Moritanya ismini ilk duyduğumda haritada gösteremeyecek kadar tanımasam da bu ülkeyi, geçici görevlendirme ile oraya gitme teklifi sunduklarında hiç düşünmeden kabul ettim. Kuzeybatı Afrika'da bulunan eski Fransız sömürgesi bu ülke pek popüler olmasa da gezginlerin ve benim gibi iş amaçlı gidenlerin uğradığı noktalardan biri.
Moritanya'ya İstanbul dan direkt uçuşla başkent Novakşat'dan (Nouakchott) ulaşabilirsiniz. Her ne kadar vize uygulaması olsa da vizenizi kapıda 120 Euro karşılığı alabilirsiniz. Ayrıca valizinizi polisten almak için de ortalama 10 Euro rüşvet için ayırmanız gerekmektedir.
Havaalanından şehir merkezine doğru giderken başkentin tamamen düz, çoraktan da öte çöl bir zeminin üzerinde olduğu hemen anlaşılmaktadır. Berberi dilinde 'Rüzgarlar Diyarı' anlamına gelen Nouakchott'ta rüzgarla gelen tozlar ilk başta rahatsız edebilir. Merkeze vardığımızda ilk yapmamız gereken iş döviz bozarak yerel para olan 'Ugiya' almak olmalı. Bu da Markale denilen şehrin pazar yerindeki döviz bürolarından yapabiliriz. Yalnız dikkatli olmakta ve imkanımız varsa tanıdık, yerel biriyle gitmekte fayda var. Turist olduğunuzu anlayan bir kalabalık sizi dükkanınıza sokmak, bir şeyler satmak veya dilenmek için hiç vakit kaybetmeden etrafınızı saracaktır.
Paramızı da bozduğumuza göre vakit kaybetmeden şehri keşfedelim.
Nouakchott Gezilecek Yerler
Öncelikle şehrin en güzel yeri olan sahile 'Cite Plage'a giderek denizin ve kumun tadını çıkabiliriz. Yılın büyük bir bölümünde denize girebilir ya da kumsalın tadını çıkarabiliriz. Tabiri yerindeyse el değmemiş bakir ve uzun bir kıyı şeridine sahip şehir. Bir-iki salaş tesis ve sayısı on-on beşi geçemeyecek sayıda palmiye yapraklarından yapılmış şemsiye yer alıyor sadece. Ama yüzerken dikkatli olmalıyız. Atlas Okyanusu'nda yüzmenin tadını çıkarken güçlü akıntılara yakalanma şansımız çok yüksek.
İyi bir deniz sefasından her mide güzel yemekleri hak eder. Okyanusa kıyısı olan bu şehirde deniz ürünlerinin tadına bakmamak olmaz. Benim yaptığım gibi hemen kıyıdaki salaş tesiste de yemeğinizi yiyebilirsiniz ya da kıyının diğer ucundaki limandaki restoranları da deneyebilirsiniz.
Yalnız gideceğiniz yeri şeçerken dikkatli olmanız da fayda var. Hijyen sıkıntısı genel olarak her yer de mevcut. Hijyen demişken dipnot olarak sivrisinekleri unutmadan eklemeliyim. Maalesef ülkede Malerya ve Dengue hastalıkları mevcut. Özellikle yağmurların olduğu ağustos ve eylül aylarında sayısı artan sivrisineklerle beraber bu hastalığın görülme vakaları da artıyor.
Deniz dışında şehrin dışındaki çöle gidip günlük safari turlarına katılabilirsiniz. Sosyal yaşam konusunda biraz kısıtlı olan ülke de gece hayatı yok denecek kadar az. İslam Cumhuriyeti ile yönetilen Moritanya'da yasal olarak gece kulübü, bar ve diskolar bulunmamakla birlikte, alkol de anayasayla yasaklanmıştır. Alkolü sadece kaçak olarak temin edebilirsiniz ve bir bira için en az 10 Doları gözden çıkarmanız gerekmektedir. Ayrıca kendine has bir iki illegal diskosu bulunmaktadır. Yalnız oraya giderken dikkatli olmanız gerekmekte. Polise yakalandığınız ya da ihbar edildiğiniz zaman dışarı çıkmak için 1000 Dolar civarında bir para ödemeniz ya da hapis cezası çekmeniz gerekir.
Genel olarak turistik anlamda pek bir tatil ülkesi olmasa da gezmek ve kültürel arası etkileşim anlamında iyi bir deneyim olabilir. Moritanya'da geçirdiğim iki hafta süresinde çalışmadığım zamanlar da elimden geldiğince gezme ve yeni insanlarla tanışma fırsatım oldu. Yeni kültürleri keşfetme açısından iyi bir deneyimdi benim için. Ayrıca dikkatimi çeken diğer durumda hiç güvenlik sıkıntısıyla karşılaşmamam oldu. Başlarda biraz ön yargılı olsam da geçirdiğim zaman diliminde insanların gece geç saatlerde bile alışveriş yaptığı, sokaklarda oturduğu, kimsenin kimseye karışmadığını görünce bütün düşüncelerim değişti. Son olarak her ne kadar hijyenik ve turistik bir ülke olmasa da gezme fırsatınız varsa es geçmeyin derim.
