Tokyo İzlenimleri

https://gezimanya.com/tokyoBir kere gezme virüsü bulaştığı zaman habire rota planlamaya, uçak bileti bakmaya başlıyor insan. Balkanlar, Ortadoğu, Batı Avrupa, Doğu Avrupa, Baltık, Güney Amerika derken ne zamandan beri aklımdaydı aslında Uzak Doğu. Biraz daha maliyetli olunca sonraya kaldı haliyle. Kısmet bu seneyeymiş.

Japonya, Uzak Doğu rotası için başlangıç için ideal bir ülke. Burası dünyanın tüm ülkelerinden başka bir yer. Kendi ruhu ve kendi ritmi olan bir ülke. Sadakatle bütünleşmiş bir ülke. Hiroşima felaketinden ders çıkartabilen bir ülke. Japonya açıklarında 1871'de batan Ertuğrul Firkateyni şehitlerimizi hala anan vefalı insanların ülkesi. Nazik ve kibar insanlar ülkesi. Go'nun milli oyun olduğu mantıklı ve güzel insanlar ülkesi. Kendi dillerinde "Nihon" veya "Nippon" olarak geçiyor Japonya. Çok homojen bir toplum. Herkes aynı tip. 1.60-1.65 boy (genç nesiller daha uzun), sarı saç ve yeşil göz görmek nerdeyse imkansız. Burası hakkında anlatılacak çok şey var daha. Japonya yazılarının hepsine www.fulltimehedonist.com dan ulaşabilirsiniz.

Japonya'da kesinlikle görmeniz gereken yerler 3 şehir; Tokyo, Hiroşima, Kyoto (Tokyo'daki harflerin yerini değiştirmişler, başka bir şehre vermişler resmen ya, İstanbul'un Buntasil olması gibi bir şey bu yani. Biraz daha zamanınız varsa Mount Fuji'ye de gidebilirsiniz.

486px-Japan_regions_map

Japonya'da görmeniz gereken ilk yer tabii ki de Tokyo. To (Doğu) ve Kyo (kent, şehir) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş burasının adı. 500 yıl öncesinin minik bir balıkçı köyü aslında Edo köyü. Sonrasında imparatorluğun büyüyüp gelişmesiyle büyük ve metropol “Tokyo” oluşmuş Tokyo devasa bir yer. Yüzölçümü olarak İstanbul'un aynısı ama getto bölgelerini de dahil ederseniz nüfus olarak İstanbul'un 2 katı, yanı 37 milyon.

Tokyo ve insanlar hakkında bazı ilginç bilgileri ve gözlemleri özet olarak yazıyorum burada:

- Taksiler temiz, güvenilir ve pahalı. Şoförlerin ellerinde beyaz eldivenler ve arabalarında beyaz danteller var.

- Düşündüğünüz gibi süper pahalı bir yer değil. Konaklama biraz pahalı sadece. Kapsül oteller gayet uygun Tokyo standartlarında. Geceliği 50-60 TL.

- İnternet kafelerde geceyi geçirip uyumak yaygın bir yöntemmiş.

- Yemekler çok lezzetli ve normal fiyatlarda. Siz de bizim gibi kendi ununuzu ve mayanızı getirirseniz hostellerde kendi ekmeğinizi yapabilirsiniz. Hostellerde gezginler için ekmek makineleri var. Yok şaka şaka. Sakin evden konserve vs. getirmeyin. Normal set bir menüyü 700-1000 Yen'e (15-20 TL’ye yiyebiliyorsunuz.)

- Sushi denemeden ayrılmayın. Set sushi menüleri var 1000-1500 Yen arasında. Kahvaltı için ideal : )

- Dünyanın en iyi sushi mekanı (ve herhalde en lezzetli olanı) Tokyo'da. Jiro'nun yerinde sadece 25 dakikanız var sushi yemek için. Aylar önce rezervasyon şart. En ucuz menü 30.000 Yen (650 TL falan).

- İnsanlar yemek yerken şapur şupur sesler çıkartıyor. Beğendiğini göstermenin bir yoluymuş bu.

- Uzay çağına ait tuvaletler kullanıyor insanlar burada. Kursu, sertifikası falan var mı acaba.

- “Yürürken sigara içmek yasak” diye bir şey okumuştum. Yok öyle bir şey. İçen insanlar gördüm.

- Ülkede bir uçurtma geleneği var. Çok bilinmiyor yabancılar tarafından ama sanata dökmüşler işi cidden. Hatta müzeleri bile var bu konuda.

- Lost in Translation filmini izleyip de her yer böyle mi demeyin. Öyle değil. Çok güzel buralar!

- Her yer temiz ve pak. İnsanlar çöpü yere atmıyor. Atacak yer bulamadıysa çantasına atıp evdeki çöpüne atıyor.

- Etrafınızda tanıdık karakterler var.

- 1900'lerde oluşmuş bir Fransız etkisi var şehirde. Patisserie ve kafeler her yerde.

- Toplu taşıma araçlarında telefonla konuşmak yasak. Bu gayet güzel bir şey. Bakınız "ekşi metrobüs yolculuğu".

- Kilolu Japon diye bir şey yok sanki ya. Çok az denilebilir. Genlerde böyle kodlanmış galiba.

- Tüketim çılgınlığı burayı da ele geçirmiş. Tüm mağazalar dolu. Hepsi de kalabalık. Giyimlerine çok dikkat ediyor insanlar. Güzel giyiniyorlar gerçekten de...

- Her olayı, her durumu temsil eden minik animeler her yerde =)

- Bizim televizyonlarda ana haber bültenlerinde gördüğümüz robot haberleri gerçekmiş. Acayip derecede hastalık bu robot olayı. Robot dövüşleri bilen var.

- Japonlar da bizim gibi eve girerken ayakkabıları çıkartıyorlar.

- Köpek sevgisi inanılmaz boyutta. Nedeni Hachiko çok büyük ihtimalle.

- Ojigi denilen öne eğilip selamlama hareketi çok yaygın. Sadece yaşlılar yapıyor diye bir şey okumuştum. Herkes yapıyor.

- Biz genelde origami (kağıt katlama sanatı) ve ikebanayı (çiçek düzenleme ve yetiştirme sanatı) biliyoruz ama her şeyin bir sanatı var burada. "Kirigami" kağıt kesme sanatı; "Kabuki" geleneksel tiyatro sanatı ve günümüzde Türkiyesinde çok kötü çağrışımlar yapsa da "Bonsai" aslında saksıda gerçek ağaçlar yetiştirme sanatı mesela. Bildiğin ladini, çamı falan saksıda yetiştiriyorlar burada.

- Karaokenin anavatanı. Şehirde birçok yerde karaoke yeri var. En ünlülerinden biri de Shijuku’daki Shidax.

- Açık yeşil gördüğünüz dondurmalar, kremler antep fıstığı değil, yeşil çay (Matcha). Matcha her yerde.

- Japonya’da insanlar her yerde her şey için sıra bekliyor. Bir lokanta gazeteye çıkmış ünlenmiş mesela 1 saat sıra bekleyip yine de giriyorlar.

- İnsanlar kendilerini güneşten korumak için şemsiye kullanıyorlar. Güneş gözlüğü kullanan sayısı çok az. Nedenini çözemedim.

- İlk defa bir ülkede tuvalet kâğıtlarını çöpe değil tuvalete atın uyarısı görüyorum =)

- Uyarılarda olumsuz işareti "X" ama olumlu işareti "O" işareti.Bizdeki gibi "√" değil.

- Ülkemizin güzel insanları dünyanın dört bir yanına gittikleri gibi hostele de gelmişler. Tarihe de not düşmüşler =)

- Restoranların çoğunda yemeklerin plastik olarak sergilenen halleri vitrinde sergileniyor. Herkes ne yediğini bilsin diye. Bu Kore'de böyle =)

- Japonya'da para üstünü verirken sizin gözünüzün önünde göstere göstere sayma adeti var. Parayı verirken de avuç içlerini açıp veriyorlar. Seremoni gibi hissediyorsunuz.

- Sokaklarda geleneksel kıyafetleri ile dolaşan insanlar var. Giydikleri kıyafetin ismi Yukata. Yukata da bir kimono türü.

- Hafta sonu dahil sokaklarda okul üniforması ile dolaşan insanlar var. Nedenini çözemedim hala.

- Japonya'da "Şerefe" derken "Kampe" demekte fayda var. "Chin chin" diye söyleyince kıkır kıkır gülmeye başlıyorlar =) Küçük cinsel organ anlamına geliyormuş da...

Bu yazıda Japonya ve Tokyo hakkındaki genel izlenimlerimi yazdım. Tokyo'da gezilecek yerler ayrı bir sayfada anlatılacak. Tokyo'da ulaşım, Tokyo'da gezilecek yerler, Tokyo'da görülmesi gereken yerler konularına http://www.fulltimehedonist.com/'dan da ulaşabilirsiniz.

Can Kazım Beyhan

Yazar Hakkında

Can Kazım Beyhan

http://www.fulltimehedonist.com/Belki de en zor işlerinden birisi insanin kendini tanımlaması, anlatması.Kısaca kendimi sürekli yeninin ve bilinm