.000’i çeşitli hastalıklar ve kazalar neticesinde hayatlarını kaybetmişlerdir. Kanalı görmeye gittiğinizde kanalın yapımını anlatan müzeyi mutlaka ziyaret edin. Müzenin çıkışında bir bilgisayar ekranı var. Bu ekrana kendi adınız ve soyadınızı giriyorsunuz. Bilgisayar da size Panama kanalı yapımında çalışan bir akrabanız olup olmadığını söylüyor. Çünkü kanal yapımı sırasında Filipinler’den hindistan’a Afrika’dan Endonezya’ya kadar pek çok yerden işçi getirilmiş ve kanal yapımı sırasında büyük bir çoğunluğu vefat etmiş. Vefat eden tüm kişileri burada listelemişler ki gelen ziyaretçiler akrabalarını bulabilsinler. Bizim akrabamız çıkmadı. Ama Panama’da bize rehberlik eden Suzy’nin büyükbabası bu listedeydi.

Günümüzde tüm ülke ekonomisinin üçte birini Panama Kanalı oluşturuyor. En merak edilen konulardan biri ise kanalda hangi denizin hangisine karıştığı… Panama kanalı, Karayip Denizi’nden Pasifik Okyanusu’na doğru akıyor.

Her sene kanaldan geçen gemi sayısı 14.000’den fazla. Kanaldan geçiş ise Karayip ve Pasifik tarafında yükseklik farkı olduğundan havuz sistemi ile gerçekleştiriliyor. Bu nedenle kanal geçişi toplam 9 saat sürüyor.

Panama aynı zamanda Kuzey ve Güney Amerika’yı birbirine bağlayan bir geçit konumunda. Dünyada en fazla offshore kayıtlı şirkete ev sahipliği yapan ülke Hong Kong, ikincisi ise Panama.

Panama’yı ilk olarak 1501 senesinde İspanyol Rodrigo de Bastidas keşfetmiş. Ancak 1502 senesinde Kristof Kolomb Panama kıyılarına gelip, buralara yerleşmiş. 1503’te ise Kolomb Karayipler’den güneye inerek bugünkü Panama kanalının olduğu bölgeye ulaşır. Burası Karayipler ile Pasifik Okyanusu arasında 70 km olan yer.  Ancak Kolomb daha da güneye inmediği için Pasifik Okyanusunu bulamamış. Pasifik Okyanusu’na ulaşan kişi 1510 senesinde Vasco Nunez Balboa olmuş. Ve adı günümüzde Panama’nın para birimi olarak kullanılıyor, Panama Balboası. Gerçi artık Panama’da Balboa’dan çok ABD Doları geçerli. 1 Panama Balboası 1 Amerikan doları ile eş değer.

Panama’nın pek çok farklı özelliği var. Mesela dünya üzerinde halen çalışmakta olan en eski tren yolu günümüzde Panama City ve Colon şehirleri arasında faaliyet gösteriyor.

Ülkede ordu yok. Bu anlamda dünya üzerinde ordusu olmayan nadir ülkelerden biri. Sadece Panama Halk Gücü denilen bir oluşum ülkeyi koruyor.

Başkent Panama City, Panama Kanalı’nın Pasifik Okyanusu girişinde bulunmaktadır. Burası merkez sınırları içinde yağmur ormanları olan tek başkent.

PANAMA’DA NERELERİ MUTLAKA GEZMELİ?

Bocas Del Toro:

“Boğanın ağzı” anlamına gelen Bocas del Toro, bir bölümü ana karada olmak üzere 9 adayı kapsayan bir bölge. Burada Bocas del Toro adalar grubu, Almirante Körfezi, Chirqui Lagünü gezilebilir. Bölgenin merkezi Colon Adası üzerindeki Bocas Del Toro kasabası. Bölgenin nüfusu 130.000 kişi civarında.

Burada adalar arası tur yapmak çok popüler. Özellikle Isla Bastimientos suya doğru eğilmiş palmiyeleri, hindistancevizi ağaçları ve bembeyaz kumsalları ile çok cezbedici.

Boquete:

Deniz seviyesinden 1200 metre yükseklikte yer alan Boquete, kahve üretimi ile meşhur. Çilek ve portakal üretiminde de oldukça iddialılar. İklimi, içme suyu, tertemiz havası ve huzur dolu yaşamı nedeniyle sadece ülke içinden değil Amerika ve Avrupa’dan da göç alıyor. Yaklaşık 20.000 kişinin yaşadığı bu bölgede nüfusun % 14’ü Amerika ya da Avrupalı. Şehrin içinden Caldera Nehri geçiyor.

Yılda iki önemli etkinlik var. Biri Çiçek Festivali (Ocak) diğeri ise Kahve Festivali (Mayıs). Bunun dışında çok sık caz konserleri düzenleniyor.

Burada Cafe Ruiz fabrikasını gezerek kahve kurutma yöntemini görebilirsiniz. Meşhur Quetzal kuşunu görmek için Boquete dağında safari yapmak da bir diğer etkinlik.

Volcan Baro:

Boquete’ye çok yakın konumdaki Volcan Baro sönmüş bir volkandır. Baru Volkanı 3.474 metre yüksekliği ile Panama’nın en yüksek yeri olduğundan buradan hem Karayipler ve hem de Pasifik Okyanusu görülebilir. Volkanın eteklerinde çok pahalı ve değerli olan “geyşa” kahvesi yetiştirilir. Volkanın zirvesi oldukça dik olduğundan tepesine çıkmak çok güçtür. 1976’de Milli Park olarak ilan edilen bölgede 250 çeşit kuş çeşidi de bulunuyor.

David City:

Asıl adı San Jose de David. Panama’nın 3. büyük kenti olan David City 1602’de Corndillera de Talamanca dağ eteklerinde ve David Nehri üzerinde kurulmuştur. Şehrin en büyük özelliği; adım başı karşınıza çıkan gümrüksüz parfüm mağazaları.

Panama City:

Pasifik Okyanusu girişinde yer alan kent Pedro Arias de Avila tarafından 1519 senesinde kurulmuştur. Burada mutlaka görülmesi gereken yer şüphesiz ki Panama Kanalı’dır.

Şehirde İspanyolların yerleştiği ilk bölge olan Eski Limanı (CASCO VİEJO) oldukça turistik bir noktadır.

Kentin liman bölgesinde oldukça fazla gökdelen yer alıyor.

Isla del Rey:

Panama körfezi içinde 225 adadan oluşan Pearl adalar grubunun en büyük adası. 234 km2’lik bir alana kurulmuş olan adada yaklaşık 2000 kişi yaşıyor. Bu ada da ilk olarak 1513 senesinde Balboa tarafından keşfedilmiş. Adanın merkez yerleşimine San Miguel deniliyor. Burası şelaleleri ve doğal kaynakları ile yemyeşil bir ada.

Isla Coiba:

Bu ada şnorkelle yüzmek, dalmak ve sörf yapmak için ideal. 503 km2 alana sahip olan ada, Pasifik kıyısında yer alan Orta Amerika’nın en büyük adası. Burası zamanında cezaevi olarak kullanılmış.1919’da yapılan cezaevi 2004 yılında kapatılmış ve günümüzde burada mahkumların hayaletlerinin dolaştığına inanıyorlar. % 75’i ormanlarla kaplı olan ada 2006 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmiş ve milli park unvanını almış. Coiba’da 760 çeşit balık, 33 çeşit balina ve yunus, 20’nin üzerinde kuş çeşidi var.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni