Safranbolu Çevresinde Keşfedilecek Yerler

Zamanda yolculuğun en güzel adreslerinden Safranbolu’nun merkezinde gezilip görülecek rotaları ve önerilerimizi paylaşmıştık, şimdi sıra geldi çevresini keşfetmeye.

M.Ö. 3000’li yıllara dayanan kadim geçmişiyle her bir zerresinin buram buram tarih koktuğu, tüm bölgenin en önemli kültürel miraslarından olan ve “Dünyada En İyi Korunan İlk 20 Kent” arasına adını yazdırmış Safranbolu gibi bir güzelliğin sınırlarımız dahilinde olması bizim için büyük şans. Türk kent kültürünün ve Osmanlı-Türk yaşamının ayrıntılarını gözlemlemek, “Osmanlı’nın parmak izi” olarak da nitelendirilen hanları hamamları tanımak, restore edilmiş anıt eserleri gezmek ve adeta bir açık hava müzesini geziyormuş gibi hissettiren Arnavut kaldırımlı sokaklarını adımlamak gerçekten de benzersiz bir deneyim. Dünyanın 70 ülkesinden yılda 1 milyon turistin ziyaret ettiği Safranbolu, yoğun ormanlık alanları, vadileri, kanyonları gibi ilgi çekici doğal güzelliklerinin yanı sıra trekking, bisiklet ve tırmanış gibi doğa aktivitelerine de olanak tanıyarak, ziyaretçiler için zengin bir turistik çeşitlilik vaat ediyor.

O zaman Safranbolu’nun merkezinden ayrılıp, yakın çevrede neler var biraz onlara bakalım.

Safranbolu Çevresi-1

Safranbolu ve Çevresindeki Mağaralar

Hızar Mağarası

Safranbolu’nun güzel köylerinden Danaköy sınırları içerisinde yer alan Hızar Mağarası ile başladık çünkü Dünya Mağaralar Literatürü’ne giren eşsiz bir mağara örneğiyle karşı karşıyayız. Danaköy merkezine geldikten sonra özel aracınızla veya taksiyle 5 kilometre uzaklıktaki mağaraya kolayca ulaşabiliyorsunuz. Eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, yatay gelişmiş bir fosil olan Hızar Mağarası inanılmaz kareler yakalamanıza yardımcı olacak. Büyükçe bir ağız girişine sahip olan mağara bir ana galeri ve iki de yan pasajdan oluşuyor.

Bulak (Mencilis) Mağarası

Safranbolu ilçe merkezine 8 kilometre uzaklıktaki Bulak Köyü civarında bulunan Bulak veya daha çok bilinen ismiyle Mencilis Mağarası hem içi hem de çevresinin iyi korunmuş doğal güzellikleriyle bölgenin en turistik mağara oluşumu. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almasıyla birlikte adını daha geniş kitlelerce duyulmasını sağlayan mağara oldukça yaşlı sayılır.

Safranbolu Çevresi-1

Uzunluğu 6,5 kilometre, en yüksek noktası ise 281 metre olan Mencilis Mağarası’na girmek için, kayalık derin bir vadideki 157 basamaklı merdiveni tırmanmayı göze almanız gerek ancak her bir basamağına değeceğini garanti ediyoruz. 400 metreye yakın kısmı ziyaretçilerin daha iyi gezebilmelerine olanak tanıyacak şekilde ışıklandırılan mağaranın içinde bir de yürüme parkuru yer alıyor. Üç katlı mağaranın alt katındaki kaynak, aynı zamanda Safranbolu’nun içme suyuna da katkıda bulunuyor. Binlerce yıl öncesinden bugüne kadar ulaşan sarkıtlar, dikitler, sütunlar ve perde damlataşlarına sahip orta kat ise ziyaretçileri en çok etkileyen detaylar olarak öne çıkıyor.

Ağzıkara Mağarası

Safranbolu ilçe merkezine 5 kilometre uzaklıkta yer alan Ağzıkara Mağarası’na toplu taşıma araçlarıyla da kolaylıkla ulaşmak mümkün. Yılın her zamanı ücretsiz olarak gezilebilen mağara Mencilis Mağarası’nın ününün yanında gölgede kalsa da eğer doğal jeolojik alanlara ilgi duyuyorsanız sizi etkilemeye yetecek güzellikler barındırıyor.

Safranbolu ve Çevresindeki Kanyonlar

İncekaya Kanyonu

Safranbolu ilçe merkezinden ortalama 6 kilometre uzaklıkta yer alan kanyon, derin ve dik yamaçlardan oluşan eşsiz manzaralarının yanı sıra İncekaya Su Kemeri’ne ve bir seyir terasına da ev sahipliği yapıyor. Eğer yükseklik korkunuz yoksa yapımı 1700’lü yılların sonuna denk gelen İncekaya Su Kemeri’nde yürümeyi deneyimlemenizi öneririz. Mimari açıdan değerli bir yapı olan kemerin yüksekliğinin 60 metre olduğunu bilmenizde fayda var.

Safranbolu Çevresi-3

Sakaralan Kanyonu

Diğer kanyonlara göre biraz daha zorlayıcı olan Sakaralan Kanyonu, zor geçişleri nedeniyle daha çok profesyonel sporcular tarafından tercih ediliyor. Eğer kendinize güveniyorsanız Safranbolu ilçe merkezine 11 kilometre uzaklıktaki Sakaralan’ı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Tokatlı Kanyonu ve Kristal Cam Teras

Safranbolu şehir merkezinden 8 kilometre kadar uzaklaştığınızda Tokatlı Köyü sınırları içerisine gireceksiniz. Köyün ismini bu kadar çok duymuş olmamızın sebebi ise, köyden başlayıp Eski Çarşı’daki Gümüş Mahallesi’ne dek uzanan bir kanyona ev sahipliği yapıyor olması.

Safranbolu Çevresi-4

Safranbolu’nun en turistik doğal alanlarından olan Tokatlı Kanyonu, bölgedeki turizm yatırımlarının da odak noktası. Hızar Çayı yatağında bulunan kireçtaşı tabakalarının aşınması sonucu meydana gelen binlerce yıllık bu doğal oluşum, hem çeşitli spor aktivitelerine elverişli bir saha hem de eşsiz manzaralarıyla ziyaretçilerini büyülüyor.

Tempolu bir yürüyüşle ortalama iki saat gibi bir zaman zarfında tamamlayabileceğiniz yürüme parkuru, kanyonun tüm güzelliklerini keşfetmek için en iyi seçeneklerden biri. Tokatlı Kanyonu’nun en çok ilgi gören yapılarından biri de meşhur Kristal Teras’ı. 80 metre yükseklikte ve 11 metre genişliğindeki bu teras, manzaranın tadını çıkarabileceğiniz en iyi yerlerden. Cam bir zemin üzerinde duruyor olmak kendinizi güvensiz hissettirmesin zira cam tam 75 ton ağırlığı kaldırabilecek şekilde dizayn edilmiş.

Safranbolu Çevresi-5

Sırçalı Kanyonu

Safranbolu’ya 12 kilometre uzaklıktaki kanyon özellikle macera tutkunlarının gözdesi konumunda. Özel aracınızla dahi gitseniz, kanyonun en az iki kilometrelik kısmını yürüyerek aşmanız gerekecek. Sırçalı Kanyonu, namı diğer Düzce Kanyonu ismini son zamanlarda en çok sosyal medya paylaşımlarıyla duymuş olmanız muhtemel bir doğa harikası. Neden mi? Kayalık olan kanyondan kopan bir taş parçasının doğal bir teras oluşturması, gören herkesin üzerinde fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarışır hale gelmesine neden olmuş. Öyle ki burada sık sık düğün fotoğraflarının çekildiğine bile şahit olabiliyorsunuz. Taş Teras adı verilen bu doğal seyir terası, Sırçalı Kanyonu’nun en çok ziyaret edilen yerlerinin başında geliyor. Eğer yükseklikten yüreğiniz ağzınıza gelmeyecekse buradan manzaranın tadına bakmanızı tavsiye ederiz.

Safranbolu ve Çevresindeki Arkeolojik Alanlar

Hadrianapolis Antik Kenti

Roma Dönemi’nin efsane imparatorlarından Hadrianus’un ismini verdiği görkemli bir kent Hadrianapolis. Eskipazar ilçe merkezinin 3 kilometre kadar batısında, “Viranşehir” olarak adlandırılan mevkide dağınık bir şekilde kalıntılarını görmek mümkün. Viranşehir ismi de ona Selçuklulardan miras, oldukça harap bir halde ele geçirdikleri şehri o zamanlar bu isimle anıyorlarmış. Aynı isimle çok sayıda kent olduğu için antik kaynaklarda Paflagonya Hadrianapolisi olarak da geçen kent, gezgin olmasıyla bilinen ve yaptıklarıyla halkın kalbini kazanan imparatorları Hadrianus’a her fırsatta şükranlarını sunmuş. Bölgede bulunan yazıtların ve binaların çoğunun onun anısına dikildiği biliniyor.

Safranbolu Çevresi-6

Hadrianapolis Antik Kenti’nde ortaya çıkan yapıların ortak ve son derece etkileyici bir özelliği var; bu yapılar, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir yorumlama tarzına sahip mozaik tabanlarla kaplı. Bu da, Hadrianapolis’e neden “Karadeniz’in Zeugması” dendiğini açıklıyor. Geometrik desenler, hayvan ve bitki motifleri, Süleyman düğümleri, portreler ve doğa figürleri, mozaiklerde sık rastlanan estetik ögeler. Ama içlerin bazıları, örneğin tamamı mozaikle kaplı Kilise A yapısında bulunan Nuh’un Gemisi sahne betimlemesi, özellikle dikkat çekici. Aynı zamanda daha önce Anadolu’da rastlanmamış bir kompozisyonu da mozaiklerde izleyebiliyoruz; Hristiyan inancının bir yansıması olan tasarımlarda, cennetteki dört nehrin (Geon, Phison, Tigris ve Euphrates) isminin geçtiği görülüyor. Kazı çalışmalarının 2003 senesinden bu yana hala devam ettiği düşünüldüğünde hem dinler tarihi hem de arkeoloji bilimi açısından büyük önem taşıyan bu eserler gün yüzüne çıkmaya devam edecek.

Karakoyunlu Kaya Mezarları

Karakoyunlu, Gündoğan ve Üçbölük köylerinde yer alan ve görenlerin kayıtsız kalamadıkları kaya mezarları, tarihe ışık tutmaları ve bölgenin turistik değerini artırmaları bakımından önemli. 2500 yıl öncesine ait oldukları tahmin edilen bu etkileyici mezarların arasında bir de kral mezarı yer alıyor.

Safranbolu Yaylalar

Safranbolu ve Çevresindeki Yaylalar

Sarıçiçek Yaylası

Safranbolu ilçe merkezine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta yer alan yayla, dağcılık ve doğa gezileri için ideal bir lokasyon. Kampçıların da sık sık tercih ettikleri 1700 metre yükseklikteki Sarıçiçek Yaylası, zengin bir bitki örtüsüne ve birçok gölete de ev sahipliği yapıyor. Ata binmeye ve dağ bisikleti sürüşü yapmaya da elverişli olan yayla yılın her mevsimi ayrı bir güzelliğe bürünüyor.

Uluyayla

Bartın-Karabük sınırında, gür ormanları ve yemyeşil çayırları ile sizi karşılayan yaylanın ismi Uluyayla. Yaylada kamp yapmak, ahşap yayla evleri arasında uzun doğa yürüyüşlerine çıkmak ve tabi bol bol fotoğraf çekmek yapılabilecek en güzel aktivite alternatifleri olarak öne çıkıyor.

Safranbolu Köyleri

Üçbölük Köyü

Köyün asıl adı Ilbarıt olsa da her iki isimle de anılır. Safranbolu merkezine 16 kilometre uzaklıktaki Aşağı Ilgaz Vadisi’nde yer alan Üçbölük Köyü arkeolojik açıdan yoğun tarihi eserlerle dolu. Aynı zamanda bölgenin ünlü yürüyüş rotaları arasında yer alması nedeniyle de sıkça ziyaret ediliyor. Yürüyüşünüzü esnasında köyün Kültür ve Sanat Merkezi’ne bir uğramayı da ihmal etmeyin.

Yazıköy

Safranbolu’nun en eski ve kökü en derinlere uzanan köyüdür Yazıköy. Aynı zamanda nüfus yoğunluğu bakımından en kalabalık ikinci köyü olarak bilinir. Mübadele öncesinde bir Rum köyü olan Yazıköy’ün o zamanlardaki ismi de Yavuz Köy. Köyde hala o dönemlerden kalan bir kilise binası mevcut ama artık mescit olarak kullanılıyor. Ayrıca hala işlevselliğini yitirmemiş 200 yaşındaki Rum su değirmeni de görülmeye değer. Köyü bu kadar cazip yapan bir diğer etken de üzüm bağları. Safranbolu bölgesinin en güzel ve en kaliteli üzümlerinin bu bereketli bağlarda yetiştiği söyleniyor. Köyün eski binalarından biri de yerel ürünlerin satıldığı bir merkez olarak arasta kimliğine kavuşturulmak üzere restore edilmekte.

Safranbolu Çevresi-6

Yörük Köyü

Sizi son olarak Safranbolu’ya 11 kilometre uzaklıktaki bir başka köye götürmek istiyoruz. Burası, Anadolu’da ilk Türkleştirilen yerlerden biri olmasıyla bilinen Yörük Köyü. En eskisi 450 yaşını devirmiş olan konaklarıyla, Safranbolu merkezini aratmayacak güzellikte mimari bir dokuya sahip köy, 1997 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış. Bu sayede Yörük Köyü’nün sahip olduğu hiçbir değeri kaybetmeden gelecek nesillere de aktarılması planlanıyor.

Oğuzların Kayı boyuna mensup Türk aşiretleri buraya yerleştiğinde tarih 11. yüzyılı gösteriyordu. Türkmen geleneklerine uygun olarak sizi girişte mezarlığın karşıladığı köyde ilerledikten sonra Çökön Meydanı’na ulaşıyorsunuz. Köyün meydanında dünyaca ünlü opera sanatçımız Leyla Gencer’in büstünü gördüğünüzde şaşırmayın. Leyla Gencer de buralı ve köylüleri onun anısını yaşatmaya devam ediyorlar.

Köyü ziyaret ettiğinizde, mutlaka o görkemli konakları ziyaret etmek isteyeceksiniz. Son dönemde restore edilmiş olan Kasım Sipahioğlu Konağı bunun için biçilmiş kaftan. Bektaşi kültürü geleneğinin yaşatıldığı 300 yaşındaki bu konağın haremlik kısmında aile yaşarken, selamlık kısmında misafirler ağırlanıyor.

Köyün bir diğer özel mekanı da 350 yıllık ortak çamaşırhanesi. Yapıda su ısıtmak için iki ocak, dört de kazan yeri bulunuyor. 1996 yılında restorasyon geçiren bina bugün sanat galerisi olarak kullanılıyor.

Yazımızı bitirip hem Yörük Köyü’ne hem de Safranbolu’ya veda ederken, köyün ödüllü baklavalarından yemeyi unutmamanızı da tavsiye etmiş olalım.