Afyonkarahisar’da Gezilecek Yerler

Sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış olan Afyon’da, termal merkezleri ve kaplıca tesislerinin yanı sıra, çok sayıda tarihi yapı, müzeler ve görülmeye değer doğal güzellikler bulunmaktadır. Çıkarılan mermerleri ile ünlü Afyon'da, şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra birbirinden güzel yöresel yemeklerini de tadacaksınız. Volkanik kayaların üzerine kurulan şehirde pek çok antik kent kalıntısının yanı sıra peri bacaları görüntüleri seyahatinize eşlik edecek. Termal suların tadını çıkarırken Afyon'un eşsiz güzelliklerine hayran kalacaksınız.

Afyon Gezilecek Yerler

Afyon'da tarihi ve kültürel açıdan zengin şehir merkezinde Selçuklular'dan kalan en eski ahşap direkli cami olan Ulu Cami, Hz. Mevlana'nın neslinden gelen Sultan Divani'nin Mevlevihanesi, sarp kayalıkların üzerindeki Afyon Kalesi ile şehrin kültürel tarihinin yansıması olan Arkeoloji Müzesi mutlaka gezilmesi gereken yerlerdir. Afyon ilinin tabiat harikaları arasında bulunan İscehisar Peri Bacaları, Afyon Kaplıcaları ve Frig Vadisi ise adeta keşfedilmek için bekliyor. Afyon deyince ilk aklımıza gelen tarihi olay kuşkusuz Kocatepe'de gerçekleşen Büyük Taarruz'dur. Afyon'a kadar gitmişken Büyük Taarruz Şehitliği ve Atatürk Anıtı da ziyaret edilmesi gereken yerler arasındadır. Adını andığımız bu yerler ile ilgili detaylı bilgiyi yazımızın devamında bulabilirsiniz.

Afyon Kalesi

Afyon kalesi, Afyonkarahisar’ın şehir merkezinde konumlanan ve yerden yüksekliği 226 metreyi bulan bir kaya üzerine inşa edilen tarihî bir kaledir. Şehre hâkim konumu ve görkemli duruşu ile gidenleri kendine hayran bırakan Afyon Kalesi, volkanik bir kaya üzerine yapılmıştır. Tarihi M.Ö. 1350 yıllarına kadar uzanır ve o dönemdeki adı Hapanuva'dır. Hitit İmparatoru II. Murşil zamanında yapılmıştır. Volkanik bir dağın tepesine kurulmuş olan Afyon Kalesi’nin zirvesinde, Tanrıça Kybele’ye adanmış birçok tapınma yeri ile 4 adet büyük sarnıç bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad zamanında, kale dizdarı ve mimar Ulumar Bedrettin Gevhertaş tarafından onarılmış olan Kale’ye, 1235 yılında küçük bir mescid ve saray yaptırılmıştır. Osmanlı zamanında ise II. Selim tarafından Mahmut Bey’e verilen emirle burçlar, sarnıçlar ve kule 1573’te tekrar restorasyondan geçmiştir. Afyon Kalesi, ziyaretçilerine, eşsiz bir şehir manzarası sunmaktadır. Afyonkarahisar şehir merkezinde kentsel sit alanı içerisinde bulunur. Kale, Ulu Cami’nin karşısındadır.

Devamını Oku

Ulu Cami

Afyon’un Camiikebir Caddesi’nde yer alan Ulu Cami, Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali’nin oğlu, Afyon Sancak Beyi Nusrediddün Hasan tarafından 1273 yılında yaptırılmıştır. Minberi, Emirhaç Bey, süslemeleri ise Nakkaş Mahmut Oğlu Hacı Murat tarafından yapılan Cami’nin, doğu, kuzey ve batı yönlerinde üç kapısı vardır. Minaresi tuğladan yapılmış olan Ulu Cami, 40 ahşap sütun ve başlık üzerine oturtulmuş, düz toprak damlıdır. Bu özelliği nedeniyle, halk arasında “ 40 Direkli Cami” olarak da bilinir. Ulu Cami'nin mimarisi yüksek nitelikte ahşap ve taş işçiliği ile bezemeli tuğla minaresinin harmanlanmasından oluştuğu için oldukça önemlidir. Selçuklu'dan günümüze ulaşan en eski ahşap direkli cami yapısı olması Ulu Cami'yi eşsiz kılar. Cami, şehrin sarp kalesi eteklerindeki vadinin geçmişten günümüze bir mirası olarak ulaşmıştır.

Sultan Divani Mevlevihanesi

Anadolu’da kurulan ilk mevlevihanelerinden biri olması nedeniyle, önemli bir tarihi mirastır. Kuruluşu 13. yüzyıla kadar dayanır. Konya’dan sonra en önemli Mevlevihane olan mekan, 16. yüzyılda Hz. Mevlana’nın yedinci kuşak torunlarından Sultan Divani zamanında mevlevilik açısından çok önemli bir merkez olmuştur. Mevlevihane'yi gezdiğinizde dervişlerin 1001 gün kapandıkları çile odalarını, yan yana dizilmiş türbelerini görebilirsiniz. Sultan Divani Mevlevihanesi'nde Muharrem ayının onuncu gününde yani Aşure gününde her yıl yas töreni yapılmaktadır. Bu günlerde 40 hatimli aşure 40 ayrı kazanda kaynatılır. Bu aşureler cuma namazı çıkışında halka dağıtılır. Afyon ziyaretiniz sırasında Mevleviliğin derinliklerine inmek isterseniz Anadolu'nun bu nadide mevlevihanesini mutlaka ziyaret etmeli hatta ziyaretinizi Aşure gününe denk getirmelisiniz.

İscehisar Peri Bacaları

İscehisar İlçesi Seydiler Kasabası’nın içinde ve çevresindeki vadilerde irili ufaklı çok sayıda peri bacası bulunmaktadır. Afyonkarahisar-Ankara karayolunun kenarında olduğu için kolayca ulaşmak mümkündür. Ayrıca Karakaya Köyü sınırları içinde yer alan Ağın Dağı’nın eteklerindeki kaya yerleşimlerinin önünde ve Çatağıl Köyü yakınlarındaki Ornaş kayalıkları civarında da çok sayıda peri bacası bulunmaktadır. Afyon'un volkanik kayalarının aşınması ile oluşan bu peribacaları İscehisar dışında İhsaniye, Bayat ve Bolvadin ilçlerinde de görülmektedir. Bu ilçeleri birbirine bağlayan Turizm Kuşağı Yolu kentin peri bacaları gibi doğal güzelliklerini gezmek isteyenler için oluşturulmuş bir gezi rotasıdır. 

Büyük Taarruz Şehitliği ve Başkomutan Mustafa Kemal Anıtı


 

26 Ağustos 1922 sabahı Afyon Kocatepe'de başlayıp 9 Eylül 1922 günü İzmir'de sona eren, Büyük Taarruz'da şehit düşen subay ve Mehmetçikler’in hatıralarını yaşatmak amacıyla İzmir-Afyon-Antalya karayolu kavşağındaki tepe üzerinde yaptırılmıştır. Şadırvan, namazgâh, otopark ve mezarlık bölümlerinden oluşan şehitlikte, 100 subay ve 400 erin adı yazılıdır. Şehitlikteki en görkemli eser, Heykeltıraş Prof. Tankut Öktem tarafından yapılan ve Atatürk'ü Kocatepe'de gösteren heykeldir. Burada ayrıca heykeltıraş Metin Yurdanur'un iki rölyefi bulunmaktadır. Sincanlı Ovasında bulunan anıt, Sarıkız tepesinde ovaya hakim konuma yapılmıştır. Yılın her günü ziyarete açık olan Büyük Taarruz Şehitliği, 500 mezar taşı ve Atatürk heykelinden oluşur.

Frig Vadisi

İlk kez MÖ 750'den sonra ortaya çıkan Frigler, Anadolu'ya gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Anadolu dışından gelmelerine rağmen kısa zamanda yerel kültürlerle kaynaşarak Anadolu mozaiğinin bir parçası olmuşlardır. Bugün binlerce yıl öncesinin izlerini taşıyan Frig Vadisi, merkeze bağlı Sülün köyü sınırları içindedir ve Friglerden kalma Prymnessus Antik Kenti’ni içinde barındırmaktadır. Halen ülkemizin en önemli trekking rotalarından biri olan Frig Vadisi yürüyüş yolunun bir bölümü de Afyon'dan geçmektedir. Frig Vadisi’nde bulunan Ayazin Ören Yeri, Roma ve Bizans dönemlerine ait aile ve tek kişilik kaya mezar odaları, Bizans dönemine ait kiliseler bulunur. Bu kalıntılar kayalara oyularak yapılmıştır. Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ile kayaya dış ve iç mimarî olarak oyulmuş kilisesi gibi eserler günümüze ulaşmıştır. Ayrıca kaya kütlesinin oyularak yerleşime dönüştürüldüğü içinde sarnıç bulunan Avdalaz Kalesi de vardır.

Afyon Arkeoloji Müzesi

Kuruluş çalışmaları 1998 yılına tarihlenen Afyon Arkeoloji Müzesi, Türkiye arkeolojisinin ilk kazı bölgelerinden Sandıklı Kusura höyük kazısı ve buluntuları ile 1935 yılında dünyaya adını ilk duyuran müze olmuş; zaman içinde toplanan eserlerin çokluğu, büyük boyutlarda oluşu ve tek tek ya da grup eser bulundurması gibi özellikleriyle önemini daha da artırmıştır. 1964 yılında Afyon’a giden arkeolog Hasan Tahsin Uçankuş, şehirde çağdaş ve bilimsel arkeoloji ve müzeloji çalışmalarını başlatmıştır. 1971’de de bugünkü müze, Bölge Müzesi - Frigya Müzesi konumunda açılmıştır.

Afyon Arkeoloji Müzesi, il düzeyinde kalmış olmasına rağmen, Eski Tunç Çağı'ndan günümüze kadar geçen 5000 yıllık süre içinde kesintisiz kültür ve inanç gelişimini sunabildiği için, uluslararası ilgi görmektedir. 9 sergi salonundan oluşan tek katlı müzede, Afyon ve çevresinden bulunmuş olan arkeolojik eserler, kronolojik bir sıra esas alınarak sergilenmektedir. Bu salonlarda Eski Tunç, Hitit, Frig, Lidya, Roma ve Bizans dönemlerine ait oldukça zengin bir koleksiyonlar yer almaktadır.

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi pazartesi dışında haftanın altı günü, saat 8.30-12.00 ve 13.00-17.30 arasında ziyarete açıktır.

Afyon Kaplıcaları

Ülkemizin en önemli kaplıca merkezlerinden biri olan Afyon’da sıcaklıkları, içindeki mineralleri ve şifa verdiği hastalıklar bakımından farklılıklar gösteren çok sayıda kaplıca bulunmaktadır. Yüksek dereceli sularıyla ünlü Afyon kaplıcaları, merkeze yakın olmaları ve kaplıcaların yakınında çok sayıda kaliteli tesis olması nedeniyle tercih edilmektedir. Afyondaki kaplıcalar şöyle sıralanır:
Hüdai Çamur Banyoları (Sandıklı): Antalya yolunun 65. km’sindeki tesisler, yararlı mineral ve gazlarla dolu suların üzerine inşa edilmiştir. Hüdai ılıcasını ünü çamur banyosundan gelmektedir. Az kumlu, kızıl renkli killi topraklar, yaklaşık 70 derecelik sıcak suyla birleştiğinde ortaya son derece şifalı bir çamur çıkar. Romatizma, nevralji, nevrit, polinevrit, kırık-çıkık tedavileri, çoçuk felci ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. 
Gazlıgöl: Tarihi Frigyalılar’a kadar uzanan bu şifalı su, efsanelere konu olmuştur. İl merkezine 25 km uzaklıktadır. Adından da anlaşılacağı gibi, içeriğinde yararlı mineral ve gazlar bulunur. Cilt, safra kesesi, idrar yolları, kadın hastalıklarına, ayrıca, böbrek taşı, romatizma, kireçlenme, mide spazmları ve solunum yolları hastalıklarına iyi gelmektedir.
Ömer Ilıcası: Afyon’a 15 km uzaklıkta, Afyon-Kütahya karayolunun üzerindedir. Romatizmal hastalıklara, deri, kalp ve kan dolaşımı, sindirim, eklem ve kireçlenme, karaciğer, safrakesesi, beslenme bozukluğu, sinirsel hastalıklar ve kısırlığa iyi gelmektedir. Suyun sıcaklığı 45 derece civarındadır.
Gecek: Gecek şifalı suları, merkeze 15 km uzaklıktadır. Suyun sıcaklığı 42 derecedir. Banyo tedavisiyle romatizmalıların ve ortopedik ameliyat geçirenlerin fizik tedavisinde çok etkilidir. Burada ayrıca obezite ve diyabet gibi rahatsızlıklar için içme kürü uygulanmaktadır.
Heybeli Ilıcaları: Bolvadin ilçesine bağlı olan ılıcalar, merkezine 30 km uzaklıktadır. Bizans döneminden kalma tesis, “Kızıl Kilise” olarak da bilinir. Suyun sıcaklığı yaklaşık 50 derecedir. Deri ve cilt hastalıklarının tedavisinde etkilidir.