Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde yer alan Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi inşası, Seyitgazi Türbesi ile aynı döneme tarihlenmektedir. Kesin yapılış tarihi bilinmemekle birlikte, 1515 yılında onarıldığı giriş kapısının üzerindeki kitabede yazmaktadır. Cem evinden aş evine kadar son derece iyi korunmuş ve günümüze ulaşmıştır. Külliye ve türbeye adını veren Şeyh Sücaeddin-i Veli’nin Kalenderi dervişi olduğu ve 12 imamların sekizincisi olana İmam Rıza’nın torunu olduğu kabul edilmektedir. Türbeye ev sahipliği yapan köyde her yıl Sücaeetin-i Veli’yi anma törenleri yapılmaktadır.

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde yer alan Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi inşası, Seyitgazi Türbesi ile aynı döneme tarihlenmektedir. Kesin yapılış tarihi bilinmemekle birlikte, 1515 yılında onarıldığı giriş kapısının üzerindeki kitabede yazmaktadır. Cem evinden aş evine kadar son derece iyi korunmuş ve günümüze ulaşmıştır. Külliye ve türbeye adını veren Şeyh Sücaeddin-i Veli’nin Kalenderi dervişi olduğu ve 12 imamların sekizincisi olana İmam Rıza’nın torunu olduğu kabul edilmektedir. Türbeye ev sahipliği yapan köyde her yıl Sücaeetin-i Veli’yi anma törenleri yapılmaktadır.

Şeyh Sücaeddin-i Veli Kimdir? 

Şeyh Sücaeddin-i Veli yaz boyunca dolaşan, kış aylarında ise Seyitgazi’deki tekkesinde ya da yakınlardaki mağarada yaşayan bir Kalenderi şeyhidir. “Velayetname-i Sultan Sücaeddin adlı eserde; Sücaeddin-i Veli’nin 14. yüzyılın ikinci yarısı ve 15. yüzyılın ilk yarısında, Çelebi Mehmet ile II. Murad devirlerinde yaşadığı belirtilmektedir. Aynı eser Şeyh Sücaeddin-i Veli’nin lakabının “Piri fani” olduğunu yazmaktadır.

Amasya tarihinde, 4 oğlu olduğuna dair fermanlı belge bulunmaktadır. Sücaeddin-i Veli, İran’ın Horasan eyaletinden yola çıkmış, Erivan yolunu izleyerek önce Amasya’ya, sonra da sırasıyla Çorum, Kayseri, Nevşehir, Konya, Isparta, Afyon’a gitmiş son olarak Sücaeddin (Aslanbeyli) köyüne yerleşmiştir.Bazı kaynaklarda adı Sultan Süca, Sultan Varlığı ve Şefküllü Bey olarak da geçen Sücaeddin-i Veli,  “mürşid-i kamil” bir zattır (İslam’da doğru yolu gösteren kişi, şeyh). Bu nedenle bazı araştırmacılar, Anadolu’nun 3 velisi olarak bilinen Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayram Veli ve Hacı Şabani Veli’ye, Sücaeddin-i Veli’yi de dâhil ederek, “Anadolu’nun 4 Velisi” diye söz etmektedirler.

Bir tören sırasında Sultan II. Murad’ın ayağı kaymış ama birisi elini tutarak düşmesini engellemiştir. II. Murad elini tutan kişinin kim olduğunun araştırılması ve adına bir mescit yaptırılması için ferman buyurur. Mescit yapılırken, Şeyh her kerpici üç ihlasla yerine koyar. Mescidin yanına bir de zaviye inşa edilir. Sücaeddin-i Veli hayatı boyunca buraya gelenleri manevi olarak eğitmiş, onlara Allaha ulaşma yollarını göstermiştir. Vefat ettiğinde mescidin ve zaviyenin yanına defnedilmiştir. Müritlerinden Osmanlı komutanlarından Timurtaş Paşa’nın oğlu Mürüvvet Ali Paşa, kabri üzerine türbe inşa ettirmiştir.

Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi Özellikleri 

Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi güney seferi sırasında Seyitgazi’de konaklayan Yavuz Sultan Selim’in harap durumdaki külliyenin onarılmasını emretmesiyle ihya olmuştur. Battal Gazi ve Üryan Baba türbeleri gibi viran halde bulunan Sücaeddin-i Veli Külliyesi, böylelikle ortaya çıkmıştır. Külliye başlıca iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda avlu duvarlarıyla çevrili iki türbe, bir cami ve minare, 12 köşeli bir havuz ve mezarlar bulunmaktadır. Şeyh Sücaeddin-i Veli Türbesi sekizgen planlıdır ve kubbelidir. Giriş kapısı üzerindeki kitabede, 1515 yılında Bali Beyoğlu Kasım Bey tarafından onarılıp ihya edildiği yazmaktadır.Diğer türbe ise Timurtaş Paşa’ya aittir.

Şeyh Sücaeddin-i Veli Türbesi’nin iç duvarlarında dikkati çeken hatlar, külliyenin 1892-93 yıllarında gerçekleştirilen onarımda Kütahyalı Ahmed Mahir tarafından yazılmıştır. Her bir duvarda Hz. Mevlana, Abdülkadir Geylani, Şah-ı Nakşibend, Abdullah Bedevi, Hüsameddin Uşşaki, Şeyh Şaban-ı Veli, Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayram-ı Veli, Hasan-ı Şazeli ve SeyyidAhmed Rufai Hz.’nin isimleri yazılıdır. Avludaki mezarlıkta bulunan bir kapıdan, Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi’nin ikinci bölümünü oluşturan imaret binasına geçilmektedir. “L” şeklindeki imaret bölümü, yan yana ve kubbeli dört binadan oluşmaktadır. Bu binalar, kırklar meclisi, Aşevi, Dervişler Evi ve Erzak-Fırın Evi adını taşımaktadır. Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi, 2013 yılında “Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti kalıcı eserler” kapsamında restore edilmiştir.

Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi Kapıları 

1515’in öncesine uzanan tarihi ve İpek Yolu güzergâhı üzerinde olması nedeniyle, birçok uygarlığa ve doğal olarak savaşa tanıklık etmiş olan Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi zamanla büyük hasarlar görmüştür. Hem Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi hem de Seyyid Battal Gazi Külliyesi’nin tarihî kapıları, Ankara Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir.

Şeyh Sücaeddin-i Veli’nin ceviz oymalı, ahşap ve iki taraflı makam kapısı 1930 yılında Eskişehir’den Ankara’ya götürülmüş ve orada sergilenmeye başlamıştır. Aynı şekilde 1932’de de Seyyid Battal Gazi Külliyesi’nin ahşap ve gümüş kaplamalı kapısı Ankara Etnografya Müzesi’ne götürülmüştür. Bu kapıların neden Ankara’ya götürüldüğü bilinmemekle birlikte; her iki kapının da ait olduğu yerde sergilenmesi için Eskişehir Valiliği tarafından çalışmalar yürütülmektedir.

Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi  ve Türbesi Nerededir? 

Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi Eskişehir’in Seyitgazi ilçesine bağlı Arslanbeyli köyündedir. Seyyid Battal Gazi Türbesi’nin yakınında ve Seyitgazi’ye 7 km uzaklıktadır. Köyde halen Sultan SücaeddinDergahı hizmet vermektedir. 

Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi  ve Türbesi'ne Nasıl Gidilir? 

Özel aracıyla gitmek isteyenler önce Eskişehir’in Seyitgazi ilçesine ulaşmalılar. Buradan Arslanbeyli köyü tabelalarını takip ederek Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi’ne ulaşabilirler. Toplu taşıma tercih edenler, Eskişehir’den otobüslerle Seyitgazi’ye, oradan da dolmuşlarla Arslanbeyli köyüne gidebilirler. Köy içinden kısa bir yürüyüşle yapıya ulaşmak mümkündür. Hem külliye, hem de türbenin hemen her yeri ücretsiz olarak ziyarete açıktır. Eskişehir’e Türkiye’nin her ilinden otobüs, büyükşehirlerinden de uçak seferi bulunmaktadır. Ayrıca demiryolu ulaşımı da mevcuttur.