Türk Havayolları ile 27 Temmuz 2014 tarihinde Saraybosna'ya geldim. Yolculuk fena değildi ancak Bosna sınırına girildiğinde hafif türbülans oluyormuş ve normalmiş. Endişelenecek hiçbir şey yok. Havaalanı oldukça küçük. Hatta sadece tek bir bavul bandı mevcuttu.
Şehir oldukça kolay. Kaybolmanıza imkan yok. Tek bir cadde var ve nehri takip ettiğiniz sürece Başçarşı'ya ulaşıyorsunuz. Başçarşı'nın başlangıç noktasında tarihi "Sebil" var. Oradan devam ettiğinizde bütün önemli tarihi eserler karşınıza çıkıyor. Başçarşı devamında Ferhadiye Caddesi var. Ama siz bu iki caddenin arasındaki farkı, yerdeki taşlardan ancak ayırt edebilirsiniz.
Başçarşı çok turistik bir yer. Sağlı sollu hediyelikçiler ve bir sürü yiyecek alternatifi var. Başçarşı'dan başlayıp Ferhadiye Caddesi'ni tamamladığınızda savaşta ölenlerin anısına yapılmış olan sonsuz ateş "eternal flame"e ulaşıyorsunuz. Tam bu noktada bir otel girişi göreceksiniz; "Otel Hecca". Mutlaka otelin kafesine çıkın ve kendinize Türk kahvesi ile lokum söyleyin ve bütün şehri panoramik olarak fotoğraflayın.
Eternal Flame Anıtı'nı arkada bırakıp ana caddeden devam ettiğinizde şehrin daha sonradan yapılmış yapılarıyla karşılaşacaksınız. Bunların arasında en iyi fark edecekleriniz; alışveriş merkezleri ve içinde al-jazeera'nin de yer aldığı iş merkezi kuleler. Alışveriş merkezlerinde çok farklı birşey yok, bildiğimiz dünya markaları. Kadınlar için sadece şunu belirtmeliyim; bizdeki "Watsons" ya da "Gratis" ayarı bir Alman zinciri var "DM" diye ve ucuz kozmetik günlük bakım taşımaya üşenmezseniz alınabilir.
Müzelerin çoğu tadilat nedeniyle kapalı. Açık olan bir tane vardı; "Historijski Museum", tavsiye ederim. Bosna'da yaşanan dramı fotograflar ve o günden kalan eşyalarla sergiliyorlar.
Bosna'da çok sayıda kilise ve bir o kadar da cami var. Hepsini gezmek mümkün değil ama asıl olanlar zaten göze çarpıyor.
Nehrin kenarında yürüyüş yapma fırsatı yaratabilirseniz şehrin siluetini fotoğraflamanız hoş olacaktır. Bu yol üzerindeki "City Hall" ya da eski kütüphane binası mutlaka dikkatinizi çekecektir. Bununla ilgili ilginç bir hikaye duydum ve bunu da paylaşmak istiyorum. Çok çok eskiden bu "City Hall" binasının yerinde bir ev varmış. Ama devlet buraya city hall yapmaya karar vermiş ve devletin adamları bu eve gelip adamın evini satın almak istemişler fakat adam inatçı ve kesinlikle satmıyor. "Benim evimi para ile satın alamazsınız" diyor. Sonunda adama sormuşlar "peki ne istersin?" diye. Adamın tek bir şartı varmış; " Nehrin karşı tarafına tam simetrisine benim evimin aynısını inşa ederseniz olur" demiş. Bugün gittiğinizde City Hall'un tam karşısında "Inat House" göreceksiniz. İşte hikayesi de bu...
Eğer fazladan bir gün ayırma şansınız varsa mutlaka Mostar'a gidin ve sabah gidip, akşam dönün; orada bir günü dolu dolu geçirin.
Yine bizim gibi Saraybosna'dan Belgrad'a gitmek gibi bir programınız var ise bunun içinde küçük bir ipucu; gerek Mostar'a gerekse Belgrad'a gidebilmek için otobüs ve tren terminaline ulaşıp alternatifleri bulabilirsiniz. Buraya ulaşmak çok kolay; Tram 1'e binip son durakta inince her iki terminal de aynı yerde bulunuyor.
Aklınızda Bulunsun;
- Eğer bu tarafa yazın yolunuz düşecek olursa mutlaka şemsiye, yağmurluk ve yağmur geçirmeyen ayakkabı yanınıza alın. Yaz bile olsa 4 mevsim yaşanıyor ve sürekli sırt çantasında gün içinde yanınızda bulunduruyorsunuz.
- Bosna'da çay içmek çok da popüler bir davranış değil. Hatta çay siparişi verdiğinizde "Neyiniz var? Hasta mısınız?" gibi bir tavır ile karşılaşabilirsiniz. Yine de Saraybosna'da çok canınız çay çekerse Başçarşı'da bir han göreceksiniz, içinde bizim anladığımız şekilde çay servisi var.
- Bosna'da bira için ama sakın "Sarajevsko" içmeyin. Bosnalılar bile içmiyorlar ve hatta fabrikasının nasıl hala açık olduğuna inanamıyorlar.
- Başçarşı'da geziyorken mutlaka kuruyemişçilere uğrayın ve keyfinize göre bir şeyler tadın.
- Yemek ucuz ve porsiyonlar büyük. Özellikle "cevapcici" dedikleri köftenin porsiyonları gayet doyurucu. "Pekara" adı altında fırınlarda çok lezzetli börek ve hamur işi bulmak mümkün. Süpermarketlere de girin derim. Lezzetli atıştırmalıklar gün içinde işinize yarayabilir.
- Ülkede sigara çok ucuz o yüzden sakın freeshop'tan uğraşmayın. Türkiye'de 10 TL olan paket, burada 6 TL.
- Taksi kullanmayın ve zaten çok ihtiyacınız da olmuyor. Birçok yere yürüyebiliyorsunuz onun dışında tramvay da yeterli. Bileti kiosklardan ya da tram'in içinden almak mümkün. İllaki taksi kullanmanız gerekiyorsa "TA" plakalı olmasına dikkat edin.
- Alfabe ve yazıları anlamak kolay, acayip Türkçe kelime benzerliği var. "J" harfleri "Y" okunuyor. "Ç" harfi ters yazılıyor : )
- Gerek Saraybosna gerek Mostar'da Ziraat Bankası bulunuyor. Bunun yanı sıra birtakım Türk mağazalarını görmek de çok mümkün.
- Güzel fotograflar çekmek isterseniz gün batımında kale tarafına çıkın derim. Manzara ve ışık şahane oluyor.
- Eğer Bosna'ya bayram dönemi gittiyseniz "Tünel" kapalı oluyor bilginiz olsun.
- Mostar'a geçmek için otobüs gayet mantıklı ve ucuz. Yolculuk yaklaşık 2 saat ya da 2,5 saat sürüyor.
- Belgrad'a gidecekseniz otobüs yerine 7-8 kişilik shuttle tercih edin derim. Hem daha konforlu hem de aynı fiyat. Kişi başı 25 € . Bilgi almak için www.geatours.rs adresine bir göz atabilirsiniz.
