İsfahan'dan sabah 07.00’de bindiğim Seiro sefer firmasının otobüsü ile 5 saatlik yolculuk sonrası Yezd şehrine vardım. Bilet için 12.000 Tümen (8.25 TL) ödedim. İlk gündüz otobüs yolculuğum olduğu için yol boyunca şehirleri ve köyleri gözlemleme fırsatı yakaladım. Yezd ülkenin orta güney kesimine kalan bir çöl şehri. Şehir İpek Yolu'nda olması sebebi ve dünyanın en eski şehirlerinden adlandırılması ile şehre olan bakışımı daha da önemli kıldı.
Burada diğer şehirlere göre daha fazla sıcağı hissedebilirsiniz. Ekim ayı olmasına rağmen beklenenden daha fazla sıcakla karşılaştım. Yezd şehrine 1 gün ayırdım ve gece Şiraz şehrine geçtim. Öğlen 12.00 gibi otobüs terminaline vardım. 8.000 Tümen (5.5 TL) karşısından taksiye binerek şehir merkezi olan Yezd Meydanı'na vardım.
Yezd Meydanı, Emir Çakmak Camii ve kompleksinden oluşan büyük süs havuzunun olduğu aynı zamanda Nakl Palmiye Ağacı'nın (bu tahta ağaç İmam Hüseyin'in tabutunu temsil ediyormuş. Aşure Günü'nden önce süslenerek ve etrafına aynalar bağlanarak ağıtlar ve ziller eşliğinde meydanlarda dolaştırılıyormuş) bulunduğu geniş bir meydan. Burada etrafa bakınırken bir grup Türk ile karşılaştım, İran'ın 4. şehrinde ilk defa ülkemden insanlarla karşılaşmamdı : ) şansım yaver gitmiş olacak ki kısa süre içinde Yezd şehrini beraber gezdiğimiz Oktay ve Engin ağabeyler ile tanıştım (buradan onlara çok selamlar). Sırt çantalı ruhunu taşıyan Oktay ve Engin ağabeyler de Almanya'dan gelmişler İran'ı dolaşmaya. Cuma günü olduğu için birçok yer kapalı şehirde. Birçok yeri görme imkânımız olmadı : (
Emir Çakmak Camii'ni dolaştıktan sonra İran'ın 48 metre ile en yüksek minaresine sahip Cuma Camii'ni ziyaret ettik, etkileyiciydi. Şehri dolaşırken bacaları andıran yapıların tuğlalar ile örülmüş Badgir (rüzgâr yakalayıcı) olduğunu öğrendik. Bu sıcak çöl şehrinde Badgir'in içindeki su sayesinde rüzgârın etkisiyle şehre serin hava veriyormuş, şehirde bunlardan fazlaca görebilirsiniz. Şehrin en eski mahallesinde evlerin kapılarında kişiler için tok ses çıkaran tokmak ve kadınlar için tiz ses çıkaran tokmak olduğunu duyunca tebessüm ediyorum, geleneklerin yaşatılması kadar güzel bir değer yoktur bu hayatta.
Şehirde yol kenarlarında su kanallarını görünce şaşırdım. Bu kanallar şehrin altına yapılmış 1000 yıl kadar önce. İran'da gerçekten eski mimaride tüm detayları düşünmüş. Şehirde restoran ve çay içip soluklanabileceğiniz az yer var. Diğer şehirlerde gördüğüm bol meyve ve sebze Yezd şehrinde yok denecek kadar az ve kaliteli değildi.
Yezd, İran’ın eski ve tarihi şehirlerinden biri. Diğer şehirlere göre Fars kültürünün ve Zerdüştçülüğün yaşatıldığı, diğer İran şehirlerine göre modern zamanın gerisinde kalmış toprak şehir. Şehirde etnik köken daha kültürüne sahip çıkıyor. Kadınları Tebriz, Tahran ve İsfahan'dakilerin aksine daha kapalı ve tutucular. Batı'ya dair hiçbir özenti gözüme çarpmaması da ayrı bir dikkat çekici noktaydı. Diğer şehirlerin aksine şehir eski mimarisinden hiçbir şey kaybetmemiş.
Yezd şehrinin çamur duvarların ve dar sokaklarında kaybolun derim. Şehir Mardin'in toprak evlerini andıran bir yapıya sahip. Şehrin dışına çıktığınızda çöl iklimini ve kum birikintilerini görebileceksiniz.
Şehrin gezilecek yerleri; Yezd Meydanı, Abarkooh, Bağ-e Dowladabad, Emir Çakmak Camii, Chak Chak, Cami Kebir, Zerdüşt Tapınakları, 12 İmam Türbesi, Su Minaresi.
Şehrinden mi, renginden mi, doğasından mı, mimarisinden mi bilmem ama Yezd etkileyici bir şehir; İran'a yolunuz düşerse mutlaka uğramalısınız.
Diğer gezi yazılarım için www.gezgininayakizleri.com'u ziyaret edebilirsiniz. Gezi dolu günleriniz olsun…