Influencerlar: Heves mi, Çözüm mü?

30 Ocak – 2 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen 24. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT kapsamında  “Influencerlar: Geçici Bir Heves mi, Etkili Bir Çözüm mü?” başlığıyla Gezimanya işbirliğinde bir panel düzenlendi.

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Gezimanya Kurucu Ortağı Murat Özbilgi konukları Hürriyet Seyahat Yazarı ve Gezgin Elvin Levinler, Instagram Fenomeni Marina Comes, "Çok Okuyan Çok Gezen" Blogu Kurucusu ve Seyahat Yazarı Sevil Mert ve Seyahat Bloggeri Tom Grond ile influencer olmak ve influencerların takipçilerle seyahate sektörüne etkileri üzerine söyleşti.

Influencer Kimdir, Ne Yapar?

Murat Özbilgi’nin yönelttiği “Influencer kime denir? Ne yaparlar? Çalışma yöntemleri nelerdir?” gibi temel sorularla başlayan panelde konuşmacılar, yola influencer olmak için değil gördüklerini, beğendiklerini paylaşmak ve ilgilendikleri alanlarda içerik üretmek kaygısıyla çıktıklarını, bu amaçla yazmaya ve görsel üretmeye başladıklarını anlattılar.  

Elvin Levinler; “Influencer kavramı sosyal medyanın güç kazanmasıyla öne çıkan bir kavram oldu ama bizim yaptığımız şey aslında içerik üretmek. Ve biz bu işe başladığımızda influencer olalım diye başlamadık” diyerek konularına duydukları samimi ilgilerinin sonucunda insanlarca fark edildiklerini ve beğeni topladıklarını söyledi.

“Kime ‘Influencer’ denir?” sorusuna Marina Comes farklı bir yerden yaklaşarak influencer kelimesini taşıdığı anlam nedeniyle sevmediğini anlattı: “İnfluencer sözünü sevmiyorum. Yönlendirici, etki altına alıcı bir anlamı var. Ben “inspire” kelimesini tercih ediyorum. Seyahat fotoğraflarımı paylaşmaya başladığımda niyetim sadece bilgi ve güzellik paylaşmaktı. Hikayemi, gördüklerimi anlatmayı seviyorum. Bunlar insanların ilgisini çekince de mutlu oluyorum tabii. Ama yola çıkışım önce kendi hikayemi anlatmak, sonra insanlara ilham vermek…”

Nasıl Influencer Olunur?

Murat Özbilgi konuklarının influencer olmadan önce avukatlık, gazetecilik gibi farklı profesyonel meslekleri olduğundan bahsetti. Sevil Mert de pazarlama profesyoneli iken seyahat etme tutkusunun nasıl hayatını değiştirdiğini anlattı:

“Uzun yıllar pazarlama profesyoneli olarak çalıştım. 19 yıllık iş hayatım boyunca hep seyahat ettim. Bir noktadan sonra seyahat etmek tüm hayatımı kaplamaya başladı. 2 yıldır seyahat sektöründeyim. “Çok Okuyan Çok Gezen” adında bir bloğum var. Bloğu hayatım haline getirmek için yola çıkmamıştım. Arkadaşlarım gezilerimle ilgili sorular soruyordu, onlara fayda sağlayacak bilgiler içeren uzun uzun mailler yazıyordum ya da anlatıyordum. Sonra neden bunları yazmayayım dedim. Hem bu şekilde tecrübelerim çok daha fazla insana ulaşabilecekti. Bu kararla blog yazmaya başladım. Ne mutlu ki yazılarım çok okunmaya ve ilgi görmeye başladı. Böylece bloggerlık iş hayatıma dönüştü.”

Mikro Influencer ve Takipçi Sayılarının Önemi

Bu noktada "influencer olmak için illa büyük takipçilere sahip olmak gerekli mi?", "mikro influencer ne demek?" gibi konular üzerine gelişen söyleşide soru yöneltilen Tom Grond, “Takipçi sayısının çok olması değil, hedef odaklı olması önemlidir. Takipçi sayısı etki ettiği alana uyumuna, etkisinin pratiğe dönüşme gücüne göre değerlendirilmeli. Takip edilenle takipçi arasındaki kusursuz uyum önemli” diyerek en önemli konunun influencer ile takipçi arasındaki gerçek etkileşim olduğunu vurguladı.

Sevil Mert de eski bir pazarlama profesyoneli olarak hedef kitleye uygun influencer seçmenin önemine değindi ve  “Niş, spesifik alanda uzmanlaşmış bir mikro influencer, yüzbinlere hitap eden birinden daha etkili olabiliyor. Bu seçimi doğru yaparak gerçekten hedef kitlenize uygun bir müşteri kitlesine ulaşıyorsunuz, hem de daha ucuza. İnfluencerlarla işbirliği yapan kimi firmalar; 'X kişinin bir milyon takipçisi var, bizim reklamımızı yaparsa kesin satış rekoru kırarız' gibi yanlış bir fikir taşıyor” diyerek hedeflenen kitleyle influencerın uyumu üzerinde durdu.

Takipçi satın alma, fake takipçi meselesi, sanal medyada çokça tartışılan bir konu. Panelin konuşmacıları kimi insanların kısa yoldan influencer olmak için takipçi satın alma yoluna gittiklerini bildiklerini söylerken takipçilerin sahte olduğunun kolaylıkla ortaya çıkacağında hemfikirler. Bir influencerın gerçek olup olmadığını, yarattığı reel etkiden anlaşmanın mümkün olduğunu söyleyen panelistler, influencerlarla çalışacak markalara takipçi sayısı, etkileşim raporu gibi belgeler istemelerini önerdiler.

Hayat Influencerlara mı Güzel?

Moderatör Özbilgi, konuklarına influencerların sıklıkla duyduğu “hayat size güzel” ya da “hiç çalışmadan para kazanıyorlar” cümlelerinden yola çıkarak, insanlardaki influencerlara karşı gelişen negatif ya da pozitif algıları nasıl değerlendirdiklerini sordu. Tom Grond; "İtiraf etmeliyiz ki şanslıyız, güzel bir hayatımız var” derken işlerinin yine de sanıldığı kadar kolay olmadığını ama tutkularını yaşam tarzları ve meslekleri haline getirdikleri için şanslı azınlıktan olduklarını kabul ettiğini söyledi.

Elvin Levinler’e göre ise influencer olmak büyük fedakarlıklar istiyor: “Bu iş emek istiyor, fedakarlık istiyor. Aileni, arkadaşlarını görmediğin uzun zamanlar geçiriyorsun. Ciddi bir efor var. Bir kısım insanlarınn tepki görmesinin sebebi bence şu; biz insanların alıştığı hayatın, düzenin dışına çıkma cesaretini gösteriyoruz. Risk alıyoruz ve yola çıkıyoruz.”

İnfluencer Marketing Nasıl Yapılmalı?

Influencerların seyahat sektörüyle işbirlikleri ve sektöre etkileri, panelde masaya yatırılan bir diğer konu oldu. Murat Özbilgi katılımcılara,Influencerların seyahat sektörüne etkileri nelerdir ve seyahat sektörü aktörleri neden influencerlarla çalışmalı? sorusunu yöneltti.

Marina Comes; “Influencerlar olarak gerçekten ilgili kişilerle sektörü buluşturmada önemli bir noktada durduğumuzu düşünüyorum. İnsanları zorlamıyoruz, kendi iradeleriyle bizi takip ediyorlar ve seviyorlar. Böyle olunca da paylaştıklarımız sayesinde aramızda dolaysız bir bağ kuruluyor. Bu gerçek bağ, seyahat etmek isteyen kişileri sektörle en kestirme yoldan buluşturuyor” dedi.

Panelin son sorusu “İnfluencer marketing nasıl yapılmalı?” üzerine yoğunlaştı. Katılımcılara göre her şeyden önce şirketler hedef kilesini doğru oluşturmalı, doğru kanallar belirlenmeli, projenin nasıl ilerleyeceğine dair yol haritası doğru çizilmeli. Panelistler, tüm bunların ardından influencerla çalışma kararı alındıysa,  hedef kitle ile influencerın yüzde yüz uyumunun işi başarıya ulaştırmakta anahtar nokta olduğunda uzlaşıyorlar.