Ben Prag seyahatime Viyana'dan otobüsle başladım. Viyana-Prag arası otobüsle yaklaşık 6 saat sürüyor. Avusturya sınırını geçtikten sonra otoban yapısı ve zemin bozulsa da yeşillikler arasında yolculuk oldukça keyifli. Çek Cumhuriyeti eski bir doğu bloğu ülkesi olduğu için yolun bu kısmı Sovyet döneminden kalma. Prag, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti ve şehirde yaklaşık 1,5 milyon kişi yaşıyor.
Prag'da Ulaşım: Şehir içi ulaşım çok gelişmiş ama zaten çok ihtiyaç duymayacaksınız derim. Çünkü gezilecek yerler yürüme mesafesinde diyebilirim. Ama yok ben yürümem arkadaş diyorsanız şehrin her yerinde göreceğiniz turist danışma noktalarından alacağınız metro ve otobüs hatları haritası ile gitmek istediğiniz yere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. 30 dakikaya da saatlik, günlük haftalık biletler alabilirsiniz. Bu arada Prag'da para olarak Kron kullanılıyor ve adım başı döviz bürosu var. Uyarı bazıları komisyon alıyor, pazarlık yapmayı unutmayın : ) Günlük bilet 110 Kron. Bir hatırlatma da kimse bilet kontrolü yapmıyor diye bilet almamazlık yapmayın ani olarak kontrol memurları ortaya çıkabiliyor. Biletinizi aldıktan sonra otobüs ya da tramvaylardaki sarı makinelerden birinde geçerli hale getirmelisiniz.
Prag'da Gezilecek Yerler
Prag Kalesi: Prag'ın en önemli turistik yerlerinden biri olan kale 70.000 metrekarelik bir alana kurulmuş Avrupa tarihine ışık tutan önemli bir yapıdır. Kale içerisinde gotik Saint Vitus Katedrali, bir manastır, birçok kule ve sarayın kanatları bulunmakta. Prag Kalesi, hiç şüphesiz ki şehrin en çok ziyaret edilen yeri. 880 yılında Prens Borivoj tarafından kurulan kale, Vltava Nehri’nin sol kısmında bir tepe üstüne kurulmuş ve tüm şehre hakim konumda.
Old Town: Prag’ın kalbi sayılabilecek bir yer olan eski şehir merkezi görülmesi gereken yerlerden biri. Hatta o kadar güzel ki UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmış. Buraya kaleden çıktıktan sonra büyük turist kafilelerini izleyerek ulaşabilirsiniz. Yolunuzun üzerinde Vltava Nehri üzerinde yer alan Charles Köprüsü'nden geçeceksiniz. Şehirde her yer buraya göre tarif ediliyor diyebilirim.
Astronomik Saat: Prag’ın olmazsa olmazı mutlaka görülmesi gereken saat kulesi. Turistler tarafından her saat başı ilgiyle izlenen kule hakkında bir çok hikaye var. Ama son yapılan araştırmalar 1410 yılında Mikulas of Kadan tarafından yapıldığı olmuş. Üzerinde ki çeşitli figürler, burçları gösteren daire saati gerçekten ilginç kılıyor. Her saat başı harekete geçen Azizler kısa süreli animasyon şov yapması gerçekten ilginç. Saatin üzerinde bulunan figürler ise anlamları ile ilgi çekiyor. Elinde ayna tutan figür kendini beğenmişliği, elinde altın kase tutan Yahudi açgözlülüğü ve faizciliği, iskelet ölümü, mandolin çalan şark kıyafetli Osmanlı ise keyfi ve eğlenceyi sembolize ediyormuş : ) Ayrıca Astronomik Saat'in kulesine çıkabilir şehri buradan izleyebilirsiniz. Bilet 110 Kron. Her saat başı kameranızı hazırlayın ve bu birkaç dakikalık şovu izleyin.
Charles Bridge: Prag’ın en meşhur köprüsü. Defalarca tamir edilmiş onarılmış ve savaşlardan sonra yıkılmış olmasına rağmen bugün şehrin önemli sembollerinden. Roma İmparatoru Charles IV 14. yüzyılda Charles Bridge’i inşa ettirmiş. Köprünün iki çıkışında kuleler bulunmaktadır. Old Town Bridge Tower, Petr Parler tarafından yapılmıştır. Üstünde Charles IV, Wenceslas IV, St. Procopius, St. Sigismund ve St. Vitus’un heykelleri bulunmakta. Köprü üzerinde Prag Belediyesi tarafından izin verilmiş birçok fakir dilenci görebilirsiniz. Bunlar tıpkı Orta Çağ'daki gibi dizlerinin üzerinde secde edercesine kafalarını kaldırmadan dilenmekteler.
St. Vitus Cathedral: Prag’daki en önemli ve en büyük kiliselerden biridir. Prag Kalesi içerisinde bulunan katedral, eski Prag krallarının mezar yeri olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca Çek kraliyet ailesine ait mücevher ve hazinelerin bir kısmı da burada saklanmaktaymış. Birinci kısım ziyareti ücretsiz ancak iç kısımlar için bilet almak zorundasınız. Katedral inşası 13. yüzyılda başlanmış ancak 19. yüzyılda tamamlanabilmiş. Yapımı en uzun süren katedrallerden biri olarak biliniyormuş.
Dancing House: Prag’ın sembol yapılarından biri de burası. Aslında bir ofis binası. 1997 yılında Vlado Milunic ve FrankGehry iş birliği ile inşa edilmiş. Dancing House dans eden iki tane insan figürü şeklinde yapılmış bir bina ve şehre ayrı bir hava katmış. Eski şehir merkezinden çıktıktan sonra Charles Köprüsü'ne gidin ve nehri takip ederek sola dönün yaklaşık 10 dk yürüdükten sonra binaları göreceksiniz eğer kaybolursanız birine sorun mutlaka yardımcı olurlar.
St. Nicholas Church: Old Town’da yer alan bir başka kilise. Prag’da birçok önemli yapı bulunmakta fakat bu kilisenin freskleri bence görülmeye değer.
Prag Hayvanat Bahçesi: Prag'da eğer çocukluysanız yine tercih edeceğiniz bir yer de burası. Ama Berlin'deki ziyaretimizden sonra artık hayvanat bahçesi gezmemeye karar verdik çünkü ne kadar iyi bakılırsa bakılsınlar o hayvanların doğal yaşam alanlarında olması gerektiğine inanıyorum. Tabi tercih sizin yine metro haritasında rahatça bulacağınız bir yer.
Kafka Müzesi: Prag deyince ilk akla gelen dünyaca ünlü edebiyatçı tabi ki Franz Kafka. Eğer edebiyata okumaya meraklıysanız burasını ziyaret etmelisiniz. Prag Kalesi'nden eski şehir merkezine doğru yürürken Charles Köprüsü'ne gelmeden hemen nehir kenarında bulacağınız müze Kafka’nın yaşam öyküsüne dair izler taşımakta. Kafka’nın doğduğu gerçek ev yandığından, günümüzde kalan sadece etkileyici bir benzeri. Evin yan tarafında bulunan tabelada FRANZ KAFKA 3 Temmuz 1883’te BURADA DOĞDU yazmaktadır. Ayrıca avludan girince yine aynı adla bir kafe karşınıza çıkıyor.
En Dar Sokak: Kafka Müzesi yakınında bulunan bu ilginç yer bizim çok hoşumuza gitti. Turistlerin inci gibi dizilip bir sokağa girdiğini görüyoruz. Praglıların dünyanın en dar sokağı olduğunu iddia ediyorlar bu yolda iki kişinin yan yana yürümesi imkânsız. Hatta sokağın başına ve sonuna trafik lambaları yerleştirilmiş. Yukarıdan gelen düğmeye basınca geçiş üstünlüğü kendisine oluyor. Bu durumda sokağın diğer ucundaki için kırmızı yanıyor ve beklemeye başlıyorsunuz.
Prag'da Yeme-İçme: Çek mutfağında yoğun olarak domuz eti tüketiliyor siparişlerinizi vermeden bu ayrıntıya dikkat edin derim. Bunun dışında Macaristan'da tadını daha çok sevdiğim Gulaş çorbası meşhur yemeklerinden. Kahvaltı kültürü maalesef vasat. Gulaş çorbası bildiğimiz etli patates yemeği aslında ama etin lezzeti güzel. Geyik etinden yapılanı bulmaya çalışın. Çünkü dana etinden yapılanı da var. Bunun dışında güzel pizza yapıyorlar. Onun dışında Old Town'da bulduğumuz Bodrum dönercisi Prag'da kaldığımız sürece uğrak noktamız oldu diyebilirim. Tabi alternatifleriniz arasında fast food da var. İçme konusunda söylenecek tek kelime bira. Çek biraları gerçekten çok lezzetli ve meşhur. Ufleku çek birası üretim sunum yeri olarak önerebilirim. Çeşitli bira markalarını tercih edin. Çünkü burası bira cenneti. Ayrıca Çeklerin yerel içkisi Becherovka farklı bir içki olarak karşınıza çıkıyor.