Bordeaux Gezilecek Yerler


Bordeaux, tarihi bölgelerde kendinizi bir açık hava müzesinde hissedebileceğiniz, kaybolmaktan korkmayacağınız, kaybolmadan da keşfedemeyeceğiniz bir şehirdir. Ayrıca şehir merkezinden şarapçılığın merkezi olan St. Emilion köyünü de ziyaret edebilirsiniz.

Borsa Meydanı

Place de la Bourse, Borsa Meydanı, Bordeaux’nun en güzel mekanlarından biridir. Borsa Meydanı ve onun çevresini saran Bordeaux mimarisinin görülebilecek en güzel mimari örnekleri 18. yüzyılın son çeyreğinden günümüze uzanan bir tarihe tanık olmuştur. 18. yüzyıl itibariyle Orta Çağ'ın kasvetli görünümünden kurtulup modernleşmek isteyen Bordeaux soyluları şehirde toptan bir yenileme çalışması başlatmıştır. Orta Çağ'dan kalan duvarların yıkılıp bu geniş meydanın yapılmasının da bu modernleşme çalışmasını yansıttığı söylenir.

Borsa Meydanı, yeni saray için bir kraliyet meydanı olarak 1729-1733 arasında inşa edilmiştir. Burası ve etrafındaki binalar ünlü Fransız mimar Jacques Gabriel tarafından tasarlanmıştır. Jacques Gabriel'in oğlu Jacques-Ange Gabriel, Paris'in meşhur Place de la Concorde isimli meydanını yeniden düzenleyen mimardır. Meydanın çevresinde simetrik bir estetik yakalanmıştır. Meydanda bir de Miroir d’eau (Su Aynası) bulunmaktadır. Su yüzeyinde yansıyan yapı gösterişli bir seyir zevki sunmaktadır. 3450 metrekarelik bir alan ince bir su tabasıyla kaplıdır ve 23 dakikada bir üç dakikalığına hafif sis verilmektedir. Bordeaux'da en çok fotoğraf çekilen noktalardan birisidir ve çağdaş bir eser olarak UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne girmiştir.

Meydanın orjinal planında dönemin kralı 15. Louis'nin de bir heykeli vardır. Ancak bu heykel Fransız Devrimi'nde yıkılmıştır. Bordeaux'nun kalbinin attığı, tarihine tanıklık eden bu meydan görkemli ışıklandırmasıyla özellikle hava kararınca görülmelidir.
 

Büyük Bordeaux Tiyatrosu

Büyük Bordeaux Tiyatrosu'nun yapımına 1773 yılında başlanmış ve tamamlanması 7 yıl sürmüştür. 7 Nisan 1780’de Jean Racine’in Athalie trajedisi ile açılmıştır. Fransız Devrimi öncesine kadar ülkenin en büyük tiyatro salonu unvanını korumuştur. Yapı kendinden sonraki yapılara bir prototip olmuştur. Neoklasik stilde yükselen yapının 1800 metrekareyi kapsayan boyalı ve altın renkli ahşap tavanı oldukça ünlüdür. 144 kişilik bir salona sahip olan tiyatro 18 metre yüksekliğindedir. Yapı 1990-1991 arasında restore edilmiş, orjinal dekorasyonlar yenilenmiştir. Günümüzde Opéra National de Bordeaux ve National de Bordeaux Balesi’ne sahne olmaktadır.

Tiyatronun mimarı, Paris'teki Fransız Tiyatrosu'nu ve Kraliyet Sarayı'nın bahçelerini çevreleyen galerileri tasarlayan Victor Louis'dir. Tiyatro binasının destekleyen Korint tarzda 12 sütun grekoromen mitolojilerindeki 9 müz ve Venüs, Juno ve Minerva tanrıçalarını sembolize etmektedir. Salonunda bulunan devasa görkemli avize 14,000 Bohemya kristalinden oluşmaktadır. Tiyatro aynı zamanda Avrupa'nın içerisinde ahşap bölümler bulunan en eski tiyatro binalarından birisidir. Bu ahşap yapısı da akustiğinin kalitesini arttırmaktadır. Mavi, beyaz ve altın renkleri Fransız Hanedanı'nın renkleridir ve salonun içerisinde en ağır basan renklerdir. Bale tarihinin en etkili ismi kabul edilen Marius Petipa, gençlik döneminde ilk göstelerinden biri olan La Femma Mal Gardée'yi 1789 yılında bu salonda sergilemiştir. Fransa-Prusya Savaşı döneminde de kısa bir süreliğine Fransa Meclisi'ne ev sahipliği yapmıştır.
 

Bordeaux Katedrali

Bordeaux Katedrali, Saint-André Katedrali olarak da bilinir. Bir Roma Katolik katedrali olan yapı Bordeaux-Bazas başpiskoposluk koltuğuna ev sahipliği yapmaktadır. Katedral, Papa II. Urban tarafından 1096 yılında kutsanmıştır. Orijinalinde Romanesk olan yapıdan günümüze sadece nefde bir takım izler kalmıştır. 13. ve 14. yüzyıllarda yapılan değişilikler sonucu şu anki haliyle Gotik mimari yapıdadır. 1137 yılında 13 yaşındaki Akitanya Düşesi Eleanor bu kilisede VII. Louis ile evlenmiş, birkaç ay sonra da kraliçe olmuştur. Bordeaux Katedrali, Fransa’nın ulusal anıtları ve UNESCO Dünya Mirasları Listesi arasındadır.

Pey-Berland Kulesi, ismini başpiskopos Pey Berland’dan almıştır. Bordeaux Katedrali’nin hemen yanında yer almaktadır. 12. yüzyılda inşa edilen katedralin çan kulesi çanı taşımaya yeterli gelmemiştir. Bu nedenle Bordeaux Katedrali’nin çan kulesi olarak 1440-1446 yılları arasında Pey-Berland Kulesi, Gotik stilde inşa edilmiştir. Salı gününden Pazar gününe kuleye çıkıp eşsiz Bordeaux manzarasını seyredebilirsiniz. 231 merdiven basamağı çıkarak kulenin tepesine ulaşılsa da manzara buna değerdir. Ayrıca her seferinde kuleye 19 kişinin girmesine izin veriliyor. Kuleye giriş ücreti de 5.50 Euro'dur.

Pey-Berland Kulesi, katedralin çan kulesidir. Katedralden ayrı olduğu için ve Romanesk tasarımının üzerine Gotik tasarımın yapılmasıyla olan oluşan heterojen görüntü nedeniyle Paris, Amiens, Reims Katedralleri kadar estetik bulunmamaktadır. Ayrıca Canon Marcadé'nin 1947'de katedrale armağan ettiği, resim, heykel ve gümüş objelerden oluşan koleksiyonu da sergilenmektedir.
 

Bordeaux Güzel Sanatlar Müzesi

Cumhuriyet Meydanı'nın kuzeyinde, Bordeaux Katedrali'nin batısında bulunan Musée des Beaux-Arts yani Güzel Sanatlar Müzesi, Albret Sokak üzerindedir. Müze koleksiyonları 19. yüzyılda toplanmaya başlanmıştır. Günümüzde Bordeaux'nun ve hatta Fransa'nın en önemli müzelerinden birisidir. Aynı zamanda ülkede Paris dışında bulunan en büyük sanat galerilerinden birisidir.

Müzenin koleksiyonu neoklasik ressam Pierre Lacour tarafından toplanmaya başlamıştır. Müzenin ilk küratörü olarak atanan Pierre Lacour müzenin gelişmesi için büyük çaba göstermiş ve farklı yerlerden eserler toplamaya çalışmıştır. 1814'de vefatından sonra müzenin küratörlüğünü babasıyla aynı ismi taşıyan Pierre Lacour üstlenmiştir. Bulunduğu ilk bina küçük gelince müze bugünkü yeri olan Rohan Sarayı'na taşınmıştır. Yeni yerindeki açılışı 1820'de yapılmıştır ve 1800'lerin ortalarından sonra iki büyük yangın geçirmiştir. Bu yangınların bazı resimlere ciddi hasarlar vermesi sonucu, bundan sonra olabilecek yangınlara karşı önlem almak amacıyla, saraya bazı eklemeler ve değişiklikler yapılmıştır.

Müzede 15. 16. ve 17. yüzyıllardan eserler içermektedir. Resim, heykel ve çizimlerden oluşan koleksiyonde resimler ağırlığını göstermektedir. Dünyaca ünlü pek çok Fransız, Felemenk ve İtalyan sanatçının eserleri burada sergilenmektedir. Bu eserlerin bir kısmı Napolyon'un işgal ettiği bölgelerden toplantığı eserlerdir. Bu toplanan eserlerin çoğu İtalya'dan gelmektedir ve müze, Napolyon'un işgal ettiği bölgelerden getirdiği eserleri sergilediği 15 müzeden birisidir. Paolo Veronese'in St. Dorothy eseri, Camille Corot'nun Diana'nın Banyosu eseri ve Anthony Van Dyck, Pablo Picasso, Peter Paul Rubens, Eugène Delacroix gibi sanatçıların eserleri bulunmaktadır.
 

Şarap Şehri

Bordeaux'yu ikiye bölen Garonne Nehri'nin kenarında, Bacalan Bulvarı üzerinde konumlanmış La Cité du Vin yani Şarap Şehri, Bordeaux'nun şarap kültürünü anlamak için ziyaret edilmesi gereken bir noktadır. Dünya çapında şarabın başkenti olan Bordeaux'da şarap kültürünü tanıtmak için açılmıştır. Müzede şarap ve şarapçılığın tarihi, gelişimi, üzüm yetiştiriciliği ve şarap ticareti konularında kapsamlı bir sergi bulunur. Ayrıca şarapçılık üzerine de seminerler ve atölyeler düzenlenmektedir.

Şarap sürahisini andıran tasarımıyla bir çağdaş sanat ürünüdür. Müzenin kulesi 55 metre yüksekliktedir. 10 katlı binası bahçesiyle beraber 13,350 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Sekiz dil seçeneğine sahip dijital rehberler eşliğinde gezilebilen müzede 20 tane bölüm bulunmaktadır. Bu bölümlerde üzüm çeşitleri ve yetiştirilmesi, şarapların yapılma süreçleri, şarap türleri ve şarap tadımı gibi konular üzerine çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca müzeyi gezerken bilgileri interaktif olarak öğrenmek mümkündür. Müzede yapılan turlar panoramik 'belvedere'de bir kadeh şarap tadımıyla sonlanmaktadır. Aynı zamanda bünyesinde üç farklı cafe ve restoran bulunur. 7. katta bulunan restoran panoramik bir manzarayı gözler önüne serer. Mağazadan da hediyelik eşyalar ve kitaplar alabilirsiniz.

Müzenin maliyeti 81.1 milyon Euro'dur ve açılışı 31 Mayıs 2016'da Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande tarafından yapılmıştır. Tramvay hatlarından B hattının La Cité du Vin durağında inerek müzeye ulaşabilirsiniz. Giriş ücreti de 20 Euro'dur.
 

Bordeaux Eski Şehir

Bordeaux'da ön plana çıkan 18. yüzyıldan kalma barok yapılardır. Özellikle Altın Üçgen, Triangle d'Or, bölgesi turistlerin özellikle akın ettiği bölgedir. Üç ana bulvarın birleştiği bu noktada Bordeaux'nun gösterişli binaları bulunur. Ancak Bordeaux'nun tarihi çok daha eskilere dayanır ve bu tarihi bölge olarak bilinen kısım Saint-Pierre Mahallesi'dir. 18. yüzyılda modernleşme çalışmaları başlatılan şehirde Orta Çağ yapıları büyük ölçüde dönemin mimarisine göre yenilenmiştir. Ama eski şehir bölgesi Saint-Pierre'de Orta Çağ'dan kalan yapılar da görmek mümkündür.

Şehirde Roma İmparatorluğu devri kapandıktan sonra Orta Çağ yerleşimi Saint-Pierre'de olmuştur. Garonne Nehri üzerinden ticaretin yapılması ticaretle uğraşan bir sınıfın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Farklı ürünleri üretip ticaretini yapanlara ithafen verilen Rue des Trois Chandeliers (Mumcular Sokağı), Rue des Bahutiers (Sandık Marangozları Sokağı) gibi sokak isimleri günümüzde de hala durmaktadır. Barlarla dolu canlı La Victoire Caddesi ve mağazalarla dolu Sainte Catherine Caddesi de buradadır. Bu bölgede bulunan Parlamento Meydanı, Place du Parlement, da görmeye değerdir. 

Orta Çağ'dan sonra da şehrin varlıklı ailelerinin gözde noktalarından birisi olmayı başaran Saint-Pierre'de ilk feministlerden olan Flora Tristan gibi kişiler de yaşamıştır. Bu bölgenin en dikkat çekici yapısı ise şehrin sembollerinden birisi olan Port Cailhau'dur. 1494'de yapılan bu görkemli yapı Fransa Kralı 8. Charles'ın İtalya'da kazandığı zafer anısına inşa edilmiştir. Bordeaux'da en beğenilen binalardandır.
 

Bordeaux Halk Bahçesi

Bu Fransız bahçesi, 1746 yılında Versay Sarayının bahçesinden ilham alınarak 10 hektarlık bir alana yapılmıştır. 1858 yılında peyzaj bir bahçe olarak düzenlenmiştir. Botanik bir bahçeye ev sahipliği yapmasının yanında bünyesinde bir kütüphaneyi ve Doğa Tarihi Müzesi'ni de barındırmaktadır. Ayrıca Bordeaux Halk Bahçesinde çocuklar için birçok oyun alanı mevcuttur. 1935 yılında Fransa'nın Tarihi Anıtlar listesine girmeyi başarmıştır.

18. yüzyılda modernleşme çalışmaları nedeniyle hızla binaların yapıldığı Bordeaux'da nefes alıp dinlenilebilecek bir park ihtiyacı duyulmuştur. Günümüzde de Bordeauxlular sabah koşularını, sandviç ve şaraptan oluşan meşhur Fransız pikniklerini bu parkta yapar. Ayrıca parkın içerisinde bulunan Bordeaux Botanik Parkı da temelleri 1600'lere dayanan bir parktır. Burada tıpta da kullanılan ender bitkiler yetiştirilmektedir. Yine parkın içerisinde bulunan L'Orangerie cafe/restoranda yemek yiyen veya kahve içen Bordeauxluları görebilirsiniz. Doğa Tarihi Müzesi ise uzun bir dönem Lisleferme Oteli olarak kullanılan binada bulunmaktadır. Dünyanın farklı noktalarından getirilen tarihi ve bilimsel değeri olan objeler burada sergilenmektedir.

Park, şehre birçok yapı kazandıran mimar Ange Jacques Gabriel tarafından tasarlanmıştır. 1858 yılında ise geniş kapsamlı bir rehabilitasyon programıyla parkta birtakım değişiklikler yapılmıştır. Yeni binalar ve anıtlar da eklenerek İngiliz stilinde bir park görünümünü almıştır. Gabies'nin Diane, Granet'nin Jeunesse et Chimere, Gaston Veuvenot Leroux'nun Rosa Bonheur isimli heykelleri gibi birçok heykel parkın havasını zenginleştirmektedir. Kuğuların ve ördeklerin huzur içinde yüzdüğü göl bu dönemde yapılmıştır.
 

Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı