Harran’da Gezilecek Yerler

İbrahim Peygamber’in yaşamının bir bölümünü burada geçirmiş olması ve İncil'de, aynı adı taşıyan eski bir kent olduğuna inanılması; Harran’ı doğunun en gizemli merkezlerinden biri haline getiriyor. Buna bir de koni çatılı evleri, tarihin en eski İslam Üniversitesi’nin burada oluşu, 8. Yüzyıl’dan kalma kent surları ve kalesi eklenince, Harran adeta bir Açık Hava Müzesi kimliğine bürünüyor.

Harran Evleri

Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmeye aday, hem mimarisiyle hem de tarihî dokusuyla son derece etkileyici bir bölgemizdir. Birçok medeniyete başkentlik yapmış olan bu bölge, aynı zamanda dünyanın ilk üniversitelerinden birine de ev sahipliği yapmıştır. Yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri özellikle geleneksel Harran evleriyle çok dikkat çekmektedir.

Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri
Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri

Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Harran Üniversitesi

11. yüzyıla kadar büyük bir bilim merkezi olan Harran’ın en önemli özelliği, Abbasi Hükümdarı Harun Reşit’in yaptırdığı, dünyaca ünlü Harran Üniversitesi’ne ev sahipliği yapmasıdır. İlkçağ felsefe ekolünün merkezi, sonrasında da Arap düşünce sisteminin kaynağı olarak kabul edilen bu üniversitede; din, gökbilim, tıp, matematik ve felsefe olmak üzere beş ayrı bölümde bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Felsefede ağırlığın Platon, Aristoteles, Plotinos gibi bilginlerde olduğu üniversitede, Farabi’nin de kısa bir süre öğrenim gördüğü biliniyor. Bugüne ulaşan kalıntıların çoğunun İslam öncesi ve İslam dönemine ait olduğu söylenmektedir. Ancak üniversiteden bugüne kalan en sağlam yapı gözetleme (astronomi) kulesidir. Kazıları hala devam etmektedir.

Harran Kalesi

sanliurfa_urfa_harran_kalesi_img_1635.jpg

Kentin güneydoğusunda bulunan kale, “İç kale” ve “Aşağı sur” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.

İç kale: Şehrin güneydoğusunda, şehir suruna bitişik olarak inşa edilen iç kale, dikdörtgen planlıdır ve köşelerinde onikigen kuleleri bulunmaktadır. 90 metreye 130 metre ölçülerindeki kale, üç katlıdır. İslami kaynaklar, kalenin yerinde önceleri, bir Sabii Tapınağı’nın varlığına işaret etmektedir. Emevi halifesi II. Mervan tarafından 10 milyon dirhem altın harcanarak yaptırılan sarayın, kalenin esasını oluşturduğu düşünülmektedir. Araştırmacılar kalenin içinde 50 koridor ve 150 oda bulunduğunu iddia etmektedirler. Ancak zamanla yer yer çökmeler olmuş ve ne odalar ne de koridorlar günümüze kadar ulaşamamıştır. 1951 yılında gerçekleştirilen Türk-İngiliz ortak kazıları sonucunda, doğu kanadında iki yanı aslan kabartmalı bir kapı ortaya çıkarılmıştır. Bu kapının üzerinde yer alan Arapça kitabe, kalenin 1059 yılında Fatimiler tarafından yenilendiğini söylemektedir. İç kale’nin bir bölümünde yapılan restorasyonda, havan, sini ve kazan gibi 100’e yakın madeni mutfak gereci bulunmuştur.

Dış kale: Kenti çevreleyen ve daire şeklinde planlanmış “dış kale”yi oluşturan surların uzunluğu 4 kilometre, yüksekliği 5 metredir. Kalenin burçlarının yüksekliği ise 15-17 metre arasında değişmektedir. Halep, Rakka, Aslanlı, Musul, Bağdat ve Anadolu adında altı kapısı olan ve bu kapılarla dışa açılan kalenin, bugün sadece Halep Kapısı ayaktadır. Ancak surlar yer yer yıkılmış olsa da, çepeçevre izlenebilmektedir.

Mecm Kapısı

Harran şehrinin kapılarından birinin adının “Mecm kapısı” olduğu bilinmektedir. Bu kapının üzerinde “Men Arefe Te’ellehe” yani “Kendini bilen kişi ilahileşir” yazmaktadır.

Firdevs Camüharran Ulu Sin Camii (Sin Mabedi/Tapınağı)

311242939.jpg

Harran höyüğünün kuzey doğu eteğinde bulunan yapı, Emevi hükümdarı II. Mervan tarafından 744-750 yılları arasında yaptırılmıştır. Bazı kaynaklarda, Cami-el Firdevs (Cennet Camii) ve “Cuma Camii” olarak da geçmektedir. Caminin aslında, Sabilerin taptığı “Ay Tanrısı Sin”e adanmış bir tapınak olduğu sanılmaktadır. Babil dönemine ait olan ünlü “Sin Mabedi”, Harran’da inşa edilmiş, bilinen en eski anıtsal eserdir. Müslümanlar Harran’ı alınca, tapınağın yerine bir cami yapmışlar ve Sabiler’e kendi tapınaklarını yeniden yapmaları için başka bir yer göstermişlerdir. 1174’te Halep Hükümdarı Nureddin Mahmut Zengi tarafından, önemli ölçüde yenilenen ve genişletilen caminin bugün görülen taş işçiliği ve süslemeleri, o döneme aittir.

Harran Höyüğü

Kentin ortasında bulunan tepe, 1885 tarihli Halep Salnamesinde, Tel İbrahim diye adlandırılmıştır. Oldukça geniş bir alana sahiptir ve yüksekliği 22 metredir. Yapılan kazılarda üst tabakada, 13. yüzyıl İslami devrine ait bir şehir kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Bulunan bu şehirde; kare ve dikdörtgen planlı, içinde su kuyularının olduğu avlulara açılan odalardan oluşan, bitişik düzende evler, bu evlerin oluşturduğu dar sokaklar ve ortasında büyük bir kuyunun yer aldığı meydan bulunmaktadır.

Şuayb Şehri Harabeleri

Harran'a 45 kilometre uzaklıktaki Şuayb Şehri’nin kalıntıları, Roma-Bizans dönemine aittir. Yüzlerce kaya mezarı üzerine, kesme taşlardan yapıların inşa edilmesiyle oluşturulan şehir, bugüne birkaç duvar ve temel kalıntısını taşıyabilmiştir. Şehrin kalıntıları arasında bulunan bir mağara ev, Şuayb Peygamber’in yaşadığı ev olarak bilinmektedir.